03.10.2013 Haberler

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
[h=1]Tazminatta bir iyi bir kötü[/h]
[h=2]Kıdem tazminatı sistemi silbaştan kuruluyor.[/h]
spacer.gif

İşveren yükünün azalmasını istiyor işçi tarafı ise çok hassas. Türk-İş herhangi bir değişikliği genel grev sayacağını belirtti. Hükümet ise ‘aranızda anlaşın’ dedi. Peki ama, üzerinde çalışılan ve tartışılan düzenlemeler ne? İşte ipuçları...Kıdem tazminatı ile ilgili çalışmalar netleşmeye başladı. Yapılacak düzenleme ile gerek işçi gerekse işveren yönünden yeni bir dönem başlıyor. Mevcut sistem neredeyse bütünüyle değişiyor. Bu arada kazanılmış haklar da korunuyor.
Kıdem tazminatı pek çok açıdan çalışma hayatının en önemli konusu. Yıllarca çalışan işçilerin emekli olurken veya işten ayrılırken işverenden almaları gereken kıdem tazminatının fon şeklinde düzenlenmesi konusu uzun süredir gündemde. Konu ile ilgili pek çok taslak üzerinden tartışmalarda bulunuldu.
Geçen hafta toplanan Çalışma Meclisi’nde de Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve işveren temsilcileri tarafından konu genişçe tartışıldı. İşçi tarafı bu konuda çok hassas. Türk-İş kıdem tazminatındaki herhangi bir değişikliği genel grev sayacağını açıkça belirtti.


BİREYSEL KIDEM HESABI AVANTAJI

·Mevcut sistemde, işçinin kıdem tazminatı “işverenin ödemesine” bağlı. İşverenin iflas etmesi ya da ödeme güçlüğü içine düşmesi halinde, işçinin kıdem tazminatı alması zorlaşıyor. Getirilmesi düşünülen sistemde, işçinin kıdem tazminatının “güvence” altına alınması amaçlanıyor. Bunun için de “bireysel kıdem tazminatı hesabı” kurulması öngörülüyor. Kıdem tazminatının, bireysel kıdem tazminatında birikecek olması ve biriken paranın da ayrıca nemalanması, işçi yönünden “önemli bir güvence” olacak.

FON BÜTÇE DIŞINDA

·Kıdem tazminatı ile ilgili fonun bütçe kapsamı dışında tutulması suretiyle, işçinin kıdem tazminatına ayrı bir güvence sağlanıyor. Fonun denetimi Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından yapılacak.

ŞU ANDA ÇALIŞANLAR

·Yeni kıdem tazminatı düzenlemesiyle ilgili olarak en çok merak edilen konu, mevcut hakların korunup korunmayacağıyla ilgili.Öncelikle belirtelim, mevcut kıdem tazminatı ile ilgili haklar “mevcut işverenin sorumluluğuna bırakılarak” korunuyor. Ancak, düzenleme yapılırken “fona aktarma yönünden” işverenlerin yükü de göz önüne alınacak.Halen çalışmakta olanların, kıdem tazminatı fonuna geçmesi, işverenlere ciddi bir yük getirebilecek. Bu nedenle, birikmiş kıdem tazminatlarının bireysel kıdem tazminatı hesabına aktarılması konusunda, işveren ve işçinin özellikle de “işverenin rızası” önemli. İşverenin buna yanaşmaması durumunda, yasadan önceki kıdem tazminatının muhatabı, “işveren” olacak.

EVLENEN KADINA TAZMİNAT YOK

·Mevcut yasaya göre evlenen kadınlar, evlendikleri tarihten itibaren “bir yıl içinde” işten ayrılırlarsa, kendilerine birikmiş kıdem tazminatları ödeniyor. Yeni düzenlemede, evlenen kadınlara kıdem tazminatı ödenmesi kalkıyor. Bu düzenleme, çalışan nişanlı kızların evlenmelerini, son bir yıl içinde evlenen kızların, işten ayrılmalarını hızlandırması bekleniyor.

ASKERE GİDENLER

·Mevcut yasaya göre, askere gitme nedeniyle işten ayrılanlara, “kıdem tazminatı” ödeniyor. Yeni düzenlemede, askere giden erkeklere kıdem tazminatı ödenmesi ile ilgili uygulamaya son veriliyor.

İŞİNE SON VERİLENE KIDEM TAZMİNATI VERİLMEYECEK

·Mevcut sistemde, işverenin işine son verdiği işçiye, “kıdem tazminatı” ödeniyor. Yeni sistemde böyle bir zorunluluk olmayacak. Olaya bu yönüyle baktığımızda, işverenin işçinin işine son vermesi aşamasında, “kıdem tazminatı ödeme baskısı” olmayacak.

10 YILLIK ZAMANAŞIMI

·Kıdem tazminatının, hak kazanıldığı tarihten itibaren, 10 yıl içinde fona başvurularak talep edilmesi gerekiyor. Bu süre içinde talep edilmeyen kıdem tazminatı zamanaşımına uğrayacak.

İŞÇİNİN MAAŞINDAN KESİNTİ

·Kıdem tazminatı nedeniyle, işçinin ücretinden herhangi bir kesinti yapılamayacak. İşverenler, fona ödedikleri tutarı, gelir ve kurumlar vergisi yönünden “gider olarak” kaydedebilecekler.

SÜRE 30’DAN 20’YE DÜŞEBİLİR

·Kıdem tazminatında yapılması planlanan, işveren ve işçi taraflarınca birlikte oluşturulacak bir fon sayesinde kıdem tazminatı alacaklarının işçi adına birikmesinin sağlanması. Amaç işçi kendi isteğiyle de işinden ayrılırken hesabında biriken paranın kendisine ödenmesi. Ne var ki işçi tarafının bu noktada karşı çıktığı husus, fonda biriken paranın ödenmesi esnasında sıkıntılar yaşanabileceği endişesi. Bu endişeye sebep olan fon yönetiminin Türkiye’deki genel başarısızlığı. İşçi tarafının bir diğer endişe ise halen bir yıllık çalışma karşılığında 30 günlük brüt ücret kıdem tazminatı olarak verilirken fona devir halinde bu sürenin 20 güne düşecek olması.

TAŞERON DA BAŞLAYACAK

·Kıdem tazminatı fonuna geçişte hükümet ısrarlı gözüküyor. Özellikle yeni çıkarılması planlanan taşeron yasasında taşeron işçilerinin kıdem tazminatı uygulamasının fon şeklinde düzenlenmesine kesin gözüyle bakılıyor. Bu noktada taşeron işçilerin zaten kıdem tazminatı hakkından yararlanamadıkları görüşleri ön plana çıkıyor. Ancak ortada bir sorun varken bu sorunu çözmek adına kıdem tazminatı fonunun düzenlenmesi akla yatkın bir gerekçe değil. Yani zaten taşeronda çalışanlar kıdem tazminatı alamıyorlardı, o zaman kıdem tazminatını fona devredelim bari daha az da olsa kıdem tazminatı alabilsinler demek çözüm değil.

GENİŞLEMESİ BEKLENİYOR

·Kıdem tazminatı konusunda ortaya atılan ilk taslakta 1 yıllık kıdem için ödenecek brüt ücret 13 gün olarak belirlenmişti, şimdi bu sürenin 20 güne çıkarılacağı konuşuluyor. Bu da gösteriyor ki, taslağın eksik yönleri ve işçi tarafının itiraz ettiği bazı noktalar revize edilerek taşeron işçiler için başlatılacak fon uygulaması, tüm işçilere genişletilecek. Dolayısıyla kıdem tazminatında çok önemli değişimlere ve yeni döneme hazır olmak gerekiyor.

Kaynak : Hürriyet Haber

 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Gencin cenazesi 3 gündür Cemevinde


21675269.jpg
[h=2]Yürüyüşte öldürülen Hasan Ferit Gedik’in cenazesi 3 gündür Armutlu Mahallesi’nde bekletiliyor. Çünkü gencin ailesi çocuklarının cenazesini önce Gülsuyu’na götürmek istiyor, ardından da Gazi’de toprağa vermek... Polis ise Gülsuyu’na izin vermiyor.[/h]
spacer.gif

Maltepe Gülsuyu mahallesinde uyuşturucu çetelerini protesto yürüyüşü sırasında açılan ateş sonucu 6 kurşunla hayatını kaybeden Hasan Ferit Gedik’in cenazesi 3 gündür defnedilemiyor. 21 yaşındaki Gedik’in cenazesi Armutlu mahallesindeki cemevinin gasilhalesinde bekletiliyor. Gedik Ailesi ve Halk Cephesi, genç için önce Armutlu’da ardından öldürüldüğü Gülsuyu’nda tören düzenleneceğini daha sonra Gazi Mezarlığı’nda defnedileceğini açıkladı. Ancak polis Gülsuyu’nda tören düzenlenmesine izin vermedi. Polisin tavrı üçüncü günde de devam ederken Armutlu, Gülsuyu ve Gazi mahalleleri polis tarafından abluka altına alındı. Halk Cephesi üyeleri de Armutlu mahallesinin çıkışında ateş yakarak nöbet tutmaya devam etti.

‘BU İNANCIMIZ GEREĞİDİR’
Hasan Ferit’in dedesi Mustafa Meray dün, “Hasan’ın dedesi olarak, bir halk, bir Alevi olarak bizim örf ve âdetlerimizin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Biz anma törenini mutlaka orada yapmalıyız. Bu bizim dini inancımızın gereğidir. Onu ben büyüttüm, hiçbir kötülüğünü görmedim. Tüm insanlarımızın ona sahip çıkmasını onun bir güneş olduğunu bilmesini istiyorum” diye konuştu.

Vekiller devredeCHP’li milletvekilleri İlhan Cihaner, Melda Onur ve Hüseyin Aygün ile BDP’li Sabahat Tuncel de dün Gedik Ailesini ziyaret etti. Vekiller yaşananlardan hükümeti sorumlu tuttu. Cenazeyi bekletmenin sağ veya sol görüş fark etmeksizin dinde yeri olmadığını söyleyen Melda Onur, “Sadece minik bir anma. Bu anmayı bu kadar kışkırtmasalar, olay bu kadar büyümeyecek” dedi. Günboyu süren polis ve aile arasındaki görüşmelerde vekiller de arabuluculuk yapmaya çalıştı. Milletvekilleri yetkililere ulaştı ancak sonuç elde edemediler.DEDE VALİYLE GÖRÜŞTÜHasan Ferit Gedik’in dedesi Mustafa Meray ve beraberindekiler de çözüm için akşama doğru İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile görüştü. Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından Meray “Biz ‘Cenazemizi Gülsuyu’na götüreceğiz’ dedik. Bize olumlu yanıt vermediler. Olumsuz cevap verdiler. Ama o bizim sorunumuz değil onların sorunu. Biz bildiğimizi yapacağız. Cenazemizi barikatlar kalktıktan sonra kaldıracağız. Gülsuyu’na götüreceğiz. Ondan sonra Gazi Mezarlığı’nda defnedeceğiz” diye kararlılıklarını tekrar vurguladı. Görüşmenin ardından polisin önlemi, ailenin de cenazeyi oğullarının öldüğü yere götürüp helallik alma isteği sürdü.

 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Mehmet Ağar'a cezaevi şoku


21671664.jpg
[h=2]Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Altındağ Nüfus Müdürü Macit Baskın öldürülmesiyle ilgili iddianameyi kabul etti. İddianamenin bir numaralı şüphelisi olan dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, böylece yararlanmakta olduğu denetimli serbestlik hakkını da kaybetti.[/h]
spacer.gif

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’ın 1993’te öldürülmesine ilişkin 12 kişi hakkında hazırladığı iddianame Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, o dönem dairede görev yapan Korkut Eken ile eski Özel Harekat Polisleri Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Alper Tekdemir ‘şüpheli’ olarak yer aldı. Şüpheliler hakkında “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek, adam öldürmeye iştirak” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılmaları istendi.,AĞAR’IN HABERİ VARDIİddianamede, eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın’ın, “Güneydoğu’daki terörle mücadelede rol almak ve yeni personeli eğitmek için Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda oluşturulan grubun, sonradan Ankara’da bazı infazlar gerçekleştirdiği ve Ağar’ın her eylemden haberi olduğunu beyan ettiği” belirtildi. Çarkın, Abdulmecit Baskın’ın 1993’te, sanıklardan Ahmet Akça tarafından öldürüldüğünü iddia etti. O arada Ankara’da bazı kamu görevlileri ile sivillerin infaz edildiğini ve bunlara kendisinin de tanık olduğunu söyleyen Çarkın, bu sırada İbrahim Şahin’in kendisine bir listeden bahsederek “Bu listede bölücü örgütlere yardım ve yataklık yapan iş adamları ve bürokratlar var. Mücadele için bertaraf edilmeleri gerek. Bu devletin bir kararı” dediğini anlattı. Bu konuşmaların, Özel Harekatta görevli tüm personele yapıldığını savunan Çarkın, “Baskın’ın nüfus müdürü olması sebebiyle PKK’nın dağ kadrosuna sahte nüfus cüzdanı verdiği ve bertaraf edilmesinin gerektiği söylendi” dedi. AĞAR’A CEZAEVİ YOLU GÖRÜNDÜAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan “denetimli serbestlik” uygulamasının kaldırılmasını talep ettiği, savcılığın iddianamenin bir örneğini Mehmet Ağar’a gönderdiği belirtildi. Ağar’ın iddianameyi aldıktan 2 gün içerisinde teslim olmadığı takdirde hakkında yakalama kararı çıkarılacağı kaydedildi. Öte yandan Ağar’ın avukatlarının iddianameye itiraz edecekleri öğrenildi.5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri’nin İnfazı Hakkında Yasa’nın 105A maddesinin 7. fıkrasına göre iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte Ağar’ın denetimli serbestliği de yandı. Yasa, “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi halinde denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir” hükmünü düzenliyor.
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Kıbrıs'ta kaybolan Türkler Avrupa Konseyi'nde tanıtıldı


21672493.jpg
[h=2]KIBRIS’ta kayıp olan 70 Türk’ün öyküsü Avrupa Konseyi’nde parlamenterlere tanıtıldı.[/h]
spacer.gif

Yaklaşık 40 parlamenterin katıldığı tanıtım programını, Ak Parti Sakarya milletvekili, AKPM Komisyon Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı Şaban Dişli yönetti. Tanıtım programında sinevizyonla kayıp Türklerin ailelerin yaşadıkları öyküler anlatılırken, yaşananlar izleyenleri ve Strasbourg’a gelen şehit yakınlarını duygulandırdı. Avrupa Konseyi’nde tanıtım programına gelen şehit yakınları arasında Fezile Turgut, Kutlay Erk, Celal Dimililer bulundu. Şehit yakınları, 1963-1964 yılları arasında Larnaka-Dikelya arasında yapılan otobüs yolculuğunda kaybolan daha sonra öldürülen Türklerin yakınlarından nasıl ayrıldıklarını anlattı. Rum ve Türk taraflarının yaşadığı acılar rapor halinde Avrupa Parlamentosu’na sunulacak. Programı yöneten milletvekili Şaban Dişli; "Bugüne kadar hep tek taraflı yorumlar yapıldı. Bu yorumlar hep Rum tarafından geldi. AP şimdi bizden bir tanıtım programı istedi. Bizde bunu gerçekleştirdik. Vizyon gösteriminde yaşanan sıkıntıları anlatmaya çalıştık. Tanıtım programında verilen mesajı Parlamenterlerin AP’ye taşımasını diliyoruz. Bugüne kadar AKPM çok rapor yazıldı artık tek taraflılığın adil olmadığını bizim yani Türk tarafın sorunlarıda anlatılmış oldu. AİHM’ne başvuramayan ve şimdi başvuran kayıp ailelerin yakınların işlemleri zaman aşımına uğradığı için AİHM işlem yapılamıyor" diye konuştu.Toplantıya Avrupa Konseyi nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Rauf Engin Soysal ve AKPM Türk delegesyon üyeleri katıldı.
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden "Reyhanlı Saldırısı" Açıklaması

Emniyet Genel Müdürlüğü, bazı basın organlarında yer alan "Reyhanlı saldırısının El Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti Örgütü tarafından gerçekleştirildiği" yönündeki haberlerin asılsız olduğunu bildirdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü, bazı basın organlarında yer alan "Reyhanlı saldırısının El Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti Örgütü tarafından gerçekleştirildiği" yönündeki haberlerin asılsız olduğunu bildirdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın organlarında yer alan Reyhanlı saldırısının El-Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti Örgütü tarafından gerçekleştirildiğine dair yer alan iddialar üzerine bu açıklamanın yapılmasına gerek duyulduğu kaydedildi. Söz konusu haberin, Suriye rejimi yanlısı İngilizce ve Arapça yayın yapan "breakingnews.sy" isimli internet sitesine dayandırılarak yapıldığı ifade edilen açıklamada, sitede yer alan bildirinin Irak-Şam İslam Devleti Örgütü'ne ait olup olmadığına ilişkin bilgiler bulunmadığı belirtildi.

"REYHANLI SALDIRISININ FAİLLERİ SOMUT DELİLLERLE BELİRLENDİ"

El Kaide yanlısı internet sitelerinde söz konusu bildirinin Irak-Şam İslam Devleti Örgütü'ne ait olmadığı ve eylemin örgüt tarafından üstlenilmediği, yapılan haberlerin yalan ve maksatlı olduğuna yönelik ifadelere yer verildiğinin belirlendiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi :

"Ülkemizi de tehdit eden El Kaide terör örgütüne karşı güvenlik birimlerimizce yürütülen mücadele ve örgütün geçmişteki eylemleriyle ilgili operasyonların gerçekleştirildiği kamuoyu tarafından bilinmektedir.Hatay ili Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştirilen hain saldırı sonrası eylemle irtibatı olduğu belirlenen şahıslara yönelik 12 Mayıs-22 Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan 35 şahıstan 20'si tutuklanmış 2'si hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Patlamayı gerçekleştiren şahıslar ile araçları temin eden, patlayıcıları Suriye'den getiren, araçlardaki donanımları değiştiren, patlama öncesi keşif yapan, araçları olay yerine getirerek patlatan ve bu kişilere yardım ve yataklık yapan şahısların tümü bilgi, belge ve kamera görüntüleriyle tespit edilmişlerdir. Yakalanan şahısların Cumhuriyet Savcılığındaki sorgularında alınan ifadeleri ve yapılan tahkikat sonucu faillerin mevcut Suriye rejiminin istihbarat servisinde görevli subaylarla ve yine aynı servisle irtibatlı DHKP/C Acilciler terör örgütü lideri olarak kırmızı bültenle aranan Mihraç Ural ile bağlantılı olarak lojistik ve finansal destek sağladıkları ve saldırıyı gerçekleştirdikleri açık ve net bir şekilde tespit edilmiştir. Soruşturma halen adli makamlarca sürdürülmektedir.

Reyhanlı saldırısının failleri somut delillerle belirlenmişken bu tür asılsız haber ve bu haberlere dayandırılarak yapılan yorumların olayı çarpıtma amacına yönelik olduğu değerlendirilmektedir."
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Akşehir'de Kalorifer Kazanı Patladı


Bir apartmanın kalorifer kazanının patlaması sonucu binanın zeminindeki iş yerleri ile yakında park halinde bulunan araçlar zarar gördü Ölen ya da yaralananın olmadığı patlamada apartman sakinleri tedbir amacıyla tahliye edildiAkşehir ilçesinde, bir apartmanın kalorifer kazanı patladı. Apartmanın zemin katındaki dükkanlar ile yakında park halinde bulunan araçların zarar gördüğü patlama nedeniyle bina tedbir amacıyla boşaltıldı.

Alınan bilgiye göre, Yeni Mahalle Stadyum Caddesi'nde bulunan Burak Apartmanı'nın kazan dairesinde patlama meydana geldi. Patlama sesini duyan vatandaşlar, itfaiye, polis ve 112 Acil Servis ekiplerine haber verdi. Patlama nedeniyle ölen ya da yaralananın olmadığı bildirildi.

Kalorifer kazanının devir daim sisteminin bozulması nedeniyle meydana geldiği sanılan patlama, zemin kattaki iş yerlerinde ve yakında park halinde bulunan araçlarda hasara yol açtı. Zemin kattaki iş yerlerinden patlama nedeniyle sıçrayan ürünler de yola ve yakındaki apartmanların pencerelerine savrularak hasar oluşturdu.

Olay yerine gelen polis ve itfaiye ekipleri önlem aldı. Apartman sakinleri patlama sebebiyle büyük korku yaşarken, bina tedbir amacıyla boşaltıldı.

Akşehir Belediye Başkanı Abdülkadir Oğul da eşiyle olay yerine gelerek çalışmaları yerinde izledi. Patlamanın şokunu üzerlerinden atmaya çalışan apartman sakinlerine Başkan Oğul ve eşi Hatice Oğul destek verdi.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. - Konya
 

*USTA

Mustafa USTA, T.C Vatandaşı,
Genel Başkan
09-Aydın
Katılım
9 Eki 2010
Mesajlar
33,514
Tepki puanı
1,671
Puanları
113
Yaş
55
Mehmet Ağar'a cezaevi şoku


21671664.jpg
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Altındağ Nüfus Müdürü Macit Baskın öldürülmesiyle ilgili iddianameyi kabul etti. İddianamenin bir numaralı şüphelisi olan dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, böylece yararlanmakta olduğu denetimli serbestlik hakkını da kaybetti.


spacer.gif

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’ın 1993’te öldürülmesine ilişkin 12 kişi hakkında hazırladığı iddianame Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, o dönem dairede görev yapan Korkut Eken ile eski Özel Harekat Polisleri Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Alper Tekdemir ‘şüpheli’ olarak yer aldı. Şüpheliler hakkında “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek, adam öldürmeye iştirak” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılmaları istendi.,AĞAR’IN HABERİ VARDIİddianamede, eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın’ın, “Güneydoğu’daki terörle mücadelede rol almak ve yeni personeli eğitmek için Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda oluşturulan grubun, sonradan Ankara’da bazı infazlar gerçekleştirdiği ve Ağar’ın her eylemden haberi olduğunu beyan ettiği” belirtildi. Çarkın, Abdulmecit Baskın’ın 1993’te, sanıklardan Ahmet Akça tarafından öldürüldüğünü iddia etti. O arada Ankara’da bazı kamu görevlileri ile sivillerin infaz edildiğini ve bunlara kendisinin de tanık olduğunu söyleyen Çarkın, bu sırada İbrahim Şahin’in kendisine bir listeden bahsederek “Bu listede bölücü örgütlere yardım ve yataklık yapan iş adamları ve bürokratlar var. Mücadele için bertaraf edilmeleri gerek. Bu devletin bir kararı” dediğini anlattı. Bu konuşmaların, Özel Harekatta görevli tüm personele yapıldığını savunan Çarkın, “Baskın’ın nüfus müdürü olması sebebiyle PKK’nın dağ kadrosuna sahte nüfus cüzdanı verdiği ve bertaraf edilmesinin gerektiği söylendi” dedi. AĞAR’A CEZAEVİ YOLU GÖRÜNDÜAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan “denetimli serbestlik” uygulamasının kaldırılmasını talep ettiği, savcılığın iddianamenin bir örneğini Mehmet Ağar’a gönderdiği belirtildi. Ağar’ın iddianameyi aldıktan 2 gün içerisinde teslim olmadığı takdirde hakkında yakalama kararı çıkarılacağı kaydedildi. Öte yandan Ağar’ın avukatlarının iddianameye itiraz edecekleri öğrenildi.5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri’nin İnfazı Hakkında Yasa’nın 105A maddesinin 7. fıkrasına göre iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte Ağar’ın denetimli serbestliği de yandı. Yasa, “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi halinde denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir” hükmünü düzenliyor.
Üzüldüm bunu hak ettiğini düşünmüyorum...
 
Üst