- Katılım
- 2 Şub 2013
- Mesajlar
- 8,051
- Tepki puanı
- 928
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
[h=2][/h]
[h=2]Bugünden bakıldığında, özellikle yeni kuşak için “taş devri alet ve yöntemleri” olarak algılanabilirse de, soğuk savaş dönemini yakından yaşayan kuşaklar ve sıkı bir ajan filmi izleyicisi olanlar için bu aletler hiç de yabancı değil.Dönemin en meşhur markası Nagra’ya ait profesyonel makaralı ses kayıt cihazlarının fiyatının o dönem 10 bin dolardan aşağı olmadığı belirtiliyorAyakkabı topuğuna gizlenmiş dinleme cihazı, kullanımı en tehlikeli ve riskli yöntem olarak anlatılıyor.Çünkü istihbaratçılara göre fark edilme ihtimali en yüksek yöntem bu. 1980’li yılların dinleme cihazları arasında saat, kalem ve kravat iğnesi biçiminde olanlar öne çıkıyor.1967-1989 yılları arasında Türkiye’nin yurtdışı temsilciliklerinde bulunan böcekler ise o dönemin istihbarat savaşlarının ne denli güçlü ve sert geçtiğini gösteriyor..[/h]
[h=2]Baskül telsiz, Bulgar ajanı olduğu gerekçesiyle hapis yatan Devrimci Subaylar Örgütü kurucusu Muzaffer Çengil tarafından da kullanılmış. Ercan Çitlioğlu’nun “Gölgedeki Sessiz Tanıklar” kitabında olay, Çengil’in ağzından şöyle anlatılıyor:“Telsiz baskülün içine yerleştirilmişti. İçinden çıktığı çanta da anten işlevi görüyordu. Baskül açıldığında telsiz cihazı açığa çıkıyor ve içindeki anten kablosu çantaya bağlanıyordu. Bulgarlar bana cihazın içindeki elektronik hafızanın her mesajı arka arkaya otomatik olarak üç defa geçmek üzere programlandığını söylediler. Bu cihaz Sovyet malı, daha gelişmişi henüz hiçbir ülkede kullanılmıyor, dediler ve cihazın yayın mesafesinin 15 kilometre olduğunu söylediler.”[/h]