- Katılım
- 2 Şub 2013
- Mesajlar
- 8,051
- Tepki puanı
- 928
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
[h=2]1957’de doğan Lotus Seven’ı haklarını satın aldığı 1973’ten bu yana kendi logosuyla üreten ve ikonik hafif sıklet spor otomobile ölümsüzlük kazandıran Caterham, AeroSeven konseptiyle bir devrin kapanışını ve yeni bir dönemin başladığını müjdeliyor.[/h]
Spor otomobil üretiminde farklı reçeteler vardır. Amerikalılar yüksek hacimden yüksek güç elde etmeyi severken, İtalyanlar yüksek devirli motorlara başvururlar. Yani klasik anlamda bir spor otomobil için şu veya bu şekilde yüksek güce ihtiyaç duyuluyor. Ancak yüksek güç kadar sahip olduğunuz gücün nasıl bir kütleyle başa çıktığı da çok önemli. Bu yüzden bazen azına sahip olmak çokla eş anlamlı olabiliyor. Bu sihirli formülü İngilizler 50'li yıllarda dünyaya özellikle Lotus Seven ile kabul ettirmişlerdi. Standart bir spor otomobilin neredeyse üçte biri ağırlığındaki Lotus Seven, 70'lerin başından bu güne kadar yoluna Caterham logosu altında devam ediyor. Tasarımı neredeyse noktasına virgülüne dokunulmadan korunan kült sporcu yıllarla birlikte elbette bazı teknik değişikliklere uğradıysa da hala yollardaki en saf otomobillerden biri olma özelliğini taşıyor. Ancak bu durum yakında değişecek. Zira Caterham, Singapur Grand Prix'sinde geleceğin Seven'ının izlerini AeroSeven konseptiyle ortaya koydu. Karoserdeki sarı, yeşil ve siyah renkler markanın geleneklerinden gelirken, ön ızgaranın yapısı da geçmişle olan bağın korunduğunu gösteriyor. Arka bölümün dik yapısı da atayı hatırlatırken, geriye kalan her şey modern zamanlara ait. Açıkta kalan amortisörler ve çamurluklar yerine artık daha normal bir yapı benimsenirken, aracın tasarımında Caterham'ın F1 tecrübesinden faydalanılmış. Çekiş kontrol sistemli ilk Caterham modeli olan AeroSeven'da karbon-fiber karoser panelleriyle hem hafiflik hem de yüksek rijitlik hedeflenmiş. Geliştirilmiş Seven CSR platformunda yükselen konseptin motoru da güncel Seven 485 modelinden alınmış. 240 HP maksimum güç ve 206 Nm maksimum tork değerleri sunan 2.0 lt'lik atmosferik ünite, Ford orijinli bir üretim. 0-100 km/s hızlanmasını 4 saniyenin altında tamamlayabilen AeroSeven konsepti, ton başına 400 HP'yi aşan bir güç/ağırlık değerine sahip.
Yazı: Eray Özgür
Yazı: Eray Özgür
Takla barlarının arkasındaki hörgüçler ve karbon-fiber arka tampon konseptin en can alıcı noktaları arasında.
Konseptin farklı bölümlerini yakın gelecekte Renault ile ortaklaşa üretilecek yeni spor otomobil de göreceğiz. Bu aracın model adının Alpine olması bile gündemde!
Kapıların kullanılmadığı konseptte egzoz çıkışları arka tekerleklerin önünde.
Kabini ikiye ayıran konsol, dokunmatik ekran ve programlanabilir direksiyon kullanılmış.
Colin Chapman'ın ilk kez Lotus logosuyla ürettiği Seven, Caterham tarafından, insanların kendi otomobillerini,sandığın içindeki parçaları monte ettiği, "kendin kur" kitiyle de satılıyordu.
