Denizli yöresi türküleri

m.gokceoglu

Denizli , T.C. Vatandaşı,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ağu 2013
Mesajlar
349
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
30
yöremin türkülerini tanıtmak için böyle bir konu açmak istedim. aslında her türkü büyük anlamlar taşır. çünkü müzik yapmak için değil yaşanmış olayların, acıların yakılan ağıtlardan oluşmuştur. bu sebepledir ki günümüz pop müzikleri oyun havalarına hiç birine benzemezler.


Devrent deresini duman bürüdü
[video=youtube;nPSL-ZT8XBw]https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=nPSL-ZT8XBw[/video]

türkünün hikayesi
Yöresi : DENİZLİ
Türküye konu olan bu olay, 12 Şubat 1933 yılında bugünkü, Buldan-Derbent barajının dolgusu yapılan Derbent Deresi denilen yerde meydana gelmiştir.
Malum, 1933 yılında Türkiye’de her bölgeye araba, tren gibi ulaşım araçları henüz yeterince girmemişti. O yıllarda Buldan’ın Derbent Köyü , Alaşehir ve Sarıgöl taraflarından gelip, Sarayköy ve Denizli taraflarına geçmekte olan kervancıların uğrak yeriydi.Kervanlar Derbent Boğazını görmeden geçemezlerdi. Zaten en kısa ve tek geçit burasıydı.
12, 13 Şubat tarihlerinden önce, Denizli’nin Gölemezli Köyünden Deveci (Kervancı başı) Kuru Ali’nin Musa adındaki kişi, Meneviş’in Veli ve Süleyman’ı da yanına alarak, Sarayköy’den develerine buğday ve arpa yükleyip, Sarıgöl’de satmak için yola çıkarlar. Yüklerini Sarıgöl’de boşaltıp sattıktan sonra tekrar aynı yoldan Sarayköy’e doğru hareket ederler. Mevsim kış, karlı-fırtınalı, tipili bir gün...
Kervancılar tam Derbent Deresi denen yere gelmeden, önceleri Buldan ilçesine bağlı, sonra Sarıgöl’e bağlanan Baharlar köylüleri ile karşılaşırlar. Köylüler kervancılara, “Kar çok yağıyor, Derbent boğazından geçemezsiniz” diyerek döndürmek isterler. Onlarda “Bir şey olmaz gideriz” deyip yola devam ederler. Derbent boğazına yaklaştıklarında kar, boran, tipi şiddetini artırır. Develerin ayakları tutmaz, kaymaya başlarlar. Köylülerin aklına gelen devecilerin başlarına gelir ve develerle birlikte uçuruma yuvarlanırlar. Musa, Veli ve Süleyman önce develerini, sonra da kendilerini kurtarmak isterlerken vakit bir hayli geçmiş gece olmuştur. Kar ve tipiden, soğuktan korunacak yer bulamayıp. Develerini de kurtaramadan soğuktan donup ölmüşlerdir.
Olayın ertesi günü oradan geçmekte olan Kula’lı ayakkabı yolcusu uzaktan bunları görür. Derbent Köyü’ne haber verir. Köye 4-5 km. uzaklıkta bulunan Derbent Boğazı’na gelen köylüler küreklerle karları aça aça cesetleri bulurlar. Devenin birisinin ayağı kırılmış diğerleri ise sağlamdır. Musa , Veli ve Süleyman ise ölmüştür.
Kervancıların cesetleri önce Derbent Köyü’ne götürülür. Kimlikleri Gölemezli köyünden oldukları iyice anlaşılınca, köylerine götürülerek cesetleri ailelerine teslim ederler.
Bu acı olay üzerine Denizli Buldan ilçesine bağlı Derbent köyünden Ayşe ve Fatı adlı kişiler hemen bir ağıt yakarlar. Bu ağıtın sözleri de dilden dile , telden tele gezip dolaştıkça, halk arasında yaygınlaşır.

Ağ elime mor kınalar yaktılar
erken yaşta başlık parası için gelin edilen gelinin yaktığı ağıt

Adını sevdiğim avşar beyleri

türkü hikayesi
Selçuklu İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla birlikte Anadolu’da Türk Beylikleri kuruldu. Beylikler zamanında Burdur ve civarında Hamitoğulları Beyliği kurulmuştu. Osmanlı Beyliği ile Germiyanoğulları arasında bir kız alışverişi sebebiyle Osmanlılar Acıpayam/Yeşilova bölgesindeki Eşeler yaylasını çeyiz olarak Germiyanoğulları na verdiler. Bunun üzerine bölgeyi kontrol altına almak isteyen Germiyanoğulları 5-6 bin civarındaki atlı kuvvetlerini bölgeye gönderdi.

Hamitoğulları da bu durumdan rahatsız olup kuvvetlerini bu bölgeye sevk etti. Yine bu arada Karaağaç Bey kontrolundaki Avşar Aşireti de bu bölgeyi beğenip daha önceden yerleşmişti. Avşar Aşireti nin kuvvetleri sayı olarak 500-600 civarındaydı. Germiyanoğulları nın kuvvetlerine karşı kendilerini savunmak için sayıca çok azdılar. Ancak konakladıkları bölgeyi Germiyanoğulları na bırakmaya niyetleri de yoktu. Aşiretin ileri gelenleri gözü kara Karaağaç Bey’e savaşmaması için ne kadar telkinde bulunduysa da dinletemediler.

Karaağaç Bey Germiyanoğulları’yla savaşa tutuşup az sayıdaki adamlarıyla Germiyan güçlerini dağıtarak savaştan zaferle çıktı. Burası sonraları Avşar Aşireti’nin merkezi oldu ve “Asi Karaağaç” dendi. Bir diğer ismi de “Garbi Karaağaç” tır. Daha sonraları badem ağaçlarının çok olması sebebiyle buraya "Acıpayam" adı verilmiştir. Avşar Beyleri’nin Germiyanoğulları na karşı verdiği savaşta yaptıkları kahramanca çarpışmalarda obanın ozanı tarafından destansı bir şekilde türkü halinde söylenmiştir. Daha sonraları Teke Yöresinde sevilen ve günümüze kadar gelen bir türkü haline gelmiştir.

Çakır meryem

türkü hikayesi
1932 yılında Yukarıseyit Köyünde güzel bir kadın olan Meryem, gözlerinin yeşil olmasından dolayı ''Çakır Meryem'' namıyla tanınmaktadır. Köyde sakin bir hayat sürerken tüm Türkiye'de olduğu gibi Yukarıseyit'te de eşkiyalar türemeye başlar. Bunlardan biri Peynircili Mustafa, diğeri de Çallı Ferit Osman'dır. Bu eşkiyalar gündüzleri dağda, geceleri meryem'in evinde geçirirler. Bir ara evi jandarma basar ve kaçmaya çalışan eşkiyalar vurulur. Osman köyüne gönderilir. Mustafa köyün dışına bırakılır. Bu olay üzerine eşkiyalar ve meryem hakkında bu türkü yakılır.

denizlinin adım adım yolları
 

m.gokceoglu

Denizli , T.C. Vatandaşı,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ağu 2013
Mesajlar
349
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
30
asmam çardaktan

yinede yeşilledin acıpayam yolları

denizin dibinde hatcam


elindedir bağlama

cemilem
 

m.gokceoglu

Denizli , T.C. Vatandaşı,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ağu 2013
Mesajlar
349
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
30
bir yayla isterim

yağar yağmur (efem)

aklıma gelenler bunlar hatırlandıkça yenileri eklenecektir.
 

*USTA

Mustafa USTA, T.C Vatandaşı,
Genel Başkan
09-Aydın
Katılım
9 Eki 2010
Mesajlar
33,470
Tepki puanı
1,645
Puanları
113
Yaş
55
Özümüzü anlatan Türkülerimizi bizimle paylaştığın için teşekkür ederim kardeşim,oynak havası olan türkülerimizin çoğunun hikayesi esasında acıklıdır,anlayarak dinlemek gerekir...:eyv
 

Baki Cali

,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
5 Ağu 2013
Mesajlar
456
Tepki puanı
178
Puanları
0
Yaş
26
eline sağlık kardeşim :eyv :eyv bilgilendirmen için teşekkürler
 

m.gokceoglu

Denizli , T.C. Vatandaşı,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ağu 2013
Mesajlar
349
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
30
Ben Türk Halk Müziği Hariç hiçbir Tarz Müzik dinlemem Kardeşim

Elllerine sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler..

Aynen bende türk halk müziği ve nostalji dışında dinlemem, bana göre diğer tarzlar bu kadar anlamlı değil ve bunlar kadar değerini kaybetmeden uzun yıllar dinlenemiyor. Kişisel görüş tabi ki :eyv

GT-I8190 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

m.gokceoglu

Denizli , T.C. Vatandaşı,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Ağu 2013
Mesajlar
349
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
30
Özümüzü anlatan Türkülerimizi bizimle paylaştığın için teşekkür ederim kardeşim,oynak havası olan türkülerimizin çoğunun hikayesi esasında acıklıdır,anlayarak dinlemek gerekir...:eyv

kesinlikle haklısınız buna en iyi örnek hey onbeşli türküsü...

GT-I8190 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Üst