13.11.2013 Sağlik Haberleri

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Organ bağışı kampanyası yarın başlıyor

Organ Bağışı Haftası çerçevesinde düzenlenen kampanyası yarın başlıyor

278479.jpg


Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Organ Nakli Vakfı tarafından, Organ Bağışı Haftası çerçevesinde "Organ Bağışı Kampanyası" düzenleniyor. Yarın başlayacak kampanya ile sağlıklı olan her vatandaşın, gelecekte bir gün kendisi ya da bir yakını için organ gerekebileceğini göz önünde tutarak, organ bağışında bulunması amaçlanıyor.Kampanya süresince ülke genelinde 50 bin kişinin organ bağışı gönüllüsü olmak için müracaat etmesi bekleniyor.Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Organ Nakli Vakfı işbirliğinde, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle 4 Kasım pazartesi günü (yarın) Ankara Congresium'da "Her Bağış Yeni bir Hayattır: Hazır mısınız?" başlıklı program düzenlenecek. Kampanya ülke genelinde sivil toplum örgütleri ile sağlık kurum ve kuruluşları tarafından yürütülecek.Sinevizyon gösterimi ile başlayacak program kapsamında, organ bağışının önemi vurgulanacak ve dünya ile Türkiye'ye ilişkin son güncel bilgilere yer verilecek. Programda, organ nakli bekleyen genç iki hasta ile aynı kişiden alınan organlar sayesinde nakil sonrası yaşama şansını yakalayan organ kardeşi üç kişi konuşma yapacak.Organ nakli konusunda ilgili kurum ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı oturumda, bağışların artırılabilmesi, daha fazla sayıda hastaya organ nakli operasyonlarının gerçekleştirilebilmesi için neler yapılabileceğine ilişkin interaktif tartışma gerçekleştirilecek.Program bitiminde, Türkiye'de organ temininde en başarılı hastanelere ve organ nakli koordinatörlerine plaket verilecek.Bürokrasiden üst düzey katılım olacakTürkiye Organ Vakfı Nakli Başkanı Dr. Eyüp Kahveci, sosyal ve bilimsel olmak üzere iki bölümden oluşacak programa, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığından da üst düzey katılım olacağını dile getirerek, şunları kaydetti:"Yaklaşık 10 yıldır Organ Bağışı Haftası'nda düzenlenmekte olan bu programlara ilk kez üst düzey bürokratik katılımın olacağından, ülkemizde organ nakli hizmetlerini geliştirme çabalarımız taçlanacak.Bu vesile ile organ bağışında toplumsal farkındalığa yüksek düzeyde katkı yapacak olan üst düzey destekle Avrupa bölgesindeki hedeflerimize daha kolay ilerleyebileceğiz.""Türkiye'nin organ bağışında Avrupa'nın çok gerisinde olduğunu" vurgulayan Kahveci, "Organ bağışındaki yetersizliğin sadece tıbbi değil dini, etik, hukuki, ahlaki ve kültürel birçok faktöre bağlı olduğu bilinen bir gerçektir" dedi. Kahveci, topluma yardımlaşma ve paylaşım konusunda daha güçlü mesaj verecek fikir adamlarına, toplum liderlerine ve rol modellere ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi."Vatandaşlardan organ bağışına katılmaları istenecek"Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Dr. Eyüp Kahveci, ülke genelinde Organ Bağışı Haftası çerçevesinde yürütülecek organ bağışı kampanyasının da başlayacağını söyledi. Vatandaşlardan organ bağışı kampanyasına katılarak büyük destek vermelerini arzu ettiklerinin altını çizen Kahveci, herkesin bir gün kendisi ya da sevdiği biri için organ gerekebileceğini unutmaması gerektiğini bildirdi.Kahveci, toplumda organ bağışına ilişkin bilincin ancak farkındalığın artması ile gerçekleşebileceğini vurgulayarak, bunun için kampanya başlatılacağını aktardı. Kampanya kapsamında, organ bağış kartı almak isteyen herkesin 4 Kasım pazartesi günü saat 09.00-15.00 saatleri arasında Congresium'daki organ bağış standlarına, diğer günlerde ise herhangi bir hastanenin organ bağış ünitesine başvuru yapılabileceğini anlatan Kahveci, şunları kaydetti"4 Kasım'daki etkinlikte Ankara'da 3 bin kişinin organ bağışında bulunmasını bekliyoruz. Diğer taraftan bağış haftası boyunca Ankara'dan 10 bin kişinin organ bağış kartı için başvuru yapmasını ümit ediyoruz. Türkiye genelinde ise Organ Bağışı Haftası içinde 50 bin kişinin organ bağışı gönüllüsü olmak için müracaat edeceğini tahmin ediyoruz.Başkent gibi özel bir şehirde yaşamanın bireylere yüklediği sosyal sorumluluk bilinci içinde tüm Ankara halkını bu konudaki iradesini beyan etmeye çağırıyoruz. Diğer taraftan ülke genelinde yapılacak yerel kampanyalara da tüm vatandaşların destek vermesini bekliyoruz."


http://www.trthaber.com/haber/saglik/organ-bagisi-kampanyasi-yarin-basliyor-106908.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Yunan doktorlar milletimize hizmet etsin

Müezzinoğlu, Babaeski Atıksu Arıtma Tesisi'nin temel atma töreninde konuştu.

208461.jpg



Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ''Yunanistan'da bin doktor Türkçe kurslarına gidiyor. Bu millete, bu ülkeye daha iyi hizmet verebilmek için onlar da gelsin bizim milletimize hizmet etsin diyoruz'' dedi.Bakan Müezzinoğlu, Babaeski Atıksu Arıtma Tesisi'nin temel atma töreninde, Türkiye'nin 5 yıl içinde yakın coğrafyadaki yaklaşık 1 milyarlık nüfusa sağlık hizmeti sunan bir noktaya geleceğini söyledi.Yunanistan'da çok sayıda doktorun Türkiye'de çalışabilmeyi istediğini ifade eden Müezzinoğlu, ''Yunanistan'da bin doktor Türkçe kurslarına gidiyor. Bu millete, bu ülkeye daha iyi hizmet verebilmek için, onlar da gelsin bizim milletimize hizmet etsin diyoruz. Çünkü burada doktorlar işsiz. Maaşlarını alamıyorlar. Doçentler, profesörler Türkiye'de iş arıyor. Biz de doktor arıyoruz. Ülkemizde 160 hastanenin inşaatı devam ediyor, 100 hastanenin temeli atılması için ihale çalışmaları sürüyor'' diye konuştu.Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı mirasa, genç cumhuriyete sahip çıkarak, gelecek kuşaklara güçlü bir şekilde aktarmak gibi bir görev ve sorumluluklarının olduğunu anlatan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:''Zaman zaman yakasına Atatürk rozetini takanlar, Atatürk'ten geçinenler, zaman zaman milli iradeyi yok farzettiler. Milli iradeyi ezip geçtiler. Sandığın gücünü yok saydılar. 'Millet anlamaz' dediler, 'bilmez' dediler, 'bu millet cahildir' dediler ve milletin iradesine ikide bir de müdahale ederek, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' cümlesini yok sayarak, bu ülkeyi, bu milleti yönetmeye çalıştılar. Daha çok krizlere, yolsuzluklara, çatışmalara, ayrışmaya ülkemizi ve milletimizi götürdüler. Biz, Atatürk'ü anlayan nesilleriz. Bu anlamda bizi içeride de anlamayanlar var. Atatürk’ün gölgesine yan gelip yatanlar, bizi anlayamıyorlar. Atatürk’ten geçinenler, bizi anlayamıyorlar. Atatürk'ü kullananlar bizi anlayamıyorlar. Çünkü onların o sefayı sürmeleri için milleti ayrıştırmaları lazım, milleti korkutmaları lazım, milleti çakıştırmaları lazım. Merkezi milleti alarak, milletin hayallerini, umutlarını, beklentilerini alarak yolculuk yapmak durumundayız. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Bayram, seyran demeden çalışıyoruz. Hafta sonu demeden çalışıyoruz. Çünkü bu millete borcumuz var.''

''Türkiye'de destanlar yazılıyor''


Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Trakya'ya ayrı bir sevgisi ve gönül bağının olduğunu belirtti.Gece gündüz çalışarak Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesi üzerine çıkartmak istediklerini vurgulayan Eroğlu, ay-yıldızlı bayrağı zirveye taşımak istediklerini söyledi.Türkiye'nin ekonomik açıdan çok güçlü bir ülke haline geldiğini anlatan bakan Eroğlu, ''2000 yıllarda dünyada kriz yoktu. Ama Türkiye’de kriz vardı. 22 banka tamamen batmış, hortumlanmış gitmiş. 22 bankanın devlete, yani millete yüklediği değer 231 milyar TL. Devletin millete olan borcunu hatırlayınız. Allah'a şükürler olsun batan bankaların vatandaşa olan bütün borçlarını ödedik. IMF’ye boyun eğmemek için 23,5 milyar dolar borcumuzu ödedik. IMF’ye 5 milyar dolar borç vereceğiz. Güçlü ve büyük Türkiye var artık. Merkez Bankası'nın kasası da artık dolu.Türkiye’de devasal yatırımlar var. Muhalefetin hayallerin ötesindeki yatırımlar, rüyasında göremeyeceği yatırımlara imzalar atılıyor. Türkiye'de destanlar yazılıyor."Bakan Eroğlu, kirli suların temizlenmesinde büyük önem taşıyan tesislerin Trakya halkına hayırlı olmasını diledi.Konuşmaların ardından, tesisin temeli atıldı.


http://www.trthaber.com/haber/saglik/yunan-doktorlar-milletimize-hizmet-etsin-108253.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Kafası kadar bir kitleyle doğdu


Van'da kafası kadar büyük bir kitle ile dünyaya gelen bebek ameliyata alındı


281146.jpg




Van'da Gültepe ailesinin yaklaşık 10 gün önce dünyaya gelen bebeğinin kafasına yapışık halde bulunan kitle, Özel İstanbul Hastanesi Beyin Cerrahisi Operatör Dr. Oğuz Özel tarafından gerçekleştirilen operasyonla alındı.
Operatör Dr. Oğuz Özel, ilk defa Van'da böyle bir kistle karşılaştıklarını söyledi. Daha önce başında kist bulunan birçok hastanın ameliyat edildiğini belirten Özel, 'Bebek bize geldiğinde kafasının arka tarafında, başından daha büyük bir kisti (ensefalose) vardı. Van'da pek ameliyatı gerçekleşen bir durum değildi. Kistin bir kısmı beyin içeriyordu. Hastayı hemen ameliyata aldık. Başarılı geçen ameliyatın ardından hasta sağlığına kavuştu. Şimdi bebeği taburcu etmenin mutluluğunu yaşıyoruz' dedi.
Bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu ifade eden Özel, 'İlk defa Van'da bu büyüklükte bir ameliyat gerçekleşiyor. Bebekte herhangi bir sıkıntı yok. Daha sağlıklı bir şekilde hayatını yaşamaya devam edecektir' ifadelerini kullandı. Özel, bu tür kistlerin genellikle akraba evliliğinden kaynaklandığını da sözlerine ekledi.Bebeğinin sağlığına kavuşmasına çok sevindiğini belirten anne Zennure Gültepe de, 'Benim ilk çocuğum. İlk başlarda, 'Bebeğin yaşayamaz' dedikleri için çok korkmuştum ancak ameliyatın başarılı geçmesi beni çok sevindirdi. Çok mutluyum. Doktorlara teşekkür ediyorum' dedi.
Dede Fahri Gültepe ise, böyle başarılı bir ameliyat gerçekleştirdiği için Dr. Oğuz Özel'e teşekkür etti.


http://www.trthaber.com/haber/saglik/kafasi-kadar-bir-kitleyle-dogdu-108202.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
'Lüzumsuz bilgi unutkanlığa yol açıyor'

“Çocuğun başarısında beynimizi etkin kullanmanın yolları” seminerinden...

281046.jpg



Kişisel gelişim uzmanı İsmail Eroğlu, lüzumsuz ve gereksiz bilgilerin unutkanlığa ve hafıza kirliliğine neden olduğunu söyledi.Özel Toros Finike Koleji'nin aile ve çocuk iletişimindeki sorunları çözmek amacıyla düzenlediği “Çocuğun başarısında beynimizi etkin kullanmanın yolları” konulu seminerde konuşan Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Eroğlu, beynin nasıl kullanılabileceğini anlattı.Dünyada teknolojik açıdan pek çok şeyin keşfedildini, ancak insan beyninin hala keşfedilmediğini belirten İsmail Eroğlu, en önemli bu organın birçok kişi tarafından da nasıl kullanılacağının bilmediğini söyledi. Eroğlu, “Örneğin son model bir teknoloji makinesi aldığınızda kullanma kılavuzunu okumadan onun tüm fonksiyonlarını kullanamazsınız. İnsan beyni muazzam bir sistemle donatılmış, 1 dakikada 100 bin kelime okuyabilecek kapasiteye sahip olan beynimizi iyi kullanırsak 500 bin kelimeye çıkarabiliriz.” dedi."Nasıl kullanacağınızı bilmediğiniz bir şeye sahip olamazsınız, sahip olamadınız şeyi yönetemezsiniz, yönetemediğiniz şey sizi yönetir." diyen Eroğlu, şöyle devam etti: “Lüzumsuz ve gereksiz bilgiler unutkanlığa ve hafıza kirliliğine neden olur. Bunlardan bazıları televizyon seyretmek ve karşı cinse ait olan görüntüler seyretmektir."Çocukların 0-4 yaş arasında ne öğrenirse hayatı boyunca o bilinçaltına aldığı bilgileri kullandığını ifade eden Eroğlu, ebeveyinlerin olumsuz kelime sarfetmesinden kaçınmalarını önerdi. Eroğlu, yapılan bir araştırmada; bir çocuk 18 yaşına gelinceye kadar anne ve babasından yaklaşık 11 bin olumlu, 148 bin de olumsuz kelime kullandığının belirlendiğini söyleyen Eroğlu, "Çocuğumuzu korumak için aman ha düşersin, aman yapma, yapamazsın, başaramazsın gibi kelimeleri kullanarak farkına varmadan bilinçaltılarına olumsuz dikenler ekiyoruz. Çocuk büyüyünce de yapamam, başaramam demeye başlıyor." diye konuştu.Beynin en büyük gıdasının oksijen olduğunu hatırlatan Eroğlu, vücuda giren oksijenin yüzde 25'inin bu ortan tarafından tüketildiğini, bu nedenle diyafram nefesi önerdi. Beyni geliştirmek ve hafızayı güçlendirmek için organik ürünler tüketilmesini tavsiye eden Eroğlu, kuru üzüm, incir, ceviz, balık, kırmızı biber, çilek, nar, kiraz, vişne gibi meyvelerin hafıza dostu olduğunu söyledi. Eroğlu, son yapılan araştırmalarda biberiye kokusunun hafızaya çok faydalı olduğunun tespit dildiğini belirtti.Aile ve öğrenci iletişimindeki sorunları çözmek için her yıl velilerine eğitim seminerleri düzenlediklerini dile getiren Toros Finike Kolej Müdürü Cemil Demirtaş da, “Okulumuzda sadece öğrencileri değil velilerimizi de yetiştiriyoruz. Çocuğun eğitiminde ailenin rolünü artırmak için her yıl sahasında uzman kişisel gelişim uzmanlarını getirerek çeşitli seminerler düzenliyoruz.” dedi.Konferansın sonunda Finike Belediye Başkanı Nail Dülgereoğlu İsmail Eroğlu’na plaket verdi.


http://www.trthaber.com/haber/turkiye/luzumsuz-bilgi-unutkanliga-yol-aciyor-108146.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Zatürre yetişkinlerin de korkulu rüyası

Prof. Ceyhan, zatürrenin ölüme en çok sebep olan hastalık olduğunu söyledi.


Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda aşılamayla önlenebilen enfeksiyon hastalıklarında önemli başarılar sağlandığını belirterek, risk grubundaki yetişkinlerin de aşı olması gerektiğini söyledi.Ceyhan, Dünya Sağlık Örgütü'nce zatürre hastalığıyla mücadeleye dikkat çekmek amacıyla, her yıl 12 Kasım'ın Dünya Zatürre Günü olarak kabul edilmesi nedeniyle yaptığı açıklamada, aşıyla pek çok hastalığın zaman içerisinde yok edildiğini, Türkiye’de aşı yapılmasaydı yılda 14 bin 248 çocuğun 13 farklı hastalıktan kaybedileceğini ifade ederek, aşılamanın yalnızca çocuklar için geçerli olmadığını, yetişkinlerin de olması gereken aşılar bulunduğunu kaydetti."Zatürre hem çocuklarda hem yetişkinlerde en çok ölüme neden olan hastalık" diyen Ceyhan, zatürrenin en sık görülen nedeninin diyafram denilen akciğer ve karın boşluğunu ayıran zar üzerinde pnömokok bakterisi kaynaklı enfeksiyonlar olduğunu, bu bakterinin zatürrede, kulak iltihaplarında, sinüzitte, menenjitte, kana bakteri karışması anlamına gelen bakteriyemide en sık görülen etken olduğunu bildirdi.Ceyhan, "Zatürre aşısı diye bilinen aşı, sadece zatürreye karşı korumuyor, bu hastalıklara karşı da koruyor. Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında bu aşı tüm çocuklara yapılmaya başladığından beri, pnömokok bakterisine bağlı menenjit vakalarında çok büyük azalma gördük. Mesela iki sene önce çocuklardaki menenjit oranı yüzde 40 iken, bu sene yüzde 14'e kadar düştü. Çünkü çocuklara yaygın olarak bağışıklık uygulanıyor. Dünyada bildirilen zatürre vakalarında ise yüzde 40 azalma görülüyor" diye konuştu.Pnömokok aşısında çocukluk çağındaki aşılama oranlarının Türkiye'de yüzde 97 gibi yüksek rakamlara ulaşarak oldukça başarılı bir noktaya geldiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, korunmanın doğar doğmaz çocukluk çağıyla başladığını, ancak yinelenmesi gerektiğini dile getirdi.Yeniden hasta olma olasılığının küçümsenmemesi gerektiğini vurgulayan Ceyhan, 65 yaşın üzerindekilerin 5 yılda bir zatürre, her yıl da grip aşısı yaptırması gerektiğini belirtti.

KİMLER ZATÜRRE AŞISI OLMALI


Dünyanın her yerinde çocuk aşılamasının yetişkine göre daha yaygın ilerlediğini, aşılamanın çocuklara bir program dahilinde devletler tarafından uygulanarak başladığını ifade eden Ceyhan, yetişkin aşılamalarının dünyada en iyi yapıldığı İskandinav ülkelerinde bile yüzde 50'leri geçmediğini, Türkiye gibi ülkelerdeyse, grip aşısındaki oranın biraz yüksek olduğunu, pnömokok aşısının ise yüzde 1'in altında kaldığını anlattı.


http://www.trthaber.com/haber/saglik/zaturre-yetiskinlerin-de-korkulu-ruyasi-108141.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Kan hastası iki kardeşin dramı


Berat ve Hiranur kardeşler nadir görülen bir tür kan hastalığından müzdaripler



2 buçuk yaşındaki Berat ve ablası 5 yaşındaki Hiranur çok nadir görülen bir tür kan hastalığına yakalandı.Tek kurtuluşları ilik nakli olan iki kardeş bir tür kalıtımsal kan hastalığı olan lökosit adezyon ve buna bağlı bağışıklık yetmezliği nedeni ile doğduklarından bu yana neredeyse her gün hastanede vakitlerini geçiriyor.Şu ana kadar ise nakil için donör bulunamadı. Bir taraftan dünyada 22 milyon ilik arasında en uygun olanı aranırken bir taraftan da aile tüp bebeğe yönlendirilmiş durumda. Üstelik bir kez değil, iki kez tüp bebek yapmak zorundalar...Akraba evliliğinin yol açtığı ve dünyada çok nadir görülen bir tür kan hastalığından çcouklarını kurtarmak isteyen aile çaresiz durumda.

Maddi durumları da iyi olmayan aile, bir an önce uygun ilik bulunması için yardım bekliyor.



http://www.trthaber.com/haber/saglik/kan-hastasi-iki-kardesin-drami-108145.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Kalp krizi tanısında yeni sistem


Yeni tarama yöntemi, kalbi besleyen damarlardaki tehlikeli plakaları belirliyor



Bilim insanları, kalp krizini önleyebilecek etkili bir aracın hastalar için “büyük bir değişiklik” yaratacağı görüşünde.Uzmanlar yeni yöntemin ‘heyecan verici bir başlangıç’ olduğunu ifade ediyor.Araştırmacılar faal ve tehlikeli plakaların belirlenebilmesi için radyoaktif bir iz sürücü kullandı. Bu izleme yöntemi, kalbin ve damarların yüksek çözünürlüklü görüntüleriyle tamamlandı.Bu yöntemle kalpteki tehlike arz eden noktaların açıkça belirtildiği detaylı resimler elde edildi. Bu teknoloji kanser hastalarında tümörün belirlenmesi için de kullanılıyor.Kalpteki tehlikeli bölgeleri belirleyen bu teknikle ilgili ilk deneyler, kısa bir süre önce kalp krizi geçiren 40 hasta üzerinde yapıldı.Tarama yöntemi sayesinde toplam 40 hastanın 37’sinde kalp krizine neden olan tehlikeli plakalar tespit edildi.

"BÜYÜK BİR DEĞİŞİM"


Bu yöntem sayesinde ilk defa tarama sonuçlarında tehlikeli plakalar belirlenmiş oldu ancak plakaların kalp krizinden önce tespit edilmesi için deneylere devam edilmesi gerekiyor.BBC’ye konuşan kardiyolog Marc Dweck “Tespit edilen plakaların tümünün kalp krizine neden olan plakalar olmadığına dair şüphelerim var ancak yine de tedaviye ihtiyaç duyan hastaların belirlenmesi için kullanışlı olabilir” dedi. Alınabilecek önlemler arasında, statin veya aspirin gibi ilaçların kullanılması, hayat tarzının değiştirilmesi veya damarların açık tutulabilmesi için stent takılması gibi yöntemler gösteriliyor.Araştırmacılar, bu tarama yönteminin ‘hayat kurtarmaya faydası olup olmadığını’ anlamak için yüksek risk altındaki hastaları inceleyecek.Dr. Dweck, bu tarayıcının veya benzeri sistemlerin başarılı olması durumunda tıp dünyasında ‘büyük bir değişimin başlayabileceğine’ işaret ediyor.Dweck, “Kalp krizleri Batı’da ölümlerin başlıca sebebi ve önceden bir uyarı sistemi yok. İnsanlar kalp krizi geçirdiklerini ancak başlarına gelince anlayabiliyor” dedi.Dr. Dweck, plakaların tedavi edilebilmesi durumunda kalp krizinin de önüne geçilebileceğini ve insanların ‘ölümden dönebileceğini’ ifade ediyor.İngiltere Kalp Vakfı müdürü Prof. Peter Weissberg, “Kalp krizine neden olan tehlikeli, yağlı plakaların tespit edilmesi, geleneksel kalp testlerinin başaramadığı bir şey” diye konuştu.Prof. Weissberg, yeni bulguların teyit edilmesiyle kalp hastalarına yönelik uygun testlerin de belirlenebileceğini söyledi.İskoçyalı uzman Prof. Andrew Morris de, kalp krizi riski taşıyan hastaların önceden belirlenmesiyle uygun tedavilerin de uygulanabileceğini bunun da tıp dünyası için ‘büyük bir adım’ olduğunu dile getirdi.

(BBC)


http://www.trthaber.com/haber/saglik/kalp-krizi-tanisinda-yeni-sistem-108128.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Sanal organlar üzerinde tedavi


Bir dönem sadece bilim kurgu filmlerinde kullanılan teknoloji gerçek oldu.



Bilim insanları, hastalıklı organların 3 boyutlu holografik görüntülerini yansıtan bir teknoloji geliştirdi. Holograma istediği gibi müdahale edebilen doktor, görüntü üzerinde cerrahi tedavi denemeleri gerçekleştirebiliyor.Star Wars ya da Iron Man gibi popüler Hollywood filmlerinde rastladığımız hologram teknolojisi, artık kalp hastalıkları uzmanlarının hayat kurtarmada kullanacağı bir gerçeğe dönüştü.2008 yılında kurulan İsrail merkezli RealView Imaging şirketinin geliştirdiği sistem sayesinde, bir cerrah hastasının havada süzülen holografik kalp görüntüsüne eliyle zoom yapabiliyor, organı çevirebiliyor, kesebiliyor ya da taşıyıp hastasına gösterebiliyor.Teknolojinin geliştirilmesine katkıda bulunan doktorlardan Elchanan Bruckheimer, “Organın sanal görüntüsüne istediğim kadar etkileşimde bulunabilirim. Dilimleyebilirim, üzerine işaretler koyabilirim, kopyalayıp yapıştırabilirim, zoom girip çıkabilirim, hareket ettirebilirim ve anatomisini anlayabilmek için her yöne 360 derece çevirebilirim” dedi.Sistemin sağlık alanında büyük bir buluş olduğunu söyleyen Bruckheimer, “Organı tarayan bilgisayar verilerinden faydalanıyoruz. Normalde bir bilgisayar ekranı imgesi üreten tarayıcı datalarını alıyoruz ve onu 3 boyutlu uzayda süzülen bir organ haline getiriyoruz. Iron Man filminde gördüğümüze çok benziyor. Ancak bu bilim kurgu değil, gerçek” diye konuştu.Sistemin hastanelerde yaygınlaşabilmesi için testlerin süreceğini belirten RealView Imaging uzmanları, şu ana kadar 8 gerçek ameliyatta kullanılan teknolojinin özellikle kalp cerrahlarının işini kolaylaştıracağını bildiriyor.


http://www.trthaber.com/haber/saglik/sanal-organlar-uzerinde-tedavi-107931.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Şeker hastalığına ameliyatla çözüm


Tedaviye cevap vermeyen tip-2 şeker hastalarına ameliyatlı çözüm.

59414.jpg



Tedaviye cevap vermeyen tip-2 şeker hastaları ameliyatla yeniden sağlığına kavuşabilecek.Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Alper Çelik, tip-2 diyabet hastalarına ''ileal interpozisyon işlemi'' ile cerrahi tedavi uyguladıklarını belirtirken, bu kapsamda bugüne kadar 400 hastayı ameliyatla tedavi ettiklerini bildirdi.Ameliyat ettikleri hastaların tamamının dirençli diyabet hastaları olduğunu anlatan Çelik, Türkiye'de efektif, radikal ve rasyonel tedavi bekleyen milyonlarca şeker hastası olduğunu, en güçlü tedavinin de tip-2 diyabet için cerrahi tedavi olduğunu belirtti.Ameliyatlarda çok seçici davrandıklarını vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
''18-65 yaş aralığında medikal tedavi, diyet ilaç tedavisi, insülin ve egzersizle kan şekerini düşürmeyi başaramamış, her şeyi denemiş, uğraşmış, sonuç alamamış, artık organ hasarı ortaya çıkmış diyabet hastalarına bu cerrahi müdahaleyi uyguluyoruz ve yüzde 90'ın üzerinde başarı elde ediyoruz. Hasta eğer kan şekerini kontrol altında tutabiliyorsa, diyetini egzersizini yapabiliyorsa, ilaçlardan insülünden fayda görmüşse biz zaten bu bireyleri ameliyat etmiyoruz ve ameliyatı önermiyoruz. Her şeyi denemiş ama kontrol sağlayamamış ya da artık organ hasarı ortaya çıkmış insanları ameliyat ediyoruz. İnsülin kullanımı ile alakalı uyum sorunları yaşanıyorsa ya da insülüne bağlı yan etkiler ortaya çıkmaya başlamışsa da ameliyat açısından bir değerlendirme söz konusu olabilir.''
Dünyada kendisi dahil 8 kişinin bu ameliyatı yaptığını belirten Çelik, Türkiye'nin dışında Brezilya, İtalya, Amerika Japonya, Hindistan'da ameliyatın gerçekleştirildiğini söyledi. Çelik, Brezilya dışındaki merkezlerin hasta sayısının çok fazla olmadığını dile getirdi.


http://www.trthaber.com/haber/saglik/seker-hastaligina-ameliyatla-cozum-107768.html
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Gönüllü doktorlar Somali'deki hastalara şifa oldu


Türk doktorlar gönüllü olarak Mogadişu’da hastaları tedavi etti



Ege Uluslararası Sağlık Federasyonu ve Kimse Yok Mu Derneğinin ortaklaşa Somali’nin başkenti Mogadişu’da kurmuş olduğu ilk Türk Deva Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne Aydın Sağlık Derneği'nden yedi sağlık çalışanı gönüllü olarak gitti.Somali'nin Başkenti Mogadişu'da inşaatı tamamlanan ilk Türk Deva Eğitim ve Araştırma Hastanesinin açılışını yaptıktan sonra tıbbı cihazlarını kurma, sağlık personeline eğitim verme ve oradaki hastaları tedavi etmek amacıyla Aydın'dan gönüllü 7 tane sağlık çalışanı 20 günlüğüne Somali'ye gitti.Somali'den Türk doktorları izlenimlerini bizlerle paylaştılar.Aydın Sağlık Derneği Başkanı ve Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Halil Yürekli şunları söyledi; “Ege Uluslararası Sağlık Federasyonunun Somali’nin başkenti Mogadişu’da kurmuş olduğu Eğitim ve Araştırma Hastanesine Aydın’dan yedi sağlık çalışanımız gönüllü olarak gittiler. Orada gitmelerindeki amaç hem oradaki Somalili doktorlara ve sağlık çalışanlarına eğitim vermek, hem de sağlık hizmeti sunmaktı. Üç hafta kadar bu hizmeti yerine getirdiler arkadaşlarımız. Sağ salim döndüler çünkü orada sıkıntılar da var biliyorsunuz. O yüzden bu dönüşümlü olarak federasyon farklı illerden gönüllü sağlık çalışanlarını bu eğitim ve araştırma hastanesinde görevlendirmeye devam ediyor. Ta ki Somalili sağlık çalışanları kendi başlarına hastaneyi döndürünceye kadar bu hizmeti devam ettireceğiz.”Somali’ye gittiklerinde Deva Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk önce kendi branşı olan yoğun bakım ve klinik kardiyoloji kliniğinin gerekli olan alt yapısını kurduklarını belirten Dr. Sedat Akdemir; “Aletleri işler pozisyona getirdikten sonra hasta alımına başladık. Oradaki hasta portföyüne baktığımız zaman daha çok kalp yetmezliği ve hiper tansiyon hastaları çok öncelikle. Ve çok sayıda hasta var. İlaç tedarik şansları yok çünkü eczaneleri yok. İlaçlarının çoğu yurt dışından geliyor. Kronik ilaç kullanımı çok az sayıda. Çoğu insan elde edemiyor. O dönem içerisinde bu hasta sayısı çok fazla olmasına rağmen bunu karşılayacak doktor ve ilaçları çok az. Çok fazla ilaca ve doktora ihtiyaçları var.“ dedi.Doktorlar hastanede bulunan aletleri işler duruma getirdikten sonra hasta kabul etmeye başladılar. Orada kaldıkları süre boyunca hastanedeki sağlık personeline eğitimler verildi.Somali’de ameliyatlar yapan Dr. Şevket Şenol Ayhan “Mogadişu’da genel anestezi uygulaması yapılamıyor. Modern anestezi uygulamaları çok az yapılıyor ve maalesef bu konuda çok ciddi bir ihtiyaçları var. Bizim Deva Eğitim ve Araştırma Hastanemiz bu konuda oraya hizmet sunacak ilk hastane olacak. Dolayısıyla ameliyatların modern şartlarda gerçekleşmesi insanların ağrı duymadan ameliyat olabilmeleri sağlanacak. Sadece hafif uyutularak büyük ameliyatlar yapılıyor ve buda bir çok insanın kaybedilmesine neden oluyor. Çok basit nedenlerle. Oradaki hastanelerde anestezi cihazları yok. Genel anestezi verilmiyor. Dolayısıyla çok ciddi basit sebeplerle insanlar hayatlarını kaybedebiliyorlar” diye konuşt.Mogadişu'daki hasta portföyüne bakıldığında daha çok kalp yetmezliği ve hiper tansiyon hastası çok hasta var. Çok sayıda doktor ve ilaca ihtiyaçları var.Eczane olmadığından dolayı ilaç tedarik etme imkanı yok. Yeterince anestezi olmadığından hastalar uyutulmadan büyük ameliyatlar yapılıyor. Bundan dolayı çok ciddi basit sebeplerle insanlar hayatlarını kaybedebiliyorlar.Ege Uluslararası Sağlık Federasyonu, farklı illerden gönüllü sağlık çalışanlarını bu eğitim ve araştırma hastanesinde görevlendirmeye devam edecek. Somalili sağlık çalışanları kendi başlarına hastaneyi döndürünceye kadar Türkiye genelinden doktorlar sırayla Somali'de gönüllü tedavilere devam edecek...




som.jpg
soma.jpg
somal.jpg
somali(1).jpg
somalii.jpg



http://www.trthaber.com/haber/turkiy...du-107706.html
 
Üst