24.10.2013 Haberler

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Türkiye'yi sarsan cinayette şok mektup!

[h=2]ABD'li Sarai Sierra cinayeti davasını yürüten savcılara gönderilen mektupta, Sierra'nın Amerikalı bir ajan olduğu iddia edildi.[/h]
sierranin_katil_zanlisinin_akrabalarindan_kan_ornegi_alindi13609379300_h990493.jpg



Fotoğraf çekmek için geldiği İstanbul'da kaybolduktan sonra cesedi bulunan ABD'li Sarai Sierra cinayeti davasını yürüten İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ilk duruşmadan bir gün sonra yani 4 Eylül günü isimsiz bir ihbar mektubu gönderildi. "Çok acele" ibaresiyle gönderilen Türkçe mektupta, Sierra'nın Amerikalı bir ajan olduğu iddia edildi.Sierra'nın Sivas'ta bir apartmanda kafasına çekiçle vurularak beyin kanaması sonucu öldürüldüğü, ambulansıla gelen 112 doktorlarının ise müdahale etmeden genç kadını ceset torbasına koydukları ileri sürüldü.Habertürk'ün haberine göre; Cinayeti Laz Ziya lakaplı Ziya Tasalı'nın üstlendiği, Sierra'nın Amerikalı diplomatları almaya geldiği, kocasıyla 15 gün diplomatların evinde kaldığı da mektupta yer aldı.Cinayetin soruşturma aşamasında da Sierra'nın ajan olduğu iddiasında bulunulmuş, İstanbul Emniyet Müdürü bu yönde tespitlerinin bulunmadığını açıklamıştı. Katil zanlısı Ziya Tasalı, "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet; "nitelikli cinsel saldırı, kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık" suçlarından da 19 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Geçtiğimiz duruşmada, Tasalı, "Ben suçu işledim ama orada iddia edildiği şekilde işlemedim" demişti. Davanın ikinci duruşması ise 21 Kasım'da görülecek.


Kaynak : Haber7
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Lice olayları Başbuğ'la yeniden mercek altında

[h=2]Tuğgeneral Aydın'ın karargah içinden sıkılan kurşunla şehit olduğu Lice olayları yeniden mercek altında. Aydın'a “Çatışma var Lice'ye git” emrini veren isim İlker Başbuğ çıktı.[/h]
n_en_yakinindaki_isimler_cikti13758548080_h1059664.jpg


Dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge KomutanıTuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesiyle ilgili ortaya çıkan yeni deliller ve savcılığın zaman aşımını durduran hamlesi gözleri bir kez daha 1993'deki karanlık Lice olaylarına çevirdi. Savcılık, Lice olaylarını Tuğg. Aydın suikasti penceresinden incelemeye alırken, Bahtiyar Aydın'ın Lice'de bulunma gerekçeleri üzerine de yoğunlaştı.

'GİT' EMRİNİ BAŞBUĞ VERDİ


Star'da yer alan habere göre; Suikastin gerçekleştiği dönemde Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı, yardımcısı ise Tümgeneral İlker Başbuğ'du. Tuğg. Bahtiyar Aydın ise Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanı'ydı. İddiaya göre 22 Ekim 1993 günü Tümgeneral Başbuğ, tarafından Tuğgeneral Aydın'a "Lice'ye git" emri verildi.
Aydın bu emre itaat ederek Lice'ye gitti. Ancak görgü tanıklarına göre Aydın'ı taşıyan helikopter Lice'ye indiğinde olay yoktu. Söylendiği gibi çatışma olması durumunda Tuğgeneral rütbesindeki bir komutanın kurşuna dayanıksız UH-1 tipi genel maksat helikopteriyle gelmeyeceği ve açık alanda bulunmayacağı ifade ediliyor.

İLK GİDEN BAŞBUĞ VE KUNDAKÇI


Aydın vurulduğunda Lice Jandarma Bölük Komutanlığı'nın ön tarafında araç dışında açık alanda emir subayıyla sohbet halindeydi. Ne bir mevzide, ne bir zırhlı araç içerisinde değildi. Çatışma iddialarının sanal olduğunu destekleyen en önemli durum buydu.
Aydın'ın vurulduğu haberi TSK'da deprem etkisi yaptı. Suikast kamuoyuna duyulmadan askeri bir helikopter Lice Jandarma Bölük Komutanlığı'nın bahçesine indi. Helikopterdeki iki general Hasan Kundakçı ve İlker Başbuğ'du.

TUTANAK YAZILIRKEN ORADAYDI


İki general Aydın'ın vurulmasıyla ilgili ilk bilgi ve tutanakların hazırlandığı süreçte bizzat oradaydılar. Tutanaklarda Aydın'ın vurulma biçimi, açısı gibi ayrıntılardan ateş yönünü tespite yarayacak bilgiler yeralmıyor, Lice halkı sorumlu tutuluyordu. Lice olayları 2008'de tekrar gündeme geldiğinde Genelkurmay Başkanı Başbuğ'du ve Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğg. Metin Gürak'a Aydın'ın teröristlerce açılan ateş sonucu şehit oylduğu açıklaması yaptırmıştı.


'BAHTİYAR PAŞAYI BİZZAT UĞURLADIM'


19 Temmuz 2010 Tarihli Aksiyon Dergisi'ne konuşan Bahtiyar Aydın'ın eşi Şahin Aydın Lice konusunu bizzat İlker Başbuğ ile konuştuğunu, Başbuğ'un kendisine, "Bahtiyar Aydın'ı bizzat kendim uğurladım Lice'ye. TSK'yı yıpratmak için bu iddialar ortaya atılıyor" dediğini aktarmıştı.


KARAKOLDAKİ 55 YARALI KİM? KAYITLARI NEREDE?


İlker Başbuğ'la ilgili bu durum, Bahtiyar Aydın'ı görevlendirmesi ve Lice olaylarının sanal olduğu yıllardır özellikle Genelkurmay içinde çokça tartışıldı. Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı olayı "Güney Doğuda Unutulmayanlar" ismiyle kitap yaptı. Kitapta, İlker Başbuğ ve kendisini taşıyan helikopterin yoğun ateş ve "inmeyin" uyarılarına rağmen, Aydın'ın şehit edilmesinden sonra karakola indiğini, kendilerini bacağından yaralı bir subayın karşıladığını, içerde 55 yaralı ve hasta asker olduğunu yazdı.
Ancak çatışmanın günlerce sürdüğü, giriş çıkışların asker tarafından günlerce yasaklandığı Lice'de Kundakçı Paşa'nın sözünü ettiği ayağından yaralı subayın ismi, tedavi kaydı, 55 yaralı askerlerin isimleri sır olarak kaldı. Paşaları taşıyan ve ateş altında olduğu söylenen helikopterin hiç isabet almamış olması da bir diğer ilginç gelişmeydi. Bin 200 metreden Bahtiyar Aydın'ı başından vuranlar devasa helikopteri ıskalamıştı. Yaralı ve şehit isimlerini içeren tutanaklar hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Savcılık şimdi, o tutanakların, Aydın'a 'Lice'ye git' emrinin verilme sebebinin peşinde. Soruşturma hem Aydın suikastini hem de Lice olayları aydınlanacak.
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Reyhanlı sanıklarına rekor ceza talebi

[h=2]Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 52 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili iddianame tamamlandı. Cumhuriyet savcısı, 17 sanık hakkında 53'er kez ağırlaştırılmış MÜEBBET istedi. Sanıkların Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve istihbarat örgütü El Muhaberat ile irtibatlı oldukları vurgulandı.[/h]
reyhanlidaki_patlama_ile_ilgili_flas_gelisme13685025760_h1026090.jpg



Reyhanlı'yı kana bulayan saldırıyla ilgili iddianamede sanıklar hakkında rekor düzeyde ceza talep ediliyor. Adana Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde 2'si Suriye uyruklu olmak üzere 15'i tutuklu 33 sanığın yargılanmasına başlanacak.İddianamede, aralarında Suriye'de yaşayan THKP/C Acilciler örgütünün firari lideri Mihraç Ural'ın da bulunduğu 17 sanık hakkında 53'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 860'ar yıl hapis cezası istendi. 16 zanlı için ise terör örgütüne üye olmak, yardım ve yataklık yapmak suçlamasıyla 15'er yıl hapis talep edildi. İddianamede ayrıca sanıklarınSuriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve istihbarat örgütü El Muhaberat ile irtibatlı oldukları belirtiliyor. Reyhanlı'da 11 Mayıs 2013'te belediye ve PTT binası yakınlarındaki bombalı araçların patlatılması sonucu 5'i çocuk 52 kişi hayatını kaybetmiş, 155 kişi de yaralanmıştı. 10'u kamu, 134'ü de özel kişilere ait 144 bina da hasar görmüştü.Hatay'ın Suriye sınırında bulunan ilçesi Reyhanlı'da 52 kişinin öldüğü terör saldırısına bakan Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10'uncu maddesiyle görevli Adana Cumhuriyet Savcılığı, soruşturmasını tamamladı. Hazırlanan iddianame, mahkemeye sunuldu. İddianamede, saldırıları planlayan ve organize eden 2'si Suriye uyruklu 33 kişi hakkında, 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma, 52 kişiyi patlayıcı kullanarak öldürme, 155 kişiyi de öldürmeye teşebbüs' suçları başta olmak üzere çok sayıda suçtan müebbet ve ağır hapis cezası istendi. Savcılığa göre patlamaları Suriye uyruklu Ömer el Hatip ve 'Ebu Cüneyt' kod adlı Muhammet Dip Korali ile 1 numaralı sanık Nasır Eskiocak ile yardımcısı Ergin Ördek ve Fikret Nazik, Mehmet Genç, Ahmet Mansuroğlu, Yusuf Büyükkasım, Doğan Özdemir, Süleyman Evet'in de aralarında bulunduğu öncü bir grup planlayıp organize etti.Çok sayıda sanığın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve resmi istihbarat örgütü El Muhaberat ile ilişkisinin tespit edildiğine vurgu yapılan iddianamede, sanıklardan Doğan Özdemir ve Süleyman Evet'in, patlayıcıları olay yerine götürdüğüne değinildi. 16 sanığa terör örgütü 'THPK-C Acilciler' üyesi olma, örgüte yardım ve yataklık etme, suçu ve suçluyu saklama suçlamaları yöneltildi. İddianamede, örgüt yöneticiliği ile suçlanan sanıklar hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Katliamın sorumlusu olarak gösterilen sanıklardan Mihraç Ural'ın firari olduğuna dikkat çekilirken, 1 numaralı sanık Nasır Eskiocak'ın yakalanmasıyla ilgili ayrıntılara da yer verildi. Buna göre Eskiocak'ı, sınırın diğer tarafında Özgür Suriye Ordusu askerleri yakalamış. Kimliğini öğrendikten sonra da Türk yetkililere teslim etmişler.Toplam 17 sanığın saldırıların planlayıcısı ve organize edicisi olduğuna işaret edilen iddianamede, bunların her birine 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma', '47 yetişkin ve 5 çocuğu tasarlayarak ve patlayıcı kullanarak öldürmek' suçlarından 53 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 860'ar yıl hapis cezası talep edildi. 14 sanık hakkında da 'THKP/C Acilciler örgütüne üye olmak, yardım ve yataklık yapmak' suçundan 15'er yıl hapis cezası istedi. Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili ve Basın Sözcüsü Ahmet Karaca ise dün yaptığı yazılı açıklamada, sanıklar hakkında iddianamenin hazırlandığını ancak henüz mahkemeye sunulmadığını bildirdi.
Kaynak: ZAMAN
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Berlusconi'ye yeni dava şoku

[h=2]İtalya'nın başı yargıyla dertten kurtulamayan eski Başbakanı Silvio Berlusconi hakkında, 2006 yılında göreve gelen Romano Prodi liderliğindeki merkez sol hükümeti düşürmek için sol tandanslı bir senatöre rüşvet verdiği suçlamasıyla dava açıldı.[/h]
_1_yil_boyunca_wc_temizleyecek13811557090_h1082821.jpg


İtalya'da 2006 yılının Nisan ayında yapılan seçimleri o dönemki merkez solun lideri ve rakibi Romano Prodi'ye çok az oy farkla kaybeden Berlusconi, Prodi hükümetini düşürmek için sol tandanslı senatör Sergio De Gregorio'nun kendi safhına geçmesi için 3 milyon avro rüşvet vermekle suçlandı.Söz konusu rüşveti, Berlusconi'yi ve De Gregorio'yu iyi tanıyan bir dönemin Avanti gazetesinin genel yayın yönetmenliğini de yapan Walter Lavitola'nın taşıdığı ve Lavitola'ya da dava açıldığı belirtildi.Üç milyon avroluk rüşveti aldığını kabul eden eski senatörün parti değiştirmesini takip eden süre zarfında Prodi hükümeti daha fazla dayanamayarak istifasını vermiş ardından 2008 yılında gidilen erken seçimi Berlusconi ve lideri olduğu merkez sağ kazanmıştı. Parayı aldığını itiraf eden eski senatör De Gregorio ise mahkeme ile adli anlaşma yoluna gitmiş ve daha önce 1 yıl 8 ay hapis cezası almıştı.

RÜŞVET DAVASINA İLK TEPKİ


Berlusconi'nin partisi Özgürlükçü Halk Partisi'nin (PDL) senato grup başkanvekili Renato Schiffani, Napoli'de açılan rüşvet davasına tepki göstererek, "Milano arıyor, Napoli cevap veriyor. Berlusconi üzerindeki yargı kuşatması devam ediyor. Ama amaçlarına hasıl olamayacaklar. Kimse kendini kandırmasın. Berlusconi, merkez sağın ve pek çok İtalyan'ın lideri olarak kalmaya devam edecek" diye konuştu.
Berlusconi'nin bu davadan yargılanmasına Napoli 5 numaralı ceza mahkemesinde 11 Şubat 2014 tarihinde başlanacak.İtalyan siyasetinde son 20 yıla damgasını vuran Berlusconi'nin, kısa süre önce de şirketi Mediaset ile Amerikan filmlerinin alım-satımında vergi usulsüzlüğü yaptığı gerekçesiyle aldığı mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından onaylanmıştı. 77 yaşında olması sebebiyle cezaevine girmek yerine sosyal hizmette bulunarak cezasını çekecek eski başbakanın önceki gün de kamu görevlerinden 1 yerine 2 yıl süreyle men edildiği açıklanmıştı.Hakkında reşit olmayan bir kızla birlikte olmak ve aynı kızı görevlerini kötüye kullanarak karakoldan kurtarmaktan ötürü toplamda 7 yıl hapis cezası da bulunan Berlusconi, kamuoyunda bilinen Mediaset davasındaki mahkumiyeti dolayısıyla senatörlüğünü de kaybetme riskiyle karşı karşıya. Ülkede ay sonunda, ünlü liderin senatörlükten azledilmesi yönünde Senato Genel Kurulu'nda oylama yapılması bekleniyor.

Kaynak: AA
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
ABD ve Almanya arasında gerginlik

[h=2]Alman hükümeti, Başbakan Angela Merkel'in cep telefonunun ABD istihbaratı tarafından takip edildiği bilgisine ulaştıklarını açıkladı.[/h]
erkelden_obamaya_sasirtan_soru13825541300_h1087541.jpg


Merkel'in ABD Başkanı Barack Obama'yı arayarak konuyla ilgili acilen ayrıntılı izahat istediği belirtildi. Merkel, telefonunun dinlenmesinin 'kesinlikle kabul edilemez' olduğunu vurguladı.Merkel, iddiaların doğru olması durumunda, ABD'ye duydukları güvenin suistilmal edilmiş olacağını kaydetti.Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre iseObama, kendisini dinlemedikleri konusunda Merkel'e güvence verdi.Almanya ile ABD ilişkileri, Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu'nun müttefik ülkeleri de dinlediğinin ortaya çıkmasıyla gerilmişti.
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Salih Müslim'i Irak'a almadılar

[h=2]Suriye'den Irak'ın Kürt bölgesine geçmek isteyen PYD Eşbaşkanı Salih Müslim'e kapıda izin verilmedi.[/h]
r_bayragi_dedi_biz_de_indirdik13750885190_h1056057.jpg


Suriye'deki Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) engellemesi nedeniyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarına geçemediğini söyledi.Halen Suriye'de bulunan Müslim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "5 gün Peşhabur Sınır Kapısı'nda bekledim, bırakmadılar. Ben ölen oğlumun taziyesine gelmek istediğimde Kürdistan yetkilileri, bana 'tamam gidebilirsin' dediler. Bayram boyunca da sınır kapıları açıktı. Ancak ben 17 Ekim'de kapıya gelip, geçmek istediğimde bırakmadılar. Irak üzerinden Avrupa'ya gidecektim, bırakmadılar. Demek ki bizi engellemek istiyorlar. Biz çaresiz kalmayacağız" dedi.Engellemeyle ilgili olarak, "Bu, Mesut Barzani'nin işi değil" diyen Müslim,"KDP, bu işin içindedir. KDP, yapıyor bunları. KDP'nin ilk kurucu kadrosudur bu" görüşünü savundu.Müslim, "neden sizi engelliyorlar" sorusuna, "Nedenini söylemiyorlar ama biz siyasi olduğunu biliyoruz. Cenevre 2 yaklaşıyor, bu ve benzeri diplomatik çalışmalarımızdan rahatsız oluyorlar. İzin verilmemesinin benim son konuşmalarımdan kaynaklandığını düşünmüyorum. Şimdi Abdülhakim Beşar'ı (Suriye Kürt Demokrat Partisi Genel Başkanı) öne çıkarmak istiyorlar. Azadi Partisi'yle diğerlerini birleştirdiler, bunları komisyona soktular. Zorla birşeyler yapmaya çalışıyorlar. Bu koalisyon meselesi de Kürt birliğine karşı çıkmak anlamına geliyor" cevabını verdi.Müslim, izin çıkması durumunda Irak'a geçmeyeceğini belirterek, "Artık tavır koydum, çağırsalar da geçmeyeceğim. Başka şehirlere, başka çarelere bakacağız" ifadesini kullandı.Müslim, AA muhabirinin, "Oğlumu vuran kurşun Türkiye'den geldi' şeklindeki açıklamanız ne anlama geliyor" sorusuna şu cevabı verdi:"Benim demecim oğlumu vuran kurşun Türkiye'den geldi' şeklinde değildi. O demeçte, benim oğlumu vuran grupları muhatap almıyoruz, esas onlara destek veren, onların arkasındaki güç kim Buna bakmaz lazım demiştim."Oğlunun Nusra Cephesi'ye yaşanan çatışmada ölmesinden sonra Türkiye'den de başsağlığı mesajlarını aldığını aktaran Müslim, "Sayın Ahmet Davutoğlu'nun başsağlığı mesajını bana ilettiler. Nezakette bulundukları için kendilerine teşekkür ederim" dedi.Müslim, Irak'a sığınan Kürt asıllı Suriyeli sığınmacıların, Suriye'ye geri dönmeleriyle ilgili ise şu değerlendirmede bulundu:"İlk çıkanlar ekonomik nedenlerden dolayı Irak'a sığındı. Ama Irak'ta umduklarını bulamadılar. Onun için Suriyeli Kürtler geri dönüyor. Buradaki (Suriye'nin kuzeyi) şartlar daha iyidir. Ölüm yok, güvenlik sıkıntısı yok. Kürt şehirlerinde rahat bir şekilde yaşayabilirler. Hatta başka şehirlerden gelip de Kürt şehirlerinde yaşamayı tercih edenler var. Bazı çatışmalar oluyor ama şehirlerde değil, kırsal alanda oluyor."

Kaynak: AA
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Şırnak'ta kazılarda 4 kişinin cesedine ulaşıldı

[h=2]Şırnak'ın Güçlükonak ilçesine bağlı Ormaniçi köyünde 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra öldürüldükleri iddia edilen 7 köylüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında yapılan kazılarda 4 kişinin cesedine ulaşıldığı bildirildi.[/h]
faili_mechul_kazi_calismalarina_ara_verildi13609493250_h990577.jpg



Ormaniçi köyünde 4 Haziran 1994 günü gözaltına alındıkları iddia edilen ve isimleri belirlenemeyen 3 kişi ile köy sakinlerinden Mehmet Özkan, Mehmet Kaya, Şerif Ekin, Abdulselam Demir'in aileleri, yakınlarının öldürüldüklerini ve toplu mezara gömüldüklerini ileri sürerek, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuştu. Savcılığın talebi üzerine Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, Ormaniçi köyünde, kazı çalışması başlatmıştı.Devam eden kazı çalışmasını öldürüldükleri iddia edilen köylülerin yakınları, avukatları ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri de izledi.Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı kazı alanına yakınlarını kaybeden aileler ve avukatları dışında kimse alınmazken çalışmalar sırasında 4 kişinin cedesine ulaşıldığı belirtildi.

GİYSİLERDEN MERMİ ÇEKİRDEĞİ ÇIKTI


Yakınlarını kaybeden aileler, yaptıkları açıklamada, kazıda Mehmet Özkan'ın öldürüldüğü gün giydiği ve geçen zaman zarfında çürüyen giysilerinde 16, Mehmet Kaya'nın giysilerinde ise 18 mermi çekirdeğinin çıkarıldığını belirtti. Aileler, kazıda Şerif Ekin ve Abdulselam Demir'in de cesetlerinin çıkarıldığını bildirdi.
Savcılık tarafından gerçekleştirilen kazı sonucu çıkarılan 4 kişiye ait kemiklerin incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderileceği öğrenildi.
Kaynak: AA
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Davutoğlu'na gizlice twit atıp kurtuldular

[h=2]Kurban Bayramı'nda yoksullara yardım için için gittikleri Kenya'nın başkenti Nairobi'de vize işlemleri esnasında gözaltına alınan Çare Derneği gönüllüleri, gizlice Bakan Davutoğlu'na twit atarak sınır dışı edilmekten kurtuldu.[/h]
davutoglunu_sinirlendiren_soru13783149930_h1069976.jpg


Türkiye elçiliğine telefon açmalarına müsaade edilmeyen gönüllüler, Davutoğlu'na attıkları twitten hemen sonra Dışişleri'ndeki yetkililerin girişimiyleserbest bırakıldı.Çare Derneği gönüllüleri, Kurban Bayramı için gittikleri Kenya'da çok ilginç bir olayla karşılaştılar. Başkent Nairobi'de vize işlemleri esnasında gözaltına alınan ve Türk elçiliğine haber vermeleri engellenen gönüllüler gizlice twit atarak Dışleri Bakanı Davutoğlu'ndan yardım istedi. Sınır dışı edilmelerine karar verilen gönüllerin twiti okuyan Bakan Davutoğlu, derhal yetkililere hareket geçirerek Kenya'lı yetkililerle iletişime geçti. Gönüllülerin verdiği numarayı birkaç dakika içerisinde arayan bakanlık yetkilileri sorunu çözdü.Çare Derneği gönüllülerinden Çınaraltı İlim ve Kültür Derneği Başkanı Osman Sunguryaşadıkları şöyle anlattı;"Başkent Nairobi'ye indiğimizde vize gişelerinde ne amaçla geldiğimizi sordular. 'Turizm ve yardım' dedik. Hangi şehre gideceğimizi sorduklarında "Carissa" deyince meğer hata yapmışız. Carissa'da son olan olaylar da 60 kişi bir AVM'de ölmüş ve bu terör saldırılarında Türklerin de adı karışmış. Tabi biz bunları saatler sonra elçinin özel kaleminden öğrendik.

sadijpg_h122.jpg


Cevşen okuyorduk. Birden Said Tekin adlı kardeşin aklına, fark ettirmeden Ahmet Davutoğlu'na tweet atmak geldi. Birkaç dakika bile geçmeden Ahmet Davutoğlu'nun özel kalemi bizi aradı."Nereye ve ne amaçla geldiğimizi sordular. Cevaplarımıza inanmayıp bizi sorgu odasına aldılar. Amacımızı sordular. 'Yetimlere kurban kesimi yapacağız, Türkiye'den Çare Derneği adına geliyoruz' dedik. Bir türlü inanmak istemiyorlardı. Sonra bizi sınır dışı etmek için işlem yapmaya başladılar. Beklemeye koyulduk. Bu esnada elçiliği ve dernek merkezini aramamıza izin vermediler. Dernek merkezimizin ve buradaki bağlantılı olduğumuz Young Muslim Derneği'nin olayı çözmelerini beklerken Cevşen okuyorduk. Birden Said Tekin adlı kardeşin aklına, fark ettirmeden Ahmet Davutoğlu'na tweet atmak geldi. Birkaç dakika bile geçmeden Ahmet Davutoğlu'nun özel kalemi bizi aradı. Telefonda; bakanımızın 'merak etmesinler durumu çözeceğiz' dediğini belirtti. Tabi biz o esnada bu duruma çok şaşırdık. Gerçekten kısa sürede elçilikten yetkililer geldi ve durumu kısa sürede çözdüler. Tüm bu karmaşaya ve olumsuzluklara rağmen moralimizi bozmadık. Neyse ki Allah'ın izniyle gözaltından bakanımızın talimatı ile elçilik yetkileri devreye girdi ve kurtulduk. Daha sonrada yardımseverlerin gönderdikleri kurbanları kesmek ve dağıtmak üzere yola koyulduk."
Kaynak: YENİ ŞAFAK
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
BDP'de 3 vekil birden istifa etti

[h=2]BDP'li Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel partiden istifa etti. İstifa eden vekiller HDP'ye katılacak.[/h]
bdpde_3_vekil_istifa_etti13825384320_h1087479.jpg


BDP İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder veSebahat Tuncel ile BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, partilerinden istifa etti.Milletvekilleri, partilerinden istifalarına ilişkin dilekçelerini TBMM Başkanlığı'na sundu.Kürkcü, Halkların Demokratik Partisi kongresinin hafta sonu yapılacağını anımsatarak, Halkların Demokratik Partisi'nde mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.Kürkcü, zorunlu olarak partilerinden ayrıldıklarını dile getirdi.İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de, istifalarına ilişkin dilekçeleri TBMM Başkanlığı'na sunduklarını bildirdi.Tuncel, Halkların Demokratik Partisi'nin pazar günü yapacağı kongreyle birlikte bu partiye geçeceklerini kaydetti.BDP'li üç milletvekilinin istifasıyla BDP'nin milletvekili sayısı 26'ya düşerken, bağımsız milletvekili sayısı 9 oldu.
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
'Türkiye son 300 yıldır hiç böyle güçlü olmamıştı'

[h=2]Star yazarı Cemil Ertem, Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden Prof.Dr. Kemal Karpat'ın son siyasi olaylarla ilgili çarpıcı tespitlerini köşesine taşıdı..[/h]
ldir_hic_boyle_guclu_olmamisti13825276820_h1087415.jpg


Cemil Ertem, Hazar Strateji Enstitüsü'ndeki programda karşılaştığı Kemal Karpat'la Türkiye'nin son siyasal ve ekonomik durumu üzerine konuştu.Özetle büyüyen ve bölgede söz sahibi olan Türkiye'nin gelişiminden rahatsız olanların MİT ve Merkez Bankası üzerine oyunlar oynadığını söyleyen Karpat, 'Türkiye son iki yüz, hatta üç yüz seneden beri ulaşamadığı bir ekonomik güce ulaşmak üzere' dedi.

İŞTE ERTEM'İN KÖŞESİNDEKİ İLGİLİ BÖLÜM




‘Güçlü toplumu sivilleşme yaratır...'


Dün Kemal Karpat "Güçlü bir toplumu güçlü bir devlet yaratamaz; güçlü bir toplum belki güçlü bir devleti doğurabilir, güçlü bir toplumun temeli ise sivilleşmek ve ekonominin buna bağlı olarak iyileşmesidir, Türkiye son iki yüz, hatta üç yüz seneden beri ulaşamadığı bir ekonomik güce ulaşmak üzere... İşte bu iyileşmenin arkasında anlattığım bu gerçek var" dedi. Evet, tam da şimdi bu gerçeğe bağlı olarak, yalnız Türkiye'den başlayan yeni bir doğu sivilleşmesi ve kendine gelme süreci yaşıyoruz. Bu aynı zamanda yeni bir siyasallaşmadır. Bu siyasallaşma ve kendine gelme süreci, hem içeride hem de dışarıda şaşkınlık, tepki yaratıyor. Şu sıralar Milli İstihbarat Teşkilatı'nı konuşuyoruz, dikkatinizi çekerim tam iki ay önce TCMB'nı konuşuyorduk. Çünkü bu iki kurumda daha önce onların iplerini tutan küresel odaklardan bağımsız davranmaya başladılar.

Türkiye'yi bu anlamda oldukça zorlu bir süreç bekliyor. Ancak, yukarıda Kemal Karpat Hoca'nın anlattığı temel gerçeği farkına vardığımızda ve bu anlamda büyük resmi gördüğümüz oranda işimiz kolaylaşacaktır. Evet, 21. yüzyıl tarihini tam bu topraklarda yazıyor.

Kaynak : Star
 
Üst