Akkoyunlu Devleti.

Emir

Emirhan SERKUŞ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
9 Eki 2010
Mesajlar
7,991
Tepki puanı
240
Puanları
0
Yaş
42
AKKOYUNLU DEVLETİ


Akkoyunlu Türkmenleri Oğuzlar' ın Bayındır kolundandır. Gerek bunların, gerek Karakoyunlular' ın bayraklarında koyun resmi bulunması ve mezarlarında koyun heykellerinden taş diktirmeleri, bunların eski Hunlar'dan kalma oldukları fikrini veriyor. Anadolu' ya ne zaman geldikleri pek belli değildir; İlhanlılar' dan Argun Han zamanında gelmiş oldukları rivayet edilir. Bunlar önceleri Diyarbekir bölgesine hakim olan Soyatoğulları' nın hizmetinde bulundular, onların çekilmesi üzerine Artukoğulları ile çalıştılar.

Akkoyunlular tarih sahnesinde ilk defa Ondördüncü Yüzyıl ortasına doğru Tur Ali Beğ' in idaresi altında çıkmışlardır. Tur Ali Bey civarda fetih ve yağma hareketlerine girişip başarı gösterdikçe Bayat, Döğer, çepni, İnallı, özerli boy ve oymaklarını, daha sonra Avşar, Kaçar ve Ağaçeri boylarından bazı oymakları da etrafında topladı. Fakat merkezleri önce Diyarbekir iken sonradan Tebriz' e taşımaları pekçok Türk boy ve oymağının da batıdan tekrar doğuya göçmesine sebep olmuş, böylece Kakoyunlular gibi Akkoyunlular da Doğu Anadolu' da Türk nüfus yoğunluğunun zayıflamasına yol açmışlardır.

Tur Ali Beğ 1348' de yanında başka bazı Türk beyleri de olduğu halde Trabzon' u kuşatmış, fakat şehri almadan Rumlar' la anlaşmıştır. Bu anlaşmada oğlu Kutlu Beğ' e Trabzon prensesi Despina' yı aldığını biliyoruz.

Kutlu Beğ babasından sonra Akkoyunlular' ın başına geçti. Akrabası olan Trabzon Rum İmparatoru ile iyi geçiniyor ve dostluklarını yeni akrabalıklarla perçinliyordu. Onun Hüseyin, Ahmed, Pir Ali ve Karayülük Osman adlarındaki oğullarının herbiri bir şehir veya kasabada hüküm sürüyorlardı. Fakat bu devirde Akkoyunlular devlet olmaktan ziyade, daha kuvvetli devlet ve beyliklere bağlanarak onlara hizmet etme durumundadırlar. Bu arada onları Karaoyunlular' a karşı Kadı Burhaneddin' in hizmetinde görüyoruz. Kutlu Beğ' in 1389' da ölümünden sonra bir müddet oğlu Ahmed Beğ Akkoyunlular' ın başında bulundu. Gerek o,gerek kardeşi Karayülük Osman uzun müddet Kadı Burhaneddin' e hizmet ettiler, fakat sonraları Karayülük Osman kendi durumunu güvenli görmeyerek Kadı Burhaneddin' den ayrıldı. Kadı' nın kendisini takip ettiği sırada ise birgece baskını ile yakalayıp onu öldürttü. Ancak Akkoyunlular bu hadiseden faydalanamadılar. Kadı Burhaneddin' in merkezi olan Sivas' ı kuşattıkları zaman halk, Burhaneddin' in oğlu Ali çelebi' yi hükümdar yaptı ve Karayülük Osman' a karşı direndi. Bu direnişin sebebi korku idi. çünkü Akkoyunlular devlet ve ordu sahibi insanlar değillerdi; başlarına topladıkları göçebe Türkmenler' le bir çeşit paralı asker gibi çalışıyorlar ve asıl geçimlerini yağmadan sağlıyorlardı. Sivas' ı alsalardı elbette şehirde ne bulursa yağmalayacak, karşılarına çıkanları öldüreceklerdi. Sivas halkı Yıldırım B?yezid' e haber salarak şehri ona vermek istediklerini bildirdiler. Böylece Yıldırm' ın oğlu Süleyman çelebi, yanında Osmanlı askeriyle gelip Karayülük' ün kuvvetlerini dağıttı, Sivas' ı teslim aldı.

Karayülük Osman Bey bu taraflarda yapacak bir işi kalmayınca Mısır Sultanı Berkuk' a müracaat ederek onun hizmetine girdi ve kabul edildi. Ama Berkuk kısa bir zaman sonra ölünce, Karayülük kendine bir başka koruyucu arayarak yeni maceralara başladı; o sırada Batı seferine çıkarak Karabağ' da kışlayan Timur' un yanına gidip onun hizmetine girdi. Timur buları ciddi bir rakip olan Karakoyunlular' a karşı kullanmak niyetindeydi. Timur Anadolu' ya girince yanındaki askerleriyle birlikte ona iltihak etti. Sivas' ın Osmanlılar' dan alınması ve şehirdeki asker ve halkın toptan öldürülmesinde ona yardımcı oldu. Timur Malatya' yı, daha sonra da Diyerbekir' i alınca Karayülük' e verdi.

Timur' un Anadolu' ya tekrar gelişinde Karayülük yine onun hizmetine girerek Ankara savaşında Osmanlı ordusuna karşı çarpıştı. Timur o yıl Anadolu şehirlerinin zenginliklerini toplayıp kendi memleketine gönderirken, Akkoyunlular da ne buldularsa yağma etmekten geri durmadılar. Fakat bu mallar kervanlar halinde giderken pay konusunda aralarında anlaşmazlıklar çıkıyor, birbirleriyle kavga ediyorlardı.

Akkoyunlular Timur' un Diyerbekir' i kendilerine vermesi üzerine artık belli bir yer-yurt sahibi olmuşlar ve eski yağmacılıklarından yavaş yavaş vazgeçerek muntazam bir devlet hayatı yaşamaya başlamışlardır. Bu devirde onlar, gerek Osmanlılar' la gerek Mısır Memlukleriyle iyi geçindiler; esas itibariyle Karakoyunlular' la mücadele ediyorlardı. Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf ve oğlu İskender zamanında Karakoyunlular' ın düşmanı şahruh tarafını tutarak çeşitli savaşlara girdiler, fakat çok defa yenildiler. Nihayet Karayülük Osman Bey bir defasında Karakoyunlu İskender' in şahruh' tan aldığı emirle önünü kesmeye kalktığı zaman yenildi ve iki oğlu ile birlikte savaşta öldü. Başı kesilerek Mısır sultanına gönderildi.

Karayülük Osman Bey' in ölümü üzerine oğulları ülkenin çeşitli yerlerinde hüküm sürmeye başladılar. Bunlardan Ali Bey kısa bir zaman babasının yerine hükümdar oldu. Onun yerine gelen Hamza daha başarılı oldu ve memleketin birliğini sağladı. Hamza Bey'in yerine gelen Cihangir ise küçük kardeşi Hasan Bey tarafından bertaraf edildi.

Akkoyunlular' ın en önemli hükümdarı işte bu Hasan Bey' dir. Uzun Hasan diye tanınan Hasan Bey kendilerinin en yakın ve büyük hasmı olan Karakoyunlular' a karşı çok başarılı savaşlar verdikten sonra, gerek onların elindeki, gerek Anadolu' nun Gerger, Koyulhisar, Harput gibi yerlerini Akkoyunlu ülkesine kattı. Gürcistan' a arka arkaya seferler seferler yaptı, Karakoyulular' ı kesin şekilde yenip onların bütün topraklarını eline geçirdi.Timurlular' la anlaşma yaptı ve böylece Doğu tarafını güven altına aldıktan sonra gözünü Mısır ve Osmanlı ülkesine dikti.

Hasan Bey böylece kuvvetli bir imparatorluk kurmuş bulunuyordu. Hem asker, hem devlet adamı olarak fevkalade yüksek meziyetlere sahipti. Doğuya dönerek Karakoyunlular' ın düştüğü hataya kapılmamış, istikbalini Batı' da aramak suretiyle gerçekten ileri görüşlü bir cihangir olduğunu ispat etmiştir. Fakat tarih ona burada gülmedi. Suriye üzerinde giriştiği askeri harekat başarısız kaldığı gibi, Osmanlılar' a karşı da varlık gösteremedi.1473' te Fatih Sultan Mehmed' e karşı Otlukbeli' nde yaptığı meydan savaşı mağlubiyetle sonuçlandı. Bundan sonra talihini Doğu' da aramaya kalkan Uzun Hasan, devlet merkezini Diyarbekir' den (o zamanki adıyla Amid) Tebriz' e taşıyınca, Akkoyunlu birliğine bağlı pekçok Türkmen oymağını da o tarafa götürdü, böylece kalabalık bir Türk nüfusu o bölgeyi boş bırakarak Tebriz ve havalisinde daha sonra kurulacak olan şii hakimiyetinin temel unsurunu teşkil etmiş oldu.

Tebriz' e yerleştikten sonra medeniyet, ilim ve sanat yolunda pek değerli çalışmaların teşvikçisi ve dayanağı olan Uzun Hasan 1478' de öldü. Onun ölümüyle oğulları arasında saltanat kavgası başladı. Bunlardan Yakup Bey bir müddet devleti eski gücüyle devam ettirmeyi başardıysa da, Akkoyunlu Devleti siyasi ve sosyal teşkilatının yetersizliği yüzünden çökmeye yüz tuttu. İktidar kargaşalıkları içinde sarsılan ülkeye Erdebil şiileri'nin başına geçen Safevi şah İsmail hakim oldu.
KAYNAK: Tarihte Türkler-Prof.Dr.Erol Güngör
Sayfa:149-153, ötüken Yayınları
 
Üst