Cuma Hutbesi/HAK VE HAKİKAT /25.03.2016

EndSpeed

Erdem,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
30 Eyl 2014
Mesajlar
2,979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Aziz Müminler!
Allah Resulü (s.a.s), bir gün ashâbı ile otururken
onlara, “Müflis kimdir bilir misiniz?” diye sordu.
Ashâbdan söz alan biri, “Müflis, malı mülkü olmayan
kimsedir.” dedi. Bu cevap üzerine Efendimiz, asıl
müflisi şöyle tarif etti ve onun ibretli akıbetini haber
verdi: “Müflis, dünyadayken namazını kılmış,
orucunu tutmuş, zekâtını vermiş olarak kıyamet
günü Allah’ın huzuruna gelen fakat kimine
sövmüş, kimine iftira etmiş, kiminin malını gasp
etmiş, kimine hakaret etmiş, kiminin canına kast
etmiş kişidir. Yapmış olduğu iyiliklerin sevabı,
dünyada bir şekilde haklarını ihlal ettiği hak
sahiplerine verilir. İşlemiş olduğu günahlara
karşılık iyilikleri kifayet etmezse, mağdur ettiği
insanların günahlarından alınarak ona yüklenir.
Sonra da cehenneme atılır.”
1
Rahmet Elçisi’nin dilinden dökülen bu kutlu söz,
iman ve sorumluluk, iman ve amel, söz ve ahlak
konusunda hassasiyet göstermeyen kişinin o büyük
günde uğrayacağı hüsranı vurgulamaktadır.
Kardeşlerim!
Bizler, bu dünyaya her şeyden önce Hak ve
hakikate şahitlik etmek için gönderildik. Hak ve
hakikatin kaynağı, sahibi ve belirleyicisi olan Yüce
Rabbimiz, “Ey iman edenler! Allah için hakkı
ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler
olun...” 2 buyurdu. Ve bütün inananları hakkı
tanımaya, hakikati duyurmaya, adaleti yüceltmeye
davet etti.
Bizler de, imanımız ve Müslümanlığımızın
tescili olan kelime-i şehadetle Rabbimizin varlığına ve
birliğine, sonsuz kudretine, O’nun Âlemlere Rahmet
Elçisi Muhammed Mustafa (s.a.s)’nın
peygamberliğine şahitlik ettik. Bu, sadece dilden
dökülen bir şahitlik değildi elbette. Bu ulvi şahitlikle
ağır bir sorumluluk da üstlendik. Rabbimize, bize
emanet ettiği hak ve hakikate sahip çıkma, şahitlik
etme, onu yaşama ve yaşatma sözünü verdik.
Kıymetli Kardeşlerim!
Hakka sahip çıkmak, Rabbimize, kendimize,
çevremize ve bütün yaratılmışlara karşı sorumluluk
bilinciyle hareket etmektir. Rabbimize karşı hak ehli
olmak, O’na karşı vazifelerimizde teslimiyet ve
sadakat sahibi bir kul olmaktır. Her vesile ile O’nun
rızasını aramaktır.
Kendimize karşı hak ehli olmak, Allah’ın lütfu
olan nimetleri yerli yerinde kullanmaktır. Zihnimizi
kötü düşüncelerin esiri yapmamaktır. Dilimizi kötü
sözlere kapatmaktır. Bedenimizi kötülükten korumak,
insanlığın hayrı ve faydası için kullanmaktır.
Çevremize karşı hak ehli olmak, onlara karşı
şefkat, merhamet, insaf ve adaletle davranmaktır. Dili,
ırkı, mezhep ve meşrebine bakmaksızın hiç kimsenin
can, mal, onur ve haysiyetine dil uzatmamaktır.
Dünyanın sadece bize değil, bizim dışımızdakilere de
ait olduğunu unutmamaktır.
Kardeşlerim!
Her türlü israftan kamu malını çarçur etmeye;
kumardan gaspa; dolandırıcılıktan hırsızlığa;
aldatmadan hileye; karaborsacılıktan haksız kazanca;
gıybetten iftiraya; yalandan sahteciliğe; cinayetten
şiddet ve teröre, İslam’ın yasakladığı bütün
davranışlar, aslında hem Allah’ın hakkına hem de
insanların hakkına bir tecavüzdür, zulümdür.
Müslüman, bu gibi durumlarla bir arada olamaz.
Müslüman, bu gibi kötülüklerle anılamaz. Mümin,
asla başkalarının hakkını gasp edemez. Haksızlık,
hukuksuzluk ve adaletsizliğe sessiz de kalamaz.
Zulme duyarsız olamaz. Zalimin yanında yer alamaz.
Çünkü mümin, Peygamberimizin tarif ettiği gibi,
insanların elinden ve dilinden emin oldukları, canları
ve mallarını kendisine karşı güvende bildikleri
kişidir.3
Kardeşlerim!
Bizler, dünyada gerçek anlamda hakkı, hukuku
tesis etmiş, adaleti yüceltmiş bir medeniyetin
mensuplarıyız. Biliyoruz ki, hiçbir haksızlık, hiçbir
zulüm ebedi değildir. Ve yürekten inanıyoruz ki;
hakkı tutup kaldırdığımız sürece batıl bize asla zarar
veremeyecektir. Haklının yanında olduğumuz
müddetçe Rabbimiz bizi yüceltecektir. Yeter ki bizler,
hak ve hakikatin kaynağı olan Kur’an’ı Kerim’i ve
Efendimiz (s.a.s)’in sünnetini kendimize rehber
edinelim. Yeter ki, hak benim, hakikat yalnız benim
elimdedir demeyelim. Dinimizin bize öğrettiği hak
duyarlılığına sahip olalım ve bunu yaymak için
çabalayalım.
Hutbemi gönülden “âmin” diyeceğimiz şu dua
ile bitirmek istiyorum:
“Allahım! Hakk’ı hak bilip Hakk’a uymayı,
bâtılı bâtıl bilip bâtıldan kaçınmayı bizlere nasip
eyle.”

1 Müslim, Birr ve Sıla, 59.
2 Maide 5/8.
3 Nesâî, İman ve Şerâiuhû, 8.
 

EndSpeed

Erdem,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
30 Eyl 2014
Mesajlar
2,979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Hayırlı Cumalar RFC.

SM-G800HQ cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

osscan

Özcan ÖGÜL,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
4 Eki 2015
Mesajlar
2,634
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Hayirli cumalar :eyv
 

selim_ugur

Selim Uğur ŞAHİNTÜRK,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
11 Ara 2013
Mesajlar
4,686
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Hayirli cumalar :eyv
 
Üst