06.06.2014 Haberler

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Savaş uçağı evin üzerine düştü

Sava%C5%9F-u%C3%A7a%C4%9F%C4%B1-evin-%C3%BCzerine-d%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC.jpeg





ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bir eve düşen savaş uçağı mahalleyi bir anda alevler içinde bıraktı. Olayda can kaybı yok. Ancak 3 ev kullanılmaz halde.


Kaliforniya eyaletine bağlı San Diego kenti yakınlarındaki Imperial Valley’de savaş uçağı düştü.Meksika sınırı yakınlarındaki Imperial Valley yerleşim yerine yerel saatle 16.40′ta düşen uçak nedeniyle, üç evin kullanılmaz hale geldiği bildirildi.Henüz ölen ya da yaralanan kimse olup olmadığına ilişkin bilgi verilmezken, sivil bölgeye düşen uçağın pilotunun güvenli bir şekilde uçaktan çıktığı ifade edildi.Pilotun, kontrol amacıyla bölgedeki bir hastaneye kaldırıldığı kaydedildi.


http://www.theworldline.com/savas-ucagi-evin-uzerine-dustu/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Boko Haram’dan kanlı saldırı, çok sayıda ölü var


Nijerya2.jpg






Radikal İslamcı silahlı örgüt Boko Haram, Nijerya’nın kuzeydoğusunda kanlı saldırılar gerçekleştirdi. Maiduguri kentinde 45 kişinin öldüğü, çevre kasabalardaki saldırılar nedeniyle bu sayının da artabileceği belirtiliyor.


Boko Haram’ın dün akşam Maiduguri kentine düzenlediği saldırıda 45 kişi öldü. Örgütün çevre kasabalarda saldırılarına devam ettiği belirtiliyor.Associated Press haber ajansı devam eden saldırılarla ölen sayısının en az 200 olduğunu yazıyor.Nijerya’dan bildiren BBC muhabiri Will Ross, saldırının üzerinden 48 saat geçmesine rağmen, Attagara ve diğer kasabaların sokaklarında ölülerin olduğunu söyledi.

‘En az 200 ölü’


Bölgenin milletvekili Peter Biye, ölü sayısının en az 200 olacağını belirtti. Saldırıdan kaçanların dağlara saklandığını ifade eden Biye, bölgede kimse kalmadığını, bu nedenle ölü sayısını kimsenin veremeyeceğini söyledi.Milletvekili, ordunun söz vermesine rağmen hala bölgeye askeri birlik göndermediğini kaydetti.Nijerya ordusuna bu konudaki yorumları soruldu ancak bir yanıt alınamadı.Bazı haber kaynakları, bölgede cihatçı bayrakların dalgalandığını belirtiyor.

‘Vaaz vermeye geldik’


Maiduguri kentindeki saldırıdan kurtulanlar BBC’ye konuştu. Buna göre militanlar, topluluğun üzerine ateş açmadan önce, vaaz vermeye geldiklerini söylemiş.Maiduguri kenti ve çevresinde geçen yıl olağanüstü hal ilan edilmişti ve o zamandan beri bölgede saldırılara çok sık rastlanmıyordu.İslamcı silahlı örgütler bugüne kadar daha ziyade uzak bölgelere saldırıyordu.Nijerya hükümeti, 200′den fazla kız öğrencinin Boko Haram örgütü tarafından kaçırılmasından bu yana, hem ülke içinde hem de uluslararası kamuoyunda artan bir baskı altında.

Boko Haram nasıl bir örgüt?


2002 yılında kurulan örgüt, Batı tarzı eğitime karşı çıkıyor. Örgütün ismi de Hausa dilinde “Batı eğitimi yasaktır” anlamına geliyor.Bugüne kadar binlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulan örgüt, daha önce Nijerya başkenti Abuja’da polis ofisine ve Birleşmiş Milletler merkezine de saldırmıştı.ABD, Boko Haram’ı 2013′te “terör örgütü” listesine aldığını ilan etti.Örgüt, 14 Nisan’da Kamerun sınırındaki Chibok Köyü’nde 200′den fazla kız öğrenciyi kaçırmıştı. Kaçırdığı kızları köle olarak satmakla tehdit eden örgüt lideri Ebubekir Şekau, daha sonra kızların çarşaf giymiş, dua ederken bir videosunu yayınlamış, onların Müslüman olduklarını söylemişti.Hükümet Boko Haram ile müzakereye başlamış ancak daha sonra geri çekilmişti. Kaçırılan öğrenciler hala örgütün elinde tutuluyor.


http://www.theworldline.com/boko-haramdan-kanli-saldiri-cok-sayida-olu-var/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Şincan’da kapsamlı tutuklama operasyonu

%C5%9Eincan.jpg







Çin devlet medyası ülkenin kuzey-batısındaki Şincan vilayetinde terör zanlısı olarak tarif edilen yirmi dokuz kişinin tutuklandığını bildirdi.

Etnik açıdan bölünmüş bölgeden ulaşan haberlerde, şüphelilerin aralarında bölücülük ve etnik nefreti körüklemek de olan suçlamalarla karşı karşıya olduğunu kaydediliyor.
Yerel başkent Urumçi’deki tutuklamalar, bölgede radikal islamcıların sorumlu tutulduğu son ölümcül saldırıları izliyor.

Sivillere yönelik saldırılar


22 Mayıs günü, Urumçi’nin Çinlilerin yoğun yaşadığı Şayibake mahallesindeki kalabalık bir pazar yerinde 31 kişinin ölümüne ve 94 kişinin yaralanmasına yol açan bir bombalı saldırı oldu.Bu saldırıdan önce 1 Mart’ta Kunming tren istasyonunda toplu bıçaklama oldu.30 Nisan’da da Urumçi merkez tren istasyonunda bıçaklı ve bombalı saldırı yaşandı.

Taktik değişimi


Son saldırıların biçimi ve şiddeti Çin yönetimine karşı mücadele eden Uygur muhalefetinin radikalleştiğinin işareti olarak görülüyor.Kamusal alanların ve ayrım gözetmeksizin çok sayıda ölümün hedeflendiği son olaylar Şincan’da daha önce yaşanan düşük yoğunluklu şiddetten çok farklı.Dah önceleri genellikle kolluk kuvvetleri ya da resmi görevliler hedeflenirdi.

Değişimin arkaplanı


Uzmanlara göre taktiklerdeki bu değişikliği açıklayacak iki sebep olabilir.Uygur militanlar, sadece Çin devleti ile aralarındaki çatışmayı tırmandırmayı değil, Çinli ve Uygur nüfus arasındaki uçurumları derinleştirmeyi amaçlıyor olabilirler.Ya da Uygur hareketi El Kaide türü kitlesel ölümle sonuçlanan terör eylemleri modelini örnek almaya başladı.

Şincan’da etnik gerilim


Etnik Uygur aktivistler ayrımcılık ve baskıya maruz kaldıklarını söylüyorlar.Pekin, 1949′da bölgeyi ilhak ettiğinden bu yana Şincan’ı ve Çinli olmayan halklarını siyasi, ekonomik ve kültürel olarak Çin devletiyle bütünleştirmeyi hedefledi.Çin bu hedefine baskı, yasaklar ve yatırımlar diye özetlenebilecek üç ayaklı bir stratejiyle ulaşmaya çalıştı.Çin yönetimi özellikle de 1990′ların başlarından itibaren devlet öncülüğünde dev bir modernleşme projesi başlattı.Pekin yönetimi, Şincan’ın ekonomi ve altyapısını ülkenin geri kalan kısmına ve komşu Orta Asya ülkelerine bağlamak için milyarlarca dolar akıttı.Hızlı ekonomik büyümenin Uygurlar’ın hoşnutsuzluğunu bastıracağı düşünüldü.Fakat tam tersi oldu.

Uygurların şikayetleri


Devlet öncülüğündeki modernleşme Şincan’daki Çin yerleşimini artırdı ve bölgede etnik gruplar, kır ve kent arasındaki uçurumları daha da derinleştirerek Uygurların memnuniyetsizliğini iyice tırmandırdı.Aynı dönem içinde devlet Uygur muhalefetini bastırmak için karşı polis ya da asker kullanma tutumundan vazgeçmedi.Uygurların dini ve kültürel faaliyetlerini yakından izlemeyi sürdürdü.Uzamanlara göre, Uygurların öfkesi hem modernleşme stratejisinin yarattığı yeni eşitsizlikler hem de devam eden baskılar ve meşru yoldan muhalefetin mümkün olmamasının birleşik etkisiyle iyice tırmandı.



http://www.theworldline.com/sincanda-kapsamli-tutuklama-operasyonu/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Avrupa uçuşlarına kablosuz internet projesi

Avrupa-u%C3%A7u%C5%9Flar%C4%B1na-kablosuz-internet-projesi.jpg





İngiliz şirketi Inmarsat, Avrupa içi uçuşlarda internet bağlantısı sağlayacak projesini açıkladı. Cep telefonları için kullanılan baz istasyonlarından faydalanılan bu sistemin 2016′de hizmete gireceği belirtiliyor.



İngiliz uydu ve telekomünikasyon şirketi Inmarsat, Avrupa içi uçuşlarda internet bağlantısını sağlayacak projesini açıkladı.Şirket, cep telefonları için kullanılan baz istasyonlarını gökyüzüne doğrultarak, uçaklara internet sağlamayı planlıyor.Yeni teknikle, uçaktaki yolcuların kesintisiz kablosuz internet bağlantısına ulaşabileceği belirtiliyor.Şirket, projeyi piyasaya daha yeni duyurdu. Ancak İngiliz Havayolları (British Airways) hızlı davranarak, bu hizmeti veren ilk şirket olmak için ön görüşmelere başladı.

Kayıp uçağı ararken tanındı


Inmarsat, Malezya Havayolları’na ait kayıp uçağın aranması çalışmalarında yer almıştı.Arama çalışmalarına sağladığı katkı, şirkete uluslararası tanınırlık kazandırdı.Inmarsat, İngiltere’nin en büyük uzay şirketi.Şirket yakında “Global Xpress” adlı, mobil uydu iletişim ağını hizmete sunacak. Bu yeni teknolojinin değeri 1.6 milyar ABD dolarını buluyor.Uzay teknolojisini yeryüzüne getiren şirket, “Global Xpress” ile uzak mesafedeki müşterilere iletişim olanağı sağlayacak.Böylece gemiler, petrol ve doğalgaz çıkarma tesisleri, uzak bölgelerdeki silahlı kuvvetler, afet bölgelerindeki yardım kuruluşları ve sorunlu bölgelerden bildiren bildiren gazetecilerin internete ulaşabilmesi mümkün kılınacak.Bu teknoloji uçakları da kapsayacak. Ancak şirket, uçaklara ilişkin farklı bir proje öngörüyor. Buna göre uçaklardaki proje, baz istasyonlarının kullanılması nedeniyle, coğrafi olarak Avrupa’yla kısıtlı tutulacak.Şirket, Avrupa sınırları dışına çıkan uçakların “Global Xpress” hizmetine geçerek, internet kullanmaya devam edebileceğini belirtiyor.Uygulama, GoGo adlı ABD’li şirketin hizmetine benziyor. GoGo, 2008 yılından bu yana ABD içindeki ticari uçuşlarda yolculara internet sağlıyor.GoGo, gerekli radyo frekansı dilimlerine erişim hakkına sahip. Bu erişim sayesinde de uçaklarda internet hizmeti verebiliyor.

‘Europasat’ uydusu üretilecek


Avrupa Komisyonu Inmarsat’a 2009′da benzer bir hizmet sağlaması için lisans vermişti. Şirket, o günden beri lisansını kullanabileceği iyi bir projenin peşindeydi.Bu yeni teknolojiyi sağlayacak olan uydunun adı “Europasat” olacak. Uydunun kurulumu Hellas-Sat adlı bir şirketle birlikte yürütülecek ve her iki şirket, masrafları paylaşacak. Hellas-Sat, “Europasat”ı kendi işleri ve amaçları doğrultusunda kullanabilecek.Hizmetin 2016 yılında piyasaya sürülmesi bekleniyor.



http://www.theworldline.com/avrupa-ucuslarina-kablosuz-internet-projesi/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Yemen’de güvenlik noktasına saldırı: 16 ölü

yemen.jpg






Yemen’in Şebva kentinde güvenlik noktasına düzenlenen saldırıda 16 kişinin öldüğü bildirildi.


İl Meclis Genel Sekreteri Abdullah el-Bahri, Şebva kentinin Beyha ilçesinde El-Kaide üyesi silahlı kişiler tarafından güvenlik noktasına düzenlenen saldırıda 9′u asker, 7′si polis 16 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.Bahri, güvenlik güçlerinin mermileri bitinceye kadar çatıştığını kaydetti.Çatışmalar sebebiyle Şebva kentinden 22 bin kişi göç etmek zorunda kalmıştı. Yemen ordusu, emniyet güçleri ve halk komiteleriyle, “Terörsüz Yemen için el ele” adı altında El-Kaide’ye karşı geniş çaplı operasyon başlatmıştı. Operasyonlarda örgüte verilen kayıplar yüzlerle ifade edilirken, çok sayıda askerin de hayatını kaybettiği ifade ediliyor.El-Kaide örgütü, Yemen hükümetini ve silahlı güçlerini ”Amerikan yanlısı” olmakla suçluyor ve düzenlediği birçok kanlı eylemde, ordu mensuplarını, istihbarat görevlilerini ve hükümete bağlı kurumları hedef alıyor.



http://www.theworldline.com/yemende-guvenlik-noktasina-saldiri-16-olu/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Ruhani’den Türkiye’ye ilk ziyaret

Ruhani.jpg






İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Pazartesi günü Türkiye’ye gelmesi bekleniyor.


İsminin açıklanmaması kaydıyla AFP’ye konuşan bir Türk yetkili, geçen yıl seçilen Ruhani’nin cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye’ye düzenleyeceği ilk ziyaretin Pazartesi günü gerçekleşmesinin beklendiğini belirtti.Türk yetkili, Ruhani’nin Ankara’da bir araya geleceği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la ikili ilişkiler ve Ortadoğu meseleleriyle ilgili konuları ele alacağını ifade etti.Yetkilinin verdiği bilgiye göre, Ruhani’ye Türkiye ziyaretinde çok sayıda İranlı bakanın da eşlik etmesi öngörülüyor.
http://www.theworldline.com/ruhaniden-turkiyeye-ilk-ziyaret/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Bu adam polis avlıyor

Bu-adam-polis-avl%C4%B1yor.jpeg






Sokaklarda kamuflaj giysileriyle ve çift otomatik tüfekle dolaşan 24 yaşındaki adam ülkede dehşet saçıyor. 3 polisi öldüren 2 polisi de yaralayan o adam için insan avı başlatıldı.


Kanada’nın New Brunswick bölgesine bağlı Moncton kentinde, sokakta rastgele ateş açan, girdiği çatışmada üç polisi öldüren iki polisi de yaralayan Bourque’nin ele geçirilememesi üzerine, polis Moncton sakinlerine bulundukları yerden ayrılmamaları ve dışarı çıkmamaları çağrısı yaptı.Polis karşıtı ve silah düşkünü olduğu belirtilen saldırganın, polislerle girdiği çatışma anında bir ev içinde yaşananlar da kameralara yansıdı.Pencere arkasında sinerek dışarıdaki çatışmayı izleyen genç bir erkeği, ‘onu vurdu’ demesi üzerine evin içinde çığlıklar artıyor ve ‘hemen 911′i ara’ sesleri duyuluyor. Polis, Türkiye saati ile 07.30 itibari ile hala çifte silahlı saldırganı arıyor.


http://www.theworldline.com/bu-adam-polis-avliyor/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
İngiltere’de mikroplu serum öldürdü

%C4%B0ngilterede-mikroplu-serum-%C3%B6ld%C3%BCrd%C3%BC.jpg






İngiltere’de yenidoğan ünitelerinde bakteri bulaşmış serumla beslenen bebeklerden birinin öldüğü, 14′ünün de kan zehirlenmesi nedeniyle tedavi gördüğü açıklandı.


Serumları üreten firma yetkilileri olaylardan “üzüntü duyduklarını” açıkladı.ITH Pharma adlı şirketin müdürü Karen Hamling, sağlık yetkililerinin başlattığı soruşturmaya yardımcı olduklarını belirtti.Londra’daki St Thomas Hastanesi’nde kan zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeden bebeğin ölümüne mikroplu serumun neden olduğu sanılıyor.Yetkililer, altı hastanede yenidoğan ünitesindeki bebekleri beslemek için damar yoluyla verilen serumlara bakteri bulaşmış olması nedeniyle kan zehirlenmesi vakalarının ortaya çıktığını açıkladı.Bebeklerin çoğunun prematüre olduğu ve Pazar günü ölen bebeğe bir önceki gün kan zehirlenmesi teşhisi konduğu ifade edildi.Hastalanan bebeklerin, ağız yoluyla beslenemedikleri için yenidoğan ünitesinin yoğun bakım bölümünde tutuldukları ve damardan serumla beslenme sırasında, kan zehirlenmesine yol açan Bacillus cereus bakterisine maruz kaldıkları, fakat antibiyotik tedavisine iyi cevap verdikleri belirtildi.Yetkililer, serumların bir serisinde sorun olduğunu ve geçen hafta ürünlere mikrop bulaşmasına neden olduğu düşünülen muhtemel kirlenme kaynağının tespit edildiğini belirtiyor.ITH Pharma muhtemel yeni vakaları önlemek için ürünlerini geri çağırdı.


http://www.theworldline.com/ingilterede-mikroplu-serum-oldurdu/


 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Metin Feyzioğlu’nu kızdıran soru

Metin-Feyzio%C4%9Flu.jpg






F5- Lüleburgaz’da konferansa katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, izleyicilerden birinin sorduğu soruyla çileden çıktı. Feyzioğlu, “Üç fidanı asmak için toplanan imzalar ve CHP tarafından verilen 28 imzadan biri de Turhan Feyzioğlu’dur. Bunun için özür dileyecek misiniz?” sorusu karşısında öfkelendi.


Konuşması sırasında bir kişinin sorduğu soru Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun büyük tepkisini çekti. “Üç fidanı asmak için toplanan imzalar ve CHP tarafından verilen 28 imzadan biri de Murat Feyzioğlu’dur. Bunun için özür dileyecek misiniz?” sorusuna Feyzioğlu, “Saçmalamak için mi çıktın buraya. Haydi oradan sen de. Hiç kimseyle özür dileyecek bir şeyim yok benim. Buraya kendi ismimle geldim. Hiç kimsenin adıyla gelmedim buraya. Ayıptır şu yaptığınız. Bir insanı ailesiyle yargılamak faşistliktir. Sen faşistsin” ifadesini kullandı.Lüleburgaz ilçesinde, Aşkiye Neşet Çal Salonu’nda düzenlenen “demokrasi” konulu konferansta konuşan Feyzioğlu, Türkiye’de vatandaşların en az yüzde 80′inin, değişmez önder olarak Mustafa Kemal Atatürk’ü gördüğünü söyledi.Halkın, demokrasiyle yönetilmek istediklerini belirten Feyzioğlu, “Türkiye’de liberal olmayan bir demokrasi modeli uygulanıyor. Liberal olmayan demokrasi örneği, kişi hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, her sorunda sandığın işaret edildiği bir modeldir. Sandık da kişi hak ve özgürlükleri kısıtlama yetkisini iktidara veriyor” diye konuştu.Feyzioğlu, 27 Mayıs 1960 askeri darbesine değindi. Bu olay sonrası dönemin başbakanı Adnan Menderes ve iki bakanın asılarak idam edildiğini hatırlatan Feyzioğlu, şunları kaydetti:“1960 yılında yapılan olaya bazıları ‘darbe’ demiyor ama bu basbayağı darbeydi. Askeri sokakta yürütüyorsan darbedir. İşimize geldiğinde ‘darbe’, işimize gelmediğinde ‘halk hareketi’ deme şansımız yoktur. Yüksek Adalet Divanı diye olağanüstü bir mahkeme kurup Başbakan ve yüzlerce kişiyi yargılayıp Yassıada’da süründürdük mü? Süründürdük. Kusura bakmayın, bu nesle onun darbe olmadığını anlatamazsınız.”

ÜÇ FİDAN SORUSUNA TEPKİ


Konferansı izleyenlerden biri, konuşmasının ardından Feyzioğlu’na, “Üç fidanı asmak için toplanan imzalar ve CHP tarafından verilen 28 imzadan biri de Murat Feyzioğlu’dur. Bunun için özür dileyecek misiniz?” diye sordu.Bu kişiye tepki gösteren Feyzioğlu, “Saçmalamak için mi çıktın buraya. Haydi oradan sen de. Hiç kimseyle özür dileyecek bir şeyim yok benim. Buraya kendi ismimle geldim. Hiç kimsenin adıyla gelmedim buraya. Ayıptır şu yaptığınız. Bir insanı ailesiyle yargılamak faşistliktir. Sen faşistsin” ifadesini kullandı.Feyzioğlu, konferans sonrası vatandaşlarla sohbet etti.


http://www.theworldline.com/metin-feyzioglunu-kizdiran-soru/
 

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepki puanı
928
Puanları
0
Yaş
35
Erdoğan: Sağı solu yakıp barıştan bahsedemezler

Erdo%C4%9Fan.jpeg






Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Dünya Çevre Günü dolayısıyla Ankara’da düzenlediği Katı atık düzenli depolama tesisi toplu açılış töreninde konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:

Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyor, dünya çevre gününün ülkemiz ve dünyaya hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Birazdan açılışlarını yapacağımız katı atık düzenleme tesislerinin bu şehirlerde yaşayan vatandaşlarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu tesisler 5 il 57 ilçe belediyesiyle üç özel idare sınırları içinde yaşayan yaklaşık 2 milyon nüfusa hizmet verecek. Bu tesislerin yapımında emeği geçen çevre bakanlığımız ve belediyelerimiz başta olmak üzere tüm kurumları kutluyorum.

Günümüzde çevre sorunları ve politikaları, ekonomide kalkınmada enerjide belirleyici etkiye sahip. Türkiye olarak biz de çevre sorunları konusunda fevkalade hassasiyet gösteriyoruz. Bizim çevreye bakışımız, batıdaki popüler çevreci akımlardan farklı. Biz çevreyi Allah’ın eseri ve emaneti olarak görüyoruz. Çevreyi korumanın bir lütuf değil yükümlülük olduğuna inanıyoruz.

“BİZDE TEK BİR DALIN KIRILMASINA RIZA GÖSTERMEME ANLAYIŞI VARDIR”

İnsan şehri inşa ederken aslında taşın toprağın arasında kendisini inşa eder. Evet şehirle birlikte kendisini inşa eden insan, kendi varlığının ayrılmaz parçası olan tabiata asla sırtını dönemez. Onun tahribine asla göz yumamaz. Bizim medeniyetimizde gereksiz yere tek bir dalın kırılmasına, tek bir çiçeğin koparılmasına rıza göstermeme anlayışı vardır. İçtiğimiz suyun, soluduğumuz havanın, bu bakımdan muhasebesini yapan, ölçüyü elden bırakmadan bir zihin dünyasına sahibiz.

Mevzuat ve uygulama olarak çevre standartlarını ülkemizde de büyük ölçüde geçerli hale getirdik. Yapılanlar elbette önemlidir ama yeterli değildir. Türkiye uzun yılların ihmalinin yanlışlarının bedelini ağır bir şekilde ödemek durumunda kalmıştır. Bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde, işte bu çarpıklık vardır. Evliya Çelebi, Anadolu’da hiç güneş görmeden seyahat etme fırsatından bahsetti.

“ÇOCUKLAR HUZUR İÇİNDE YAŞASIN”

İstanbul böyleydi. Ve attığımız adımlarla adeta ataklarla biz bu yanlışı düzeltmenin gayreti içinde olduk. Bir yandan geçmişin yanlışlarını düzeltmeye çalışırken, bir yandan da yeni projelerle tarihimize yakışır şeyler inşa etmenin çabası içerisindeyiz. Biz istiyoruz ki bu şehirlerde çocuklar kadınlar yaşlılar ve tüm halk huzur içinde yaşasın. Sadece betondan asfalttan ibaret bir şehir, ruhu olmayan mekanik bir şehirdir. Biz şehirlerimizin ruhu olmasını özgün olmasını arzu ediyoruz. Amacımız şairlere ressamlara ilham verecek şehirler inşa etmektir. Sadece ülkemizde değil, dünyada mimarlara mühendislere çevre plancılara esin kaynağı olacak şehirler kurmayı başardığımız gün medeniyetimizin yeniden yükseldiği gündür.

Her alanda mevcut sorunları çözmek için çalışıyoruz. Bakınız 1994 yılında, İstanbul’a belediye başkanı olduğumda, sokaklarında çöp dağları yükseliyordu ve İstanbul’u o zamanlarda bilenler tanıyanlar, onun musluklarından su akmadığını bilirler. Hava kirliliğinin ne durumda olduğunu gayet iyi bilirler. O güzel Haliç’in kıyısından geçmek mümkün değildi. İnsanı tehdit eden kokusuyla, suyunun rengiyle, içinde oluşan adacıklarla haliç’in ne olduğunu çok iyi bilirler. O aslında çevre katliamıydı. Şehrin silueti gecekondularla oluşuyordu. Biz kolları sıvadık. Önce belediye başkanı olarak, temizliği ele aldık. O çöp dağlarını ortadan kaldırdık. Ve o günlerde bazı gazeteler maske dağıtıyorlardı. Hava kirliliği insan sağlığını tehdit eder hale gelmişti. Bütün evlere doğalgazı taşımak suretiyle o 4,5 yıllık başkanlık döneminde, 1 milyon 250 bin haneye biz doğalgazı ulaştırmış olduk.

“İSTANBUL’UN SU SIKINTISI YOK”

İstanbul susuzdu. Istranca Dağları’ndan 180 kilometreden dağları delerek su sıkıntısını gidermenin gayreti içerisine girdik. Bizden önce CHP belediyesi vardı. Yalova’dan su getirmek suretiyle, tankerlerle susuzluğu gidereceğini iddia ediyordu. Ancak Beşiktaş’ın su ihtiyacını giderebilirsiniz, sonra susuzluğa mahkum edersiniz. Sürekliliği hakim kılan biz olduk. O gün bugün, İstanbul’umuzun su sıkıntısı yok.

Daha sonra Başbakan olarak İstanbul’u en huzurlu cazip şehirlerinden biri haline getirmek için adımlar attık. Refüjleriyle yeşiliyle ağaçlarıyla çiçeklendirmeleriyle örnek bir şehir haline geldi. Ankara da aynı şekilde. Bitti mi, yok. Yapacağımız çok iş var.

Atık su arıtma tesislerinin de sayısını artıyoruz. Belediyelerimizin yüzde 74’ü buna sahip. İnşallah 2023’te bu oranı da yüzde yüze ulaştıracağız. Bugüne kadar bunu kullanmıyorduk. Ama bundan sonra görünen o ki, arıttıktan sonra farklı alanlarda kullanma suyu olarak ondan da istifade etme durumuna geleceğiz. Çünkü içme suyu ile kullanma suyu konusunda, içme suyu konusunda çok zengin bir ülke değiliz. Biz arıtma operasyonu konusunda, içme suyunu o alanda kullanmayalım, biliyoruz ki dünyanın değişik ülkelerinde üç kez beş kez hatta yedi kez arıtmak suretiyle onu kullanma suyu olarak yaşatan ülkeler var.

“KÖKÜNDEN ÇÖZÜYORUZ”

Hazırladığımız Ergene Havzası koruma planı ile, bu sorunu kökten çözüyoruz. Mesele Ergene’de arıtılan atık suların büyük bölümü CHP’li belediyelerin sorumluluğu altındadır. Onların yapmadığı işi de biz yapıyoruz. Benzer bir projeyi gediz için ortaya koyuyoruz. Biz hükümet olarak Ak Parti olarak her alanda Türkiye’yi geliştirmenin büyütmenin çabası içerisindeyiz. Ancak hizmet makamındakilerinin bazılarının, işi gücü bırakıp milletin değerleriyle uğraştığını görüyoruz. Belediyecilik mi yapacaksın yoksa farklı alanlara mı gireceksin?

“KAZAM KARABEKİR’İ DERT ETMİŞLER”

Dün bir bugün iki, Ağrı’da vereceği hizmetlerle gündeme gelemeyenler, Kazım Karabekir’i dert edinmişler onunla uğraşıyorlar. Kazım Karabekir’in ismi her şeyden önce milletimizin gönlüne kalbine kazınmıştır. Yani bir taraftan beldenin veya köyün ismi Türkçe mi olsun Kürtçe mi olsun bununla kavga ederken, öbür taraftan kalkıp da böyle bir ismin sokak tabelasını kaldırmakla milletin gönlündeki izi sileceğini mi zannediyorsun? Bu karşı atakları getirir. O tabelanın daha büyüğünü görkemlisini millet gelir getirir yarın oraya yeniden diker.

Sen tabelalarla uğraşmayı bırak ya, sen hizmetine bak. Daha dur bakalım mazbatanı yeni aldın. Kalkıp da işten buradan başlanır mı? Belediye başkanını asli işi oranın temizliğidir suyudur şehrin bakımıdır imarıdır. Planıyla projelerle uğraşacaksın. Biz analar ağlamasın diye mücadele ederken, anaların yüreğini daha da acıtmak için yarışanların barıştan bahsetmeleri inandırıcı olmaz. Kalkıp da devlet terörü ifadesini kullananların, bizden tebrik beklemeleri de hiçbir zaman hakkı olmayacaktır. Bu memleketn başında Tayyip Erdoğan var. Biz barışı egemen kılacaksak, karşılıklı saygıya dayalı olarak kıyacağız. Bu işi sadece dilinde yaşayanlar bunu halka yaşatamazlar. Biz meselelerimizi silahla kanla şiddetle değil siyasetle diyalogla çözelim diye uğraşırken, yol kesenlerin araç yakanların ve bunlara arka çıkanların söyleyecek sözü kalmamış demektir.

“ÇEVRE KATLİAMINI KİMSENİN UNUTMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Bugün ülkemizde çözüm süreci milletimizin sahiplenmesi ile yürüyor. Bir yandan ağızlarından çözüm sözünü düşürmeyip bir yandan da çözümü sabote edecek her şeyin içinde yer alanlar aslında kendi kendilerini bitiriyorlar. Kandan çatışmadan beslenenler gıdaları kesilince sağa sola çarpmaya başladılar. İşte Diyarbakır’da oturma eylemi yapan, çocukları kaçırılmış annelere şu çirkin iftirayı yapanlara bakın. Onlar MİT tarafından para vermek suretiyle oraya gelen anneler. Böyle bir hakaret olabilir mi? Cevabı onlar bizzat kendileri verdi. Bu çok çirkin bir şey. Bunlarda her numara var. Takiye var yalan var her şey var. Bunlara karşı benim millletim uyanarak gereken desteği bize vermek suretiyle, onların da inanıyorum ki testisi zaten yolda kırılacaktır.

Bozguncular ne kadar uğraşırsa uğraşsın Türkiye’yi yolundan döndüremeyecektir. Hani böyle Gezicilerin havasına girmek suretiyle 12-13 ağaç söküldü, “Katliam yapıyorlar” diye başlattıkları olayda, yaptıkları çevre katliamını kimsenin unutması mümkün değil. Taksim’de Dolmabahçe’de yaptıkları ağaç katliamı, hepsi ortada. Dozerle nasıl tahrip ettikleri ortadadır. Bunların derdi çevre mevre değil. Bunların adında çevre var. biz provokasyonların amacını gayet iyi biliyoruz. Bunlar tabi beyhude uğraşıyorlar. Sabırla kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.

Elinde molotoflarla, çevre için hazırlanmış bütün o kilit taşlarını sökmek suretiyle cam çerçeve indirenler, polisini vatandaşı yakanlar bunlar çevrecilikten bahsedebilir mi? Yaptıkları bu. İşte daha yeni, bakın yine bakıyorsunuz polis araçlarını yakıyorlar, deviriyorlar, adeta bunlar için günlük mesai haline geldi bu. Yolları kesiyorlar, işi gücü yok kanal açıyorlar araçlar geçmesin diye. Bunlar terörist mi desek eşkıya mı desek yol kesen mi desek her şey var burada. Destekledikleri siyasi partinin de bunlardan anlayış itibariyle farkı yok. İnşallah milletimizin hayır duasıyla, hedeflediğimiz zamanda biz o menzile ulaşacağız.



http://www.theworldline.com/erdogan-sagi-solu-yakip-baristan-bahsedemezler/
 
Üst