- Katılım
- 9 Eki 2010
- Mesajlar
- 33,896
- Tepkime puanı
- 1,846
- Puanları
- 113
- Yaş
- 56
http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/79/01/362607/dosyalar/2013_01/18025440_paralanmiale.docx
PROBLEM: PARÇALANMIŞ AİLE
TANIM:
Her çocuk için doğal olan hayatını anne ve babası ile birlikte geçirmesidir. Anne, baba ve çocuklardan oluşan aile yapısı çocuğun ruhsal gelişimi ve sosyal uyumu açısından vazgeçilmezdir. Ancak bir o kadar vazgeçilmeyecek bir durum da ailenin çocuğa sevgi, mutluluk, neşe ve güven verebilmesidir. Ailenin huzurlu olmasının birinci şartı anne ve baba arasındaki uyum ve anlaşmadır. Eşler arasında anlaşmazlık ve geçimsizlik tüm ailenin, dolayısıyla çocuğun mutsuz olmasına neden olur. Eğer eşler arasındaki sorunlar aşılamıyorsa boşanma gerçekleşir.
Anneler ve babalar ayrılmanın sonuçlarından etkilense de en büyük olumsuz etki çocuk üzerine olmaktadır. Potansiyel olumsuz etkilere örnek olarak; anne ya da babanın depresyonu, çocuğun yaşadığı ortamının değişmesi, sosyal baskı verilebilir. Ayrılık sonucu yaşam standartlarında düşme, ebeveynden biriyle olan irtibatın azalması (genellikle babayla) , her iki ebeveynle de ilişkinin bozulması ve anne baba arasında çatışma yaşamak boşanma sonucu çocukların yaşadığı stres faktörlerinden bazılarıdır. Boşanmayı takiben yaşam standartlarının düşmesi çocuklar için spesifik bir zorlanma sebebi olmaktadır. Çünkü daha ucuz bir eve taşınmak, belki okulunu değiştirmek, arkadaşların ve komşuların değişmesi, hatta sosyal yardımlaşma kurumlarında yaşamak gibi zorunlulukların doğduğu görülmektedir. Tüm bu değişimler, çocuğun duygusal dengesini bozması muhtemel etkenler arasındadır. Diğer bir stress etkeni de; ebeveynlerden biriyle olan irtibatın iyice azalmasıdır. Eksik bir ebeveynin yeri doldurulamamakta, parçalanmış ailelerin çocuklarında yeteneklerin gelişimi düşmekte ve yetişkin rolünü başarıyla benimseyememektedirler.
Boşanmış aile çocuklarında akademik, davranışsal, psikolojik ve sosyal problemler görülme oranı boşanmamış ailelere göre daha yüksektir. Boşanmanın çocukların tüm yaşamı üzerine uzun dönemli çok olumsuz etkileri olmaktadır. Bu çocuklar sosyoekonomik durum, eğitim ve ilerideki evlilik kaliteleri açısından değerlendirildiğinde olumsuz yönde etkilendiklerini gösteren net sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu etkiler tüm hayatı kapsamakta ve onları; düşük kazanç, düşük eğitim, düşük evlilik kalitesi, yüksek boşanma ihtimali, aile içi bağların zayıflaması ve düşük subjektif iyilik hali gibi bir takım sonuçlar beklemektedir. Artan bu boşanma oranı toplumun geleceğinin de tehlike altında olduğunu göstermektedir.
PROBLEM: PARÇALANMIŞ AİLE
TANIM:
Her çocuk için doğal olan hayatını anne ve babası ile birlikte geçirmesidir. Anne, baba ve çocuklardan oluşan aile yapısı çocuğun ruhsal gelişimi ve sosyal uyumu açısından vazgeçilmezdir. Ancak bir o kadar vazgeçilmeyecek bir durum da ailenin çocuğa sevgi, mutluluk, neşe ve güven verebilmesidir. Ailenin huzurlu olmasının birinci şartı anne ve baba arasındaki uyum ve anlaşmadır. Eşler arasında anlaşmazlık ve geçimsizlik tüm ailenin, dolayısıyla çocuğun mutsuz olmasına neden olur. Eğer eşler arasındaki sorunlar aşılamıyorsa boşanma gerçekleşir.
Anneler ve babalar ayrılmanın sonuçlarından etkilense de en büyük olumsuz etki çocuk üzerine olmaktadır. Potansiyel olumsuz etkilere örnek olarak; anne ya da babanın depresyonu, çocuğun yaşadığı ortamının değişmesi, sosyal baskı verilebilir. Ayrılık sonucu yaşam standartlarında düşme, ebeveynden biriyle olan irtibatın azalması (genellikle babayla) , her iki ebeveynle de ilişkinin bozulması ve anne baba arasında çatışma yaşamak boşanma sonucu çocukların yaşadığı stres faktörlerinden bazılarıdır. Boşanmayı takiben yaşam standartlarının düşmesi çocuklar için spesifik bir zorlanma sebebi olmaktadır. Çünkü daha ucuz bir eve taşınmak, belki okulunu değiştirmek, arkadaşların ve komşuların değişmesi, hatta sosyal yardımlaşma kurumlarında yaşamak gibi zorunlulukların doğduğu görülmektedir. Tüm bu değişimler, çocuğun duygusal dengesini bozması muhtemel etkenler arasındadır. Diğer bir stress etkeni de; ebeveynlerden biriyle olan irtibatın iyice azalmasıdır. Eksik bir ebeveynin yeri doldurulamamakta, parçalanmış ailelerin çocuklarında yeteneklerin gelişimi düşmekte ve yetişkin rolünü başarıyla benimseyememektedirler.
Boşanmış aile çocuklarında akademik, davranışsal, psikolojik ve sosyal problemler görülme oranı boşanmamış ailelere göre daha yüksektir. Boşanmanın çocukların tüm yaşamı üzerine uzun dönemli çok olumsuz etkileri olmaktadır. Bu çocuklar sosyoekonomik durum, eğitim ve ilerideki evlilik kaliteleri açısından değerlendirildiğinde olumsuz yönde etkilendiklerini gösteren net sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu etkiler tüm hayatı kapsamakta ve onları; düşük kazanç, düşük eğitim, düşük evlilik kalitesi, yüksek boşanma ihtimali, aile içi bağların zayıflaması ve düşük subjektif iyilik hali gibi bir takım sonuçlar beklemektedir. Artan bu boşanma oranı toplumun geleceğinin de tehlike altında olduğunu göstermektedir.
Boşanmış aile çocuklarında beraber ailelerin çocuklarına göre sosyal, psikolojik, ve fiziki gelişimde olumsuz yönde belirgin farklar vardır. Bu çocuklar ileri yaşlarda evlilik hakkında kaygı duyuyorlar veya evlenmeyi daha az istiyorlar ya da başarılı bir ilişki kurma konusunda karamsar oluyorlar. Ayrıca anne-baba arasındaki fazla miktardaki çatışmanın çocuk üzerindeki olumsuz etkisinin boşanmadan daha fazla olduğu bulunmuştur. Ülkemizde ergenler üzerinde yapılan bir çalışmada yüksek anne-baba çatışması olan ailelerin çocuklarında, düşük çatışma olan ailelere göre daha kötü etkilerin oluştuğu gösterilmiştir. Yine aynı çalışmada anne-baba arasındaki çatışmanın çocuklarıyla olan ilişkilerine de yansıdığı belirtilmektedir.
PROBLEM: PARÇALANMIŞ AİLE
TANIM:
Her çocuk için doğal olan hayatını anne ve babası ile birlikte geçirmesidir. Anne, baba ve çocuklardan oluşan aile yapısı çocuğun ruhsal gelişimi ve sosyal uyumu açısından vazgeçilmezdir. Ancak bir o kadar vazgeçilmeyecek bir durum da ailenin çocuğa sevgi, mutluluk, neşe ve güven verebilmesidir. Ailenin huzurlu olmasının birinci şartı anne ve baba arasındaki uyum ve anlaşmadır. Eşler arasında anlaşmazlık ve geçimsizlik tüm ailenin, dolayısıyla çocuğun mutsuz olmasına neden olur. Eğer eşler arasındaki sorunlar aşılamıyorsa boşanma gerçekleşir.
Anneler ve babalar ayrılmanın sonuçlarından etkilense de en büyük olumsuz etki çocuk üzerine olmaktadır. Potansiyel olumsuz etkilere örnek olarak; anne ya da babanın depresyonu, çocuğun yaşadığı ortamının değişmesi, sosyal baskı verilebilir. Ayrılık sonucu yaşam standartlarında düşme, ebeveynden biriyle olan irtibatın azalması (genellikle babayla) , her iki ebeveynle de ilişkinin bozulması ve anne baba arasında çatışma yaşamak boşanma sonucu çocukların yaşadığı stres faktörlerinden bazılarıdır. Boşanmayı takiben yaşam standartlarının düşmesi çocuklar için spesifik bir zorlanma sebebi olmaktadır. Çünkü daha ucuz bir eve taşınmak, belki okulunu değiştirmek, arkadaşların ve komşuların değişmesi, hatta sosyal yardımlaşma kurumlarında yaşamak gibi zorunlulukların doğduğu görülmektedir. Tüm bu değişimler, çocuğun duygusal dengesini bozması muhtemel etkenler arasındadır. Diğer bir stress etkeni de; ebeveynlerden biriyle olan irtibatın iyice azalmasıdır. Eksik bir ebeveynin yeri doldurulamamakta, parçalanmış ailelerin çocuklarında yeteneklerin gelişimi düşmekte ve yetişkin rolünü başarıyla benimseyememektedirler.
Boşanmış aile çocuklarında akademik, davranışsal, psikolojik ve sosyal problemler görülme oranı boşanmamış ailelere göre daha yüksektir. Boşanmanın çocukların tüm yaşamı üzerine uzun dönemli çok olumsuz etkileri olmaktadır. Bu çocuklar sosyoekonomik durum, eğitim ve ilerideki evlilik kaliteleri açısından değerlendirildiğinde olumsuz yönde etkilendiklerini gösteren net sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu etkiler tüm hayatı kapsamakta ve onları; düşük kazanç, düşük eğitim, düşük evlilik kalitesi, yüksek boşanma ihtimali, aile içi bağların zayıflaması ve düşük subjektif iyilik hali gibi bir takım sonuçlar beklemektedir. Artan bu boşanma oranı toplumun geleceğinin de tehlike altında olduğunu göstermektedir.
PROBLEM: PARÇALANMIŞ AİLE
TANIM:
Her çocuk için doğal olan hayatını anne ve babası ile birlikte geçirmesidir. Anne, baba ve çocuklardan oluşan aile yapısı çocuğun ruhsal gelişimi ve sosyal uyumu açısından vazgeçilmezdir. Ancak bir o kadar vazgeçilmeyecek bir durum da ailenin çocuğa sevgi, mutluluk, neşe ve güven verebilmesidir. Ailenin huzurlu olmasının birinci şartı anne ve baba arasındaki uyum ve anlaşmadır. Eşler arasında anlaşmazlık ve geçimsizlik tüm ailenin, dolayısıyla çocuğun mutsuz olmasına neden olur. Eğer eşler arasındaki sorunlar aşılamıyorsa boşanma gerçekleşir.
Anneler ve babalar ayrılmanın sonuçlarından etkilense de en büyük olumsuz etki çocuk üzerine olmaktadır. Potansiyel olumsuz etkilere örnek olarak; anne ya da babanın depresyonu, çocuğun yaşadığı ortamının değişmesi, sosyal baskı verilebilir. Ayrılık sonucu yaşam standartlarında düşme, ebeveynden biriyle olan irtibatın azalması (genellikle babayla) , her iki ebeveynle de ilişkinin bozulması ve anne baba arasında çatışma yaşamak boşanma sonucu çocukların yaşadığı stres faktörlerinden bazılarıdır. Boşanmayı takiben yaşam standartlarının düşmesi çocuklar için spesifik bir zorlanma sebebi olmaktadır. Çünkü daha ucuz bir eve taşınmak, belki okulunu değiştirmek, arkadaşların ve komşuların değişmesi, hatta sosyal yardımlaşma kurumlarında yaşamak gibi zorunlulukların doğduğu görülmektedir. Tüm bu değişimler, çocuğun duygusal dengesini bozması muhtemel etkenler arasındadır. Diğer bir stress etkeni de; ebeveynlerden biriyle olan irtibatın iyice azalmasıdır. Eksik bir ebeveynin yeri doldurulamamakta, parçalanmış ailelerin çocuklarında yeteneklerin gelişimi düşmekte ve yetişkin rolünü başarıyla benimseyememektedirler.
Boşanmış aile çocuklarında akademik, davranışsal, psikolojik ve sosyal problemler görülme oranı boşanmamış ailelere göre daha yüksektir. Boşanmanın çocukların tüm yaşamı üzerine uzun dönemli çok olumsuz etkileri olmaktadır. Bu çocuklar sosyoekonomik durum, eğitim ve ilerideki evlilik kaliteleri açısından değerlendirildiğinde olumsuz yönde etkilendiklerini gösteren net sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu etkiler tüm hayatı kapsamakta ve onları; düşük kazanç, düşük eğitim, düşük evlilik kalitesi, yüksek boşanma ihtimali, aile içi bağların zayıflaması ve düşük subjektif iyilik hali gibi bir takım sonuçlar beklemektedir. Artan bu boşanma oranı toplumun geleceğinin de tehlike altında olduğunu göstermektedir.
Boşanmış aile çocuklarında beraber ailelerin çocuklarına göre sosyal, psikolojik, ve fiziki gelişimde olumsuz yönde belirgin farklar vardır. Bu çocuklar ileri yaşlarda evlilik hakkında kaygı duyuyorlar veya evlenmeyi daha az istiyorlar ya da başarılı bir ilişki kurma konusunda karamsar oluyorlar. Ayrıca anne-baba arasındaki fazla miktardaki çatışmanın çocuk üzerindeki olumsuz etkisinin boşanmadan daha fazla olduğu bulunmuştur. Ülkemizde ergenler üzerinde yapılan bir çalışmada yüksek anne-baba çatışması olan ailelerin çocuklarında, düşük çatışma olan ailelere göre daha kötü etkilerin oluştuğu gösterilmiştir. Yine aynı çalışmada anne-baba arasındaki çatışmanın çocuklarıyla olan ilişkilerine de yansıdığı belirtilmektedir.