- Katılım
- 9 Eki 2010
- Mesajlar
- 397
- Tepki puanı
- 24
- Puanları
- 0
Din de Sabun Gibidir..
Dine pek inanmayan bir sabun imalatçısı bir gün konuşmakta olduğu bir hocaya, “sizin anlattığınız dinin dünyaya bir faydası olsaydı, insanlara bir iyilik getirseydi, aradan geçen bunca zamana rağmen hala kötülük ve kütü insanlar kalır mıydı?”der.
Hoca efendi adamın yüzüne şöyle bir baktıktan sonra:
“ – Senin yaptığın sabunlar da bir işe yaramıyor anlaşılan. Zira bir işe yarasaydı, ortalıkta hâlâ kir ve pislik kalır mıydı? der.
Sabuncu itiraz eder: “ Adamlar sabun kullanmıyorlarsa benim suçum ne?”
Hoca efendi hemen taşı gediğine koyuverir: “ Peki insanlar dinin getirdiklerine uymuyorlarsa dinin suçu ne? Eğer dinin kuralları uygulanırsa ve her alanda dine uygun yaşanırsa tüm dünyaya iyilik ve düzen gelir.”
Unutulan
BİR YOKSUL bir mescide konuklamıştı. Açtı, susuzdu. Karanlık bastıktan sonra arkasından bir tıkırtı duydu.
Kendi kendine: “Kalk” dedi, “gelen galiba iyi kişi. Beni namaz kılarken görür de iyilik eder.”
Başladı namaz kılmaya. Hem de sabaha kadar hiç durmadan. Hep arkadan onu seyreden kişiyi düşünüyordu.Sonra tan yeri ışıdı, mescidin içindeki karanlık gitti.Yolcu, görebilmek için yavaşça arkasına döndü, baktı. Gördü ki, mescidin açık kalan kapısından bir köpek girmiş, ortalığı şaşkın şaşkın seyrediyor.O zaman yolcu, ağlamaya başladı:
“Vah bana! Ah bana! Bütün gece bir köpeğe yaranmak için ibadette bulundum, beni o görecek sandım. Halbuki beni her zaman gören Allah’ı unuttum.”
(Şark klasiklerinden)
Bir Namaz Hatırası...
Avrupa ülkelerinde bulunduğumda etrafımdaki hiç kimse namaz kılmıyordu. Çünkü onlar Hıristiyan'dı. Kendi kendime sordum: Ben neyim? Ben Müslüman'ım...Neremden belli Müslüman olduğum? Şahsi hayatımda Müslümanlığım belli. Fakat sosyal hayatta belli değil. Öyleyse namaz kılmam şart! Amerika'da bulunduğum 60'lı yıllar... İzne çıkmıştık. Bir öğle namazı vaktinde okuldan uzaktaydım. Cami yok, kilise kapalı. Parka gittim. Orada ağaçların arasında, çimenlerin üzerinde namaza durdum. İçimde bir sevinç, bir ses... Çok şükür. Namaz kılıyorum. Namaz kılacağım yeri seçtim. Gölgeye bakıp kıbleyi tayin ettim. Acayip duygular içindeyim. "Niyet ettim öğle namazının sünnetini kılmaya", demedim... Dedim ki: "Allah'ım ben öyle bir yerde bulunuyorum ki Amerikalı öğretim üyelerine itaat ediyorum. Onlara itaat edip sana itaat etmemek olur mu? Kalbimi çalıştıran, bana hayat veren, sağlığımı devam ettiren, tahsil yapmak için bana akıl veren Allah'ım; Sana hamd için Sana şükür için namaz kılıyorum. Başımı toprağa koyacağım. Esmaül hüsnanın tecellisine karşı kendimi bir hiç hükmünde sayıp kainatın, her şeyin kumandan-ı azamı olan Allah'ım, Sana secde edeceğim. Allahu ekber..." tekbir aldım. Hayalim diyor ki, yeryüzü bir mescit, Kâbe mihrap, Resul-ü Ekrem Efendimiz (sas) mânen imam, ben de cemaatim. Çevremde bulunan mahlukat namına Allah'a secde ediyorum... Böylesine acîp bir duyguyla rükua eğildim, secdeye gittim.
Başımı secdeden kaldırmak istemedim. Amerika büyük bir devlet. O devletin büyüklüğü Allahu ekber yanında nokta bile olamaz. Secdeden doğruldum. Bir de baktım, bir sürü insan dolmuş etrafıma. Büyük bir kalabalık. Onların ortasında ben namaz kılıyorum. Namazı bitirinceye kadar kalabalık dağılmadı. Selam verdim, kalktım. Kalabalıktan bazı insanlar secde ettiğim yere geldiler. Çimenlerin arasına bakıyorlar. Burada ne vardı ki, bu adam kafasını buradan kaldırmıyor? Sonra önümdeki ağacın gövdesine baktılar. Burada ne var ki bu adam yattı kalktı önünde? Sonunda biri gelip sordu, "Ne yapıyorsun?" Dedim ki: "Ben Müslüman'ım, namaz kılıyorum." Bu sözü söylerken sanki dünyanın tepesine çıkmışım, herkese ilan ediyorum. "Ben Müslüman'ım! Namaz kılıyorum!" Namaz, çok uzakta yabancı bir ülkede, gayrimüslimlerin içinde beni İslam sancağı gibi ayakta tuttu. Namaz kıldığımı gören, yanıma gelirdi. Sen Müslüman mısın, derdi. Namaz, hayatıma nurunu serpiyordu... Çilesini çekmediğimiz şey bizim değildir. Zor şartlarda namaz kılmanın çilesi varsa, Allah için çile çekmek en büyük saadet. "Çeşitli sebeplerle namaz kılmıyoruz." diyorlar. Onlara diyorum ki: "Hiç değilse bazen, bir vakit namaz kılmak lazım. O namazla ne oluyor? Müslüman, Müslümanlığını ilan ediyor.
Midenin gıdasını vermeyince açlığın acısını çekiyoruz. Aynı şekilde adam diyor ki: "Sıkıntıdan patlıyorum!" Niye sıkılıyoruz? Beynimiz ilim ister, kalbimiz ibadet ister. Onların gıdasını vermeyince insan sıkılır. Hiçbir şey yapamazsa televizyonun karşısına oturur, saatlerce kalkmaz. Tabii o halin getireceği bazı psikolojik hastalıklar da olabilir. Ben hastalanmadan önce bir gayem vardı: İstanbul'un bütün camilerinde namaz kılmak!.. Bir gün Ortaköy'de, bir gün Eminönü'nde, bir gün Levent'te... 10 yıl önce hastalandım. Camiye gidemiyorum. Yaş ilerliyor, seneler geçiyor. Nereye gidiyoruz? Ahirete. Benim ak saçlarım ahiret biletidir. Yolcuyuz biz. Çantamızı almış gidiyoruz. Çantamızda sevaplar olsun. Namazlarımı yeniden camide kılacak kadar yürüyebilmeyi isterdim.
Hekimoğlu İsmail
Namazsız Müslüman Olur mu?
Nasıl oldu da namazsız bir toplum haline geldik? Ne oldu da namaz kılmadan da Müslüman olabileceğimize inandık? Niçin namazlarımızı zayi ettik? Dinimizde bir reform mu gerçekleşti? Yoksa Hz. Peygamber (s.a.v) den sonra yeni bir vahiy geldi de namaz kılınmasa da olur mu denildi?Niçin içimizde hala namaz kılmayanlarımız var?Şu ayet tam da bizi anlatıyor: “Derken onların ardından, yerlerine öyle bir nesil geldi ki, Allah ile aralarındaki en sağlam bağ olan namaz kılma duyarlılığını kaybettiler, bunun doğal sonucu olarak da, arzu ve heveslerinin peşine takıldılar ve bu büyük Peygamberlerin mirasını hoyratça tahrip ederek ahlâksızlığın en aşağı derecesine düştüler; fakat azgınlıklarının cezasını, yakında çekecekler!”[1]Namaz kılma duyarlılığını kaybeden bir nesil içerisindeyiz. Arzu ve heveslerimizin, şehvetlerimizin peşine düştükçe dünyevileştik. Dünyevileştikçe imanımız yara aldı; hesabı unuttuk, cenneti cehennemi unuttuk, ahireti unuttuk. Ve Rabbimizle olan bağı yani namazı unuttuk. Namaz kılanlarımız da namazın içini boşalttı.Namazlarımız bizi çirkinlik ve kötülüklerden alıkoyuyor mu?Öyle bir hale geldik ki? Ne Kur’an’da, ne de sünnette tanımı olmayan ucube Müslümanlar olduk. Acaba, Müslüman olmanın olmazsa olmazları nelerdir diye hiç düşük mü? İşte namaz da olmazsa olmazlardandır.Amacımız namaz kılmayanları tekfir (kâfir sayma) etmek değildir. Namazın Müslüman bir kimse için hayatındaki yeri ve namaz olmazsa insanın sürükleneceği duruma dikkat çekmektir sadece.
Aşağıdaki bilgiler üzerinde biraz düşünürsek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.“O zaman Allah, müminlere, cehennemde azap çekenlerin hâlini gösterecek. Müminler, suçlulara hayretle soracaklar: “Sizi Sekar denilen bu çılgın ateşe sürükleyen nedir?”“Çünkü biz,” diye cevap verecekler, “namaz kılanlardan değildik! Türlü bahanelerle namazı terk ederdik, bedenî ve bireysel hayatımızda Allah’ın tek Rab ve İlâh oluşuna teslim olmazdık ve hak ile bâtılın mücadelesinde müminler safında yerimizi almazdık!”“Bunun doğal sonucu olarak tamamen lüks ve sefahate dalar, yoksulları doyurmazdık. Ekonomik ve toplumsal kulluğa aldırış etmezdik!”“Böylece, boş şeylere dalan diğer günahkârlarla birlikte, dünyanın aldatıcı zevklerine dalıp giderdik.”“Sonunda, yaşadığımız hayat tarzı inancımızı da şekillendirdi; böylece biz, Hesap Gününü de yalanlar hâle geldik!”“İşte böyle, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayıp giderken, nihâyet ölüm denen gerçek, hiç beklemediğimiz bir anda aniden karşımıza çıkıverdi!”[2] Ayet açıkça namaz kılmayanların Ahiretteki durumunun ne olacağından haber veriyor. Ve namazı terk etmenin nelere mal olacağını da haber vererek bizleri uyarıyor: Namazı terk etmek insanı azaba sürükler. Şimdi soralım kendimize namaz kılanlardan mıyız? Yoksa namaz kılmayanlardan mı? Kur’an’da yüzden fazla ayette namazdan bahsedilmiştir.Namazın imandan sonra gelen en önemli ve büyük bir ibadet olduğunu ne zaman anlayacağız acaba? Rasülullah (s.a.v), İslam beş sütün üzerine bina edilmiştir, buyurup imandan sonra namazı zikretmiştir.[3] Ayrıca Muaz b. Cebel (r.a.)’i Yemene gönderirken, onları önce imana davet etmesini istemiş, imanı kabul etmeleri halinde günde geceli gündüzlü olmak üzere beş vakit namazı emretmesi talimatını vermiştir.[4]
Kıyamet gününde de ilk hesaba çekileceğimiz ibadetin namaz olduğunu haber vermiştir.[5]Peygamber Efendimiz (s.a.v) namazı terk etmenin kişiyi nereye götüreceğine işaret etmek için: “Kişi ile küfür ve şirk arasında, namazı terk etmek vardır.”[6] Buyurmuştur. Kişi namazdan uzaklaştıkça/namazı terk ettikçe şirk ve küfre doğru yaklaşacağını haber veriyor efendimiz. Acaba namazları terk ederek nereye sürüklendiğimizin farkında mıyız?Bunun içindir ki namaz kılmayanların durumu ile ilgili olarak mezhep imamlarımız şu görüşleri belirtmişlerdir.Hanefiler dışında diğer mezhep imamlarına göre: “Bir vakit de olsa, özürsüz olarak namazı terk eden kimse mürted (dinden dönen) de olduğu gibi, üç gün tövbeye çağrılır. Tövbe etmezse öldürülür. Hanefilere göre: Tembellik sebebiyle namazını kılmayan kişi fasık olup, böyle bir kişi hapse atılır ve namazı kılıp tövbe edinceye kadar vücudundan kan akacak şekilde dövülür. Ya tövbe edip namazını kılar ya da hapishanede ölür.” [7]
Âlimlerimizin namaza bakış açılarının ne olduğunu, kılmayanlara öngördükleri cezalardan anlıyoruz. Hala namaz kılmayacak mıyız?Namazı terk etmek büyük bir günahtır aynı zamanda. Ramazan orucu, zekat gibi, bazı ibadetler senede bir defa gelir. Namaz öyle mi? Günde en az beş defa gelir namaz. Sabah namazını kılmadınız, büyük bir günah yüklendiniz. Öğle namazını kılmadınız tekrar büyük bir günah daha yüklendiniz. Akşam namazını kılmadınız yine yüklendiniz, yatsı namazını kılmadınız yine büyük bir günah yüklendiniz. Ertesi günde aynı şekilde kılmamaya devam ederseniz ve günler bu şekilde namazsız geçip giderse, bu kadar büyük günah yükünün altından nasıl kalkacaksınız?Ya da Sürekli namazı terk ederek küfür ve şirke düşmeyeceğinizden nasıl emin olacaksınız? Hala namazı terk etmeye devam mı edeceksiniz?Ölüm kalım zamanı olan savaş anında bile terkine müsaade edilmeyen namazı, biz nasıl oluyor da sebepsiz yere terk edebiliyoruz?Savaş veya yolculuk mu var? Kısaltarak kılacaksın! Hasta mısın? Ayakta duramıyor musun? Oturarak kılacaksın! Oturamıyor musun? Yatarak kılacaksın! Gerekirse ima ile kılacaksın! Ama asla terk etmeyeceksin namazı! Çünkü namazsız bir Müslümana yer yok Kuran’da ve sünnette.Hala namaz kılmasak da olur veya cumadan cumaya kılsak yeterli olur diyorsanız dininizi yanlış kaynaklardan öğreniyorsunuz demektir. Aldanıyor/aldatılıyorsunuz demektir. Rabbine secde etmekten kaçınan iblise/şeytana benziyorsunuz demektir.
Namaz, mü’min için bedendeki baş gibidir. Müslümanlığın vazgeçilmez şartıdır. Dinimizin direğidir namaz. Başsız bir beden, ne zamandan beri ayakta durur oldu?Nasıl namaz kılmamak insanı azaba sürüklerse, namaz kılmak ta kişiyi kurtuluşa erdirecektir.“O Gün kesinlikle kurtuluşa erecektir; günah kirlerinden arınan, Ve Rabb’inin ismini anıp namaz kılan!”[8]
[1] Mahmut Kısa, Kısa Açıklamalı Meal, Meryem; 19/59 [2] Mahmut Kısa, Kısa Açıklamalı Meal, Müddessir, 74/41-47 [3] Buhari, İman, 1; Müslim, İman, 19; Tirmizi, İman, 3; Nesai, İman ve Şeraih, 13; Elbani sahih demiştir. Müsned, 2 /120; Şuayb Arnavut sahih demiştir. [4] Buhari, Zekat, 1,62 Meğazi, 57; Müslim, İman, 29; Ebu Davut, Zekat, 4; Nesai, Zekat, 46; Elbani sahih demiştir. Müsned, 1/233, Şuayb Arnavut sahih demiştir. [5] Nesai, Salat, 9; Tirmizi, Salat, 305; ibn Mace, İkamet-üs Salah ve Sünnet, 202; Elbani sahih demiştir. Müsned, 4/65; Şuayb Arnavut sahih demiştir. [6] Müslim, İman, 134; Ebu Davud, Sünnet, 15; Tirmizi, İman, 9;Nesai, Namaz,8;İbn Mace, İkamet-üs Salat, 77; Müsned, 3/370; Şuayb Arnavut isnadı kuvvetli demiştir. [7] Vehbe Zuhayli, islam Fıkhı Ans. Cilt 1 s. 388, Risale Y. [8] Mahmut Kısa, Kısa Açıklamalı Meal, A’la, 87/14-15
Mehmet Eser
(ALINTIDIR.)
Dine pek inanmayan bir sabun imalatçısı bir gün konuşmakta olduğu bir hocaya, “sizin anlattığınız dinin dünyaya bir faydası olsaydı, insanlara bir iyilik getirseydi, aradan geçen bunca zamana rağmen hala kötülük ve kütü insanlar kalır mıydı?”der.
Hoca efendi adamın yüzüne şöyle bir baktıktan sonra:
“ – Senin yaptığın sabunlar da bir işe yaramıyor anlaşılan. Zira bir işe yarasaydı, ortalıkta hâlâ kir ve pislik kalır mıydı? der.
Sabuncu itiraz eder: “ Adamlar sabun kullanmıyorlarsa benim suçum ne?”
Hoca efendi hemen taşı gediğine koyuverir: “ Peki insanlar dinin getirdiklerine uymuyorlarsa dinin suçu ne? Eğer dinin kuralları uygulanırsa ve her alanda dine uygun yaşanırsa tüm dünyaya iyilik ve düzen gelir.”
Unutulan
BİR YOKSUL bir mescide konuklamıştı. Açtı, susuzdu. Karanlık bastıktan sonra arkasından bir tıkırtı duydu.
Kendi kendine: “Kalk” dedi, “gelen galiba iyi kişi. Beni namaz kılarken görür de iyilik eder.”
Başladı namaz kılmaya. Hem de sabaha kadar hiç durmadan. Hep arkadan onu seyreden kişiyi düşünüyordu.Sonra tan yeri ışıdı, mescidin içindeki karanlık gitti.Yolcu, görebilmek için yavaşça arkasına döndü, baktı. Gördü ki, mescidin açık kalan kapısından bir köpek girmiş, ortalığı şaşkın şaşkın seyrediyor.O zaman yolcu, ağlamaya başladı:
“Vah bana! Ah bana! Bütün gece bir köpeğe yaranmak için ibadette bulundum, beni o görecek sandım. Halbuki beni her zaman gören Allah’ı unuttum.”
(Şark klasiklerinden)
Bir Namaz Hatırası...
Avrupa ülkelerinde bulunduğumda etrafımdaki hiç kimse namaz kılmıyordu. Çünkü onlar Hıristiyan'dı. Kendi kendime sordum: Ben neyim? Ben Müslüman'ım...Neremden belli Müslüman olduğum? Şahsi hayatımda Müslümanlığım belli. Fakat sosyal hayatta belli değil. Öyleyse namaz kılmam şart! Amerika'da bulunduğum 60'lı yıllar... İzne çıkmıştık. Bir öğle namazı vaktinde okuldan uzaktaydım. Cami yok, kilise kapalı. Parka gittim. Orada ağaçların arasında, çimenlerin üzerinde namaza durdum. İçimde bir sevinç, bir ses... Çok şükür. Namaz kılıyorum. Namaz kılacağım yeri seçtim. Gölgeye bakıp kıbleyi tayin ettim. Acayip duygular içindeyim. "Niyet ettim öğle namazının sünnetini kılmaya", demedim... Dedim ki: "Allah'ım ben öyle bir yerde bulunuyorum ki Amerikalı öğretim üyelerine itaat ediyorum. Onlara itaat edip sana itaat etmemek olur mu? Kalbimi çalıştıran, bana hayat veren, sağlığımı devam ettiren, tahsil yapmak için bana akıl veren Allah'ım; Sana hamd için Sana şükür için namaz kılıyorum. Başımı toprağa koyacağım. Esmaül hüsnanın tecellisine karşı kendimi bir hiç hükmünde sayıp kainatın, her şeyin kumandan-ı azamı olan Allah'ım, Sana secde edeceğim. Allahu ekber..." tekbir aldım. Hayalim diyor ki, yeryüzü bir mescit, Kâbe mihrap, Resul-ü Ekrem Efendimiz (sas) mânen imam, ben de cemaatim. Çevremde bulunan mahlukat namına Allah'a secde ediyorum... Böylesine acîp bir duyguyla rükua eğildim, secdeye gittim.
Başımı secdeden kaldırmak istemedim. Amerika büyük bir devlet. O devletin büyüklüğü Allahu ekber yanında nokta bile olamaz. Secdeden doğruldum. Bir de baktım, bir sürü insan dolmuş etrafıma. Büyük bir kalabalık. Onların ortasında ben namaz kılıyorum. Namazı bitirinceye kadar kalabalık dağılmadı. Selam verdim, kalktım. Kalabalıktan bazı insanlar secde ettiğim yere geldiler. Çimenlerin arasına bakıyorlar. Burada ne vardı ki, bu adam kafasını buradan kaldırmıyor? Sonra önümdeki ağacın gövdesine baktılar. Burada ne var ki bu adam yattı kalktı önünde? Sonunda biri gelip sordu, "Ne yapıyorsun?" Dedim ki: "Ben Müslüman'ım, namaz kılıyorum." Bu sözü söylerken sanki dünyanın tepesine çıkmışım, herkese ilan ediyorum. "Ben Müslüman'ım! Namaz kılıyorum!" Namaz, çok uzakta yabancı bir ülkede, gayrimüslimlerin içinde beni İslam sancağı gibi ayakta tuttu. Namaz kıldığımı gören, yanıma gelirdi. Sen Müslüman mısın, derdi. Namaz, hayatıma nurunu serpiyordu... Çilesini çekmediğimiz şey bizim değildir. Zor şartlarda namaz kılmanın çilesi varsa, Allah için çile çekmek en büyük saadet. "Çeşitli sebeplerle namaz kılmıyoruz." diyorlar. Onlara diyorum ki: "Hiç değilse bazen, bir vakit namaz kılmak lazım. O namazla ne oluyor? Müslüman, Müslümanlığını ilan ediyor.
Midenin gıdasını vermeyince açlığın acısını çekiyoruz. Aynı şekilde adam diyor ki: "Sıkıntıdan patlıyorum!" Niye sıkılıyoruz? Beynimiz ilim ister, kalbimiz ibadet ister. Onların gıdasını vermeyince insan sıkılır. Hiçbir şey yapamazsa televizyonun karşısına oturur, saatlerce kalkmaz. Tabii o halin getireceği bazı psikolojik hastalıklar da olabilir. Ben hastalanmadan önce bir gayem vardı: İstanbul'un bütün camilerinde namaz kılmak!.. Bir gün Ortaköy'de, bir gün Eminönü'nde, bir gün Levent'te... 10 yıl önce hastalandım. Camiye gidemiyorum. Yaş ilerliyor, seneler geçiyor. Nereye gidiyoruz? Ahirete. Benim ak saçlarım ahiret biletidir. Yolcuyuz biz. Çantamızı almış gidiyoruz. Çantamızda sevaplar olsun. Namazlarımı yeniden camide kılacak kadar yürüyebilmeyi isterdim.
Hekimoğlu İsmail
Namazsız Müslüman Olur mu?
Nasıl oldu da namazsız bir toplum haline geldik? Ne oldu da namaz kılmadan da Müslüman olabileceğimize inandık? Niçin namazlarımızı zayi ettik? Dinimizde bir reform mu gerçekleşti? Yoksa Hz. Peygamber (s.a.v) den sonra yeni bir vahiy geldi de namaz kılınmasa da olur mu denildi?Niçin içimizde hala namaz kılmayanlarımız var?Şu ayet tam da bizi anlatıyor: “Derken onların ardından, yerlerine öyle bir nesil geldi ki, Allah ile aralarındaki en sağlam bağ olan namaz kılma duyarlılığını kaybettiler, bunun doğal sonucu olarak da, arzu ve heveslerinin peşine takıldılar ve bu büyük Peygamberlerin mirasını hoyratça tahrip ederek ahlâksızlığın en aşağı derecesine düştüler; fakat azgınlıklarının cezasını, yakında çekecekler!”[1]Namaz kılma duyarlılığını kaybeden bir nesil içerisindeyiz. Arzu ve heveslerimizin, şehvetlerimizin peşine düştükçe dünyevileştik. Dünyevileştikçe imanımız yara aldı; hesabı unuttuk, cenneti cehennemi unuttuk, ahireti unuttuk. Ve Rabbimizle olan bağı yani namazı unuttuk. Namaz kılanlarımız da namazın içini boşalttı.Namazlarımız bizi çirkinlik ve kötülüklerden alıkoyuyor mu?Öyle bir hale geldik ki? Ne Kur’an’da, ne de sünnette tanımı olmayan ucube Müslümanlar olduk. Acaba, Müslüman olmanın olmazsa olmazları nelerdir diye hiç düşük mü? İşte namaz da olmazsa olmazlardandır.Amacımız namaz kılmayanları tekfir (kâfir sayma) etmek değildir. Namazın Müslüman bir kimse için hayatındaki yeri ve namaz olmazsa insanın sürükleneceği duruma dikkat çekmektir sadece.
Aşağıdaki bilgiler üzerinde biraz düşünürsek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.“O zaman Allah, müminlere, cehennemde azap çekenlerin hâlini gösterecek. Müminler, suçlulara hayretle soracaklar: “Sizi Sekar denilen bu çılgın ateşe sürükleyen nedir?”“Çünkü biz,” diye cevap verecekler, “namaz kılanlardan değildik! Türlü bahanelerle namazı terk ederdik, bedenî ve bireysel hayatımızda Allah’ın tek Rab ve İlâh oluşuna teslim olmazdık ve hak ile bâtılın mücadelesinde müminler safında yerimizi almazdık!”“Bunun doğal sonucu olarak tamamen lüks ve sefahate dalar, yoksulları doyurmazdık. Ekonomik ve toplumsal kulluğa aldırış etmezdik!”“Böylece, boş şeylere dalan diğer günahkârlarla birlikte, dünyanın aldatıcı zevklerine dalıp giderdik.”“Sonunda, yaşadığımız hayat tarzı inancımızı da şekillendirdi; böylece biz, Hesap Gününü de yalanlar hâle geldik!”“İşte böyle, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayıp giderken, nihâyet ölüm denen gerçek, hiç beklemediğimiz bir anda aniden karşımıza çıkıverdi!”[2] Ayet açıkça namaz kılmayanların Ahiretteki durumunun ne olacağından haber veriyor. Ve namazı terk etmenin nelere mal olacağını da haber vererek bizleri uyarıyor: Namazı terk etmek insanı azaba sürükler. Şimdi soralım kendimize namaz kılanlardan mıyız? Yoksa namaz kılmayanlardan mı? Kur’an’da yüzden fazla ayette namazdan bahsedilmiştir.Namazın imandan sonra gelen en önemli ve büyük bir ibadet olduğunu ne zaman anlayacağız acaba? Rasülullah (s.a.v), İslam beş sütün üzerine bina edilmiştir, buyurup imandan sonra namazı zikretmiştir.[3] Ayrıca Muaz b. Cebel (r.a.)’i Yemene gönderirken, onları önce imana davet etmesini istemiş, imanı kabul etmeleri halinde günde geceli gündüzlü olmak üzere beş vakit namazı emretmesi talimatını vermiştir.[4]
Kıyamet gününde de ilk hesaba çekileceğimiz ibadetin namaz olduğunu haber vermiştir.[5]Peygamber Efendimiz (s.a.v) namazı terk etmenin kişiyi nereye götüreceğine işaret etmek için: “Kişi ile küfür ve şirk arasında, namazı terk etmek vardır.”[6] Buyurmuştur. Kişi namazdan uzaklaştıkça/namazı terk ettikçe şirk ve küfre doğru yaklaşacağını haber veriyor efendimiz. Acaba namazları terk ederek nereye sürüklendiğimizin farkında mıyız?Bunun içindir ki namaz kılmayanların durumu ile ilgili olarak mezhep imamlarımız şu görüşleri belirtmişlerdir.Hanefiler dışında diğer mezhep imamlarına göre: “Bir vakit de olsa, özürsüz olarak namazı terk eden kimse mürted (dinden dönen) de olduğu gibi, üç gün tövbeye çağrılır. Tövbe etmezse öldürülür. Hanefilere göre: Tembellik sebebiyle namazını kılmayan kişi fasık olup, böyle bir kişi hapse atılır ve namazı kılıp tövbe edinceye kadar vücudundan kan akacak şekilde dövülür. Ya tövbe edip namazını kılar ya da hapishanede ölür.” [7]
Âlimlerimizin namaza bakış açılarının ne olduğunu, kılmayanlara öngördükleri cezalardan anlıyoruz. Hala namaz kılmayacak mıyız?Namazı terk etmek büyük bir günahtır aynı zamanda. Ramazan orucu, zekat gibi, bazı ibadetler senede bir defa gelir. Namaz öyle mi? Günde en az beş defa gelir namaz. Sabah namazını kılmadınız, büyük bir günah yüklendiniz. Öğle namazını kılmadınız tekrar büyük bir günah daha yüklendiniz. Akşam namazını kılmadınız yine yüklendiniz, yatsı namazını kılmadınız yine büyük bir günah yüklendiniz. Ertesi günde aynı şekilde kılmamaya devam ederseniz ve günler bu şekilde namazsız geçip giderse, bu kadar büyük günah yükünün altından nasıl kalkacaksınız?Ya da Sürekli namazı terk ederek küfür ve şirke düşmeyeceğinizden nasıl emin olacaksınız? Hala namazı terk etmeye devam mı edeceksiniz?Ölüm kalım zamanı olan savaş anında bile terkine müsaade edilmeyen namazı, biz nasıl oluyor da sebepsiz yere terk edebiliyoruz?Savaş veya yolculuk mu var? Kısaltarak kılacaksın! Hasta mısın? Ayakta duramıyor musun? Oturarak kılacaksın! Oturamıyor musun? Yatarak kılacaksın! Gerekirse ima ile kılacaksın! Ama asla terk etmeyeceksin namazı! Çünkü namazsız bir Müslümana yer yok Kuran’da ve sünnette.Hala namaz kılmasak da olur veya cumadan cumaya kılsak yeterli olur diyorsanız dininizi yanlış kaynaklardan öğreniyorsunuz demektir. Aldanıyor/aldatılıyorsunuz demektir. Rabbine secde etmekten kaçınan iblise/şeytana benziyorsunuz demektir.
Namaz, mü’min için bedendeki baş gibidir. Müslümanlığın vazgeçilmez şartıdır. Dinimizin direğidir namaz. Başsız bir beden, ne zamandan beri ayakta durur oldu?Nasıl namaz kılmamak insanı azaba sürüklerse, namaz kılmak ta kişiyi kurtuluşa erdirecektir.“O Gün kesinlikle kurtuluşa erecektir; günah kirlerinden arınan, Ve Rabb’inin ismini anıp namaz kılan!”[8]
[1] Mahmut Kısa, Kısa Açıklamalı Meal, Meryem; 19/59 [2] Mahmut Kısa, Kısa Açıklamalı Meal, Müddessir, 74/41-47 [3] Buhari, İman, 1; Müslim, İman, 19; Tirmizi, İman, 3; Nesai, İman ve Şeraih, 13; Elbani sahih demiştir. Müsned, 2 /120; Şuayb Arnavut sahih demiştir. [4] Buhari, Zekat, 1,62 Meğazi, 57; Müslim, İman, 29; Ebu Davut, Zekat, 4; Nesai, Zekat, 46; Elbani sahih demiştir. Müsned, 1/233, Şuayb Arnavut sahih demiştir. [5] Nesai, Salat, 9; Tirmizi, Salat, 305; ibn Mace, İkamet-üs Salah ve Sünnet, 202; Elbani sahih demiştir. Müsned, 4/65; Şuayb Arnavut sahih demiştir. [6] Müslim, İman, 134; Ebu Davud, Sünnet, 15; Tirmizi, İman, 9;Nesai, Namaz,8;İbn Mace, İkamet-üs Salat, 77; Müsned, 3/370; Şuayb Arnavut isnadı kuvvetli demiştir. [7] Vehbe Zuhayli, islam Fıkhı Ans. Cilt 1 s. 388, Risale Y. [8] Mahmut Kısa, Kısa Açıklamalı Meal, A’la, 87/14-15
Mehmet Eser
(ALINTIDIR.)
