Ölümü ve Ölüm Sonrası Bedenin Durumunu Derin Düşünmek

scolak_53

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
9 Eki 2010
Mesajlar
397
Tepki puanı
24
Puanları
0


Ani ölüm, insanın hiç beklemediği bir sürprizdir. Arkadaşlarıyla eğlenirken, yemek yerken, hiç ummadığı bir anda insan, ölüm meleklerini karşısında bulabilir. Genellikle hastalık ya da yaşlılık sonucu ölümün geleceğini zannederiz. Ancak Allah, genç ve sağlıklıyken, ayaktayken, konuşurken ya da en eğlendiği anda da aniden insanın canını alabilir. Uzun bir sürece, yaşlanmaya ya da hastalanmaya ihtiyaç yoktur.Allah'ın sınırlarını çiğnerken canının alınması ise insan için müthiş bir şoktur. Barınma yurdunun sonsuz azap olduğunu gördüğünde ise insanın yaşadığı şok katlanır. Allah'ın huzurunda başı öne eğilmiş olarak: "... Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız..." (Secde Suresi, 12) diye yalvarır. O şoku yaşayan her insan kuşkusuz, boğulacağını anladığında Firavun'un mantığında olduğu gibi iman ettiğini söyler. Ama kabul edilmez. Aldığı cevap Firavun'a verilendir; "Şimdi öyle mi?"... Allah, "... geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şüphesiz yine döneceklerdir..." (En'am Suresi, 28) buyurur. Çünkü kişiye unutturulur. Unutturulduğu için dönse de azgınlığına kaldığı yerden devam edecektir.

Allah'ı aşkla sevmek, sonsuz yaşamda O'nunla beraber olmak müthiş güzel olmalı. Ölüm, inananlar için Rabb'ine kavuşma yönünde büyük bir nimettir. İnanmayanlar için ise büyük bir şok, büyük bir beladır.Öldüğünde kişi kendisi için hazırlanan mezarına, iki buçuk metre toprağın altına konur. Üzerine kürek kürek toprak atılır. Bundan sonra artık toplumla bağlantısı biter. Simsiyah karanlığın içinde arkadaşları bakterilerdir. Akşam, yemeğini sindirmeye yardımcı olan enzimler, öldükten üç gün sonra onu yok etmeye başlarlar. Bedeni, iç ve dış etkilerle hızlı bir parçalanma sürecine girer. Her geçen dakika bedeni daha da tanınmaz hale gelir.Dünyanın en yakışıklı erkeği veya en güzel kadını da olsa, aynı sona uğrar. Oradan artık ne arkadaşları ve yakınlarıyla haberleşebilir ne internette chatleşebilir. Marka giysileri, ayakkabıları, otomobili, holdingi hepsi arkasında kalır. Eşyaları dağıtılır, iş yerinde işçiler çalışmaya devam eder, ölmeden önce aldığı binlerce TL tutarındaki siparişleri hazırlarlar. O ise ayakları ve çenesi bağlı, beyaz beze sarılmış, toprağın altındadır. Arkasında bıraktığı yakınları onun için helva yapıp birlikte yerken, onun 'ben' dediği bedeni, korkunç ve iğrenç bir şekilde yavaş yavaş yok olmaya başlar.İnsan vücudunun öldükten sonra- Allah'ın dilemesiyle- bu ürkütücü hale gelmesinde çok büyük bir hikmet vardır. İnsan et ve kemikten ibaret değildir, bedeninin dışında ayrı bir varlıktır. Bedeni yalnızca kendisine giydirilmiş geçici bir kılıftır. Bedenimizin ölüm sonrası alacağı ibret verici durumuna bakmalı, dünyada sonsuza dek yaşayacakmış gibi sahiplendiğimiz bedenimizin sonu hakkında tefekkür etmeliyiz.


 
Üst