- Katılım
- 11 Ara 2013
- Mesajlar
- 4,686
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Sönmek bilmeyen arıza lambaları
Servise veya ustaya gittiniz, periyodik bakım veya bir parça değişikliği yaptınız ve daha kusursuz bir araca sahip olduğunuzu düşünmeye başladınız. Servisten çıktınız ve uyarı lambalarından bir tanesinin yandığını gördünüz. Kendi kendinize bir süre sonra söner diye düşündünüz ancak o uyarı lambası bir türlü sönmedi. Hemen servisi veya ustanızı aradınız ve konuştuğunuz kişi ışık şundan yanmıştır bundan yanmıştır dedi ve ertesi gün söylenerek servise geri gittiniz. Aracı cihaza bağlayıp uyarı ışığı söndürüldü ve rahatlamış bir şekilde yola çıktınız. Ama o da ne? Aynı ışık tekrar yandı. Bir kaç sefer daha gittiniz ancak lamba sönmek bilmiyor.
Çamurlu ayakla binen yolcular
Eve fırından ekmek aldınız aracınıza bindiniz ve koltuğa koydunuz. Bir baktınız ki torba açılmış ve az bir miktar un koltuğunuza bulaşmış. Hemen elinizle unu dağıttınız ancak her şeye rağmen aklınızda kaldı ve yarın koltuğu makina ile süpürüm diye düşünecek kadar da titiz bir araç sahibisiniz. Siz aracınız konusunda bu kadar titizlenirken yağışlı bir günde arkadaşınız çamurlu ayakları ile aracınıza bindi ve aracınızın halı olan kısımlarına da bulaştırdı. Siz koltuktaki ekmekten dökülen unu bile düşünürken pırıl pırıl halı kaplamalar adeta çamura bulandı.
Sinir eden gıcırtı sesi
Aracınızı sıfır km aldınız veya mevcut aracınızın içerisinde bir değişiklik yaptınız. Mutlu bir şekilde müzik dinleyerek yol alıyorsunuz ancak bir ara müziği kapattınız ve bir gıcırtı sesinin geldiğini fark ettiniz. Camdan mı geliyor, koltuktan mı geliyor veya aracın plastik parçalarından mı geliyor bir türlü anlayamıyorsunuz. Servise götürdünüz, durumu anlatıyorsunuz, ustayla test sürüşleri yapıyorsunuz ancak derdinizi bir türlü anlatamadığınız. Sizden başka bu sesi duyan yok. Aslında sizin kadar önemseyen de yok. Aracın koltuğunu sökmeyi teklif ediyorlar daha kötü olur diye izin vermiyorsunuz. Kapı içlerini sökelim diyorlar tırnaklar kırılır diye korkuyorsunuz ama o gıcırtı sesi kafanızı kemirmeye de devam ediyor ve bir türlü de çözülemiyor.
Aracınıza hırsız girmesi
Akşam sokakta yer bulamadınız ve kuytu bir köşeye aracınızı bırakmak sorunda kaldınız. Ancak araçta iyi de bir ses sisteminiz var. Amfi, subwoofer, komponentler ve ana üniteden oluşan ses sisteminize çok büyük emek verdiniz ve para harcadınız. Sabah aracınıza gitmek üzere evinizden çıktınız, aracınızın yanına yaklaştınız ama bir baktınız ki kelebek camınız tuzla buz olmuş. Ayrıca ana ünitenin olduğu yerden kablolar sarkıyor, amfi gitmiş, büyük emekler verip yolculara dönük özel olarak imal ettirdiğiniz panzidot ve üzerindeki komponentler de gitmiş. Subwoofer deseniz yerinde yeller esiyor. Kısacası aracınız adeta dayak yemiş gibi görünüyor ve resmen tüm kırmızı çizgileriniz geçilmiş.
Kesilmeyen rüzgar uğultusu
Gıcırtı sesine benzer bir şekilde kulağınıza bu sefer bir uğultu sesi geliyor ama bu motordan veya başka bir yerden değil. Sanki kapılardan veya camlardan geliyor gibi anlaşılıyor. Kapı fitillerinden şüpheleniyorsunuz ve gidip özel fitil spreyi alıyorsunuz. İlk önce fitilleri sünger ile tertemiz yapıyor sonra sprey ile bir güzel yağlıyorsunuz. Denemek için bir test sürüşü yapıyorsunuz ancak ses devam ediyor. Yarına nasıl olsa fitiller biraz şişer ses kalmaz diyerek evinize gidiyorsunuz. Ertesi gün ve takip eden günler hala fitillerin şişmesini bekliyorsunuz ancak uğultunun kesildiği yok. Ardından servis, usta, internet araştırması derken işi camları kontrol ettirmeye kadar indirgiyorsunuz ancak değişen yine bir şey yok. Rüzgar uğultusu aynen devam ediyor.
Koltuğa dökülen içecek ve yiyecekler
Aile veya arkadaş grubu ile sizin aracınızla yolculuğa çıktınız. Yolculuk öncesi aracın içi temiz olsun, güzel koksun diye pırıl pırıl yaptınız. O kadar ki kapı ve koltuk ceplerini bile boşalttınız. Arabada 4 kişisiniz ve en az 6-7 saat yolunuz var. Yolda mola vermek istemediğiniz için de yanınıza çeşitli yiyecekler aldınız. Ancak kimse sizin kadar titiz değil ve her türlü yiyecek de arabada bulunuyor. Ayran, kola, kahve ve çay bile var. Yan gözle tüm yolcular kontrolünüz altında ama yine de üzerinizde bir tedirginlik var. Tam yemek faslında arabanın yaylanacağı bir çukura giriyorsunuz ve arkadan bir "Aayyyy" sesine eşlik eden sıvı dökülmesi sesi de geliyor. Geçmiş olsun, bir bardak ayran artık arka koltuğa, ön koltuk arkasına ve kapı içi döşemesine yayıldı bile.
Yırtılan koltuk döşemesi ve sigara yanığı
Aracınıza önemli bir dostunuzu veya misafirinizi aldınız. Bu kişi sigara tiryakisi ve sizin titizliğinizi de bilmiyor. Biner binmez keyifle bir sigara yaktı ve gereken özeni de göstermiyor. Ancak ayıp olur yanlış anlaşılır diye de bir türlü uyaramıyorsunuz. Bir süre sürüşe eşlik eden muhabbet sonrası gideceğiniz yere varıyorsunuz. Aracın içini bir kontrol edeyim derken o da ne, koltuk döşemesinde yus vuvarlak bir delik var ve içinden de sünger görünüyor.
Yine benzer bir dostunuz sizden arabanız ile eşya taşımasına yardımcı olmanızı istiyor. Kıramıyor ve başlıyorsunuz eşyaları aracınıza yerleştirmeye. Ancak poşetlere koyulmuş sivri ve keskin bir parçanın varlığından da haberdar değilsiniz. Dostunuz da bir o kadar dikkatsiz ve arka koltuğa bu poşeti yerleştireyim derken cırt diye bir ses kulağınızda çınlıyor. O da ne? Koltuğunuzda 1-2 santimetrelik muntazam bir kesik.
Aracınızı başkasına vermek zorunda kalmak
Aracınıza o kadar düşkünsünüz ki babanıza bile verirken aklınız kalıyor. Sürücü koltuğuna sizden başka birinin bile oturması hiç hoşunuza gitmiyor. Ayrıca aracı vereceğiniz kişinin sizin gösterdiğiniz özeni göstermeyeceğini de iyi biliyorsunuz. Ancak hatırlı bir dostunuzun size işi düştü ve aracınızı vermek zorunda kaldınız. Aklınız tüm gün aracınızda kaldı. Acaba bir şey olur mu, arabam çizilir mi, çukura düşer lastiği balon yapar mı, jantı sürter mi diye düşünüp durdunuz. Sonra telefonunuz acı acı çalmaya başladı. Arayan dostunuz, birinin gelip aracınıza vurduğunu ve hasar gördüğünü anlatıyor. Yüz ifadenizi görmek için aynaya baktınız mı?
Şok edici çizik ve göçükler
Aracınızı bir güzel yıkattınız ve akşam binanızın otoparkına veya sokağa park ettiniz. Arkanıza baka baka evinize çıktınız ancak bakmaya bir türlü doyamadınız. Evin penceresi aracınızı görüyorsa buradan defalarca aracınızı kontrol ettiniz ve hayranlıkla izlediniz. Sabah oldu ve aracınıza doğru gidiyorsunuz ve o da ne? Pırıl pırıl aracınızın kaportasında ters bir yansıma veya farklı bir durum olduğunu görüyorsunuz. Bir de bakmışsınız ki yanda duran bir araba kapısını aracınıza sert bir şekilde vurmuş veya sürterek geçmiş. Bunun sonucunda göçük ve çizik oluşmuş. Sulu boya fırçası bile değdirmediğiniz kaportanız belki de çekiçlenip boyanacak.
Servise veya ustaya gittiniz, periyodik bakım veya bir parça değişikliği yaptınız ve daha kusursuz bir araca sahip olduğunuzu düşünmeye başladınız. Servisten çıktınız ve uyarı lambalarından bir tanesinin yandığını gördünüz. Kendi kendinize bir süre sonra söner diye düşündünüz ancak o uyarı lambası bir türlü sönmedi. Hemen servisi veya ustanızı aradınız ve konuştuğunuz kişi ışık şundan yanmıştır bundan yanmıştır dedi ve ertesi gün söylenerek servise geri gittiniz. Aracı cihaza bağlayıp uyarı ışığı söndürüldü ve rahatlamış bir şekilde yola çıktınız. Ama o da ne? Aynı ışık tekrar yandı. Bir kaç sefer daha gittiniz ancak lamba sönmek bilmiyor.
Çamurlu ayakla binen yolcular
Eve fırından ekmek aldınız aracınıza bindiniz ve koltuğa koydunuz. Bir baktınız ki torba açılmış ve az bir miktar un koltuğunuza bulaşmış. Hemen elinizle unu dağıttınız ancak her şeye rağmen aklınızda kaldı ve yarın koltuğu makina ile süpürüm diye düşünecek kadar da titiz bir araç sahibisiniz. Siz aracınız konusunda bu kadar titizlenirken yağışlı bir günde arkadaşınız çamurlu ayakları ile aracınıza bindi ve aracınızın halı olan kısımlarına da bulaştırdı. Siz koltuktaki ekmekten dökülen unu bile düşünürken pırıl pırıl halı kaplamalar adeta çamura bulandı.
Sinir eden gıcırtı sesi
Aracınızı sıfır km aldınız veya mevcut aracınızın içerisinde bir değişiklik yaptınız. Mutlu bir şekilde müzik dinleyerek yol alıyorsunuz ancak bir ara müziği kapattınız ve bir gıcırtı sesinin geldiğini fark ettiniz. Camdan mı geliyor, koltuktan mı geliyor veya aracın plastik parçalarından mı geliyor bir türlü anlayamıyorsunuz. Servise götürdünüz, durumu anlatıyorsunuz, ustayla test sürüşleri yapıyorsunuz ancak derdinizi bir türlü anlatamadığınız. Sizden başka bu sesi duyan yok. Aslında sizin kadar önemseyen de yok. Aracın koltuğunu sökmeyi teklif ediyorlar daha kötü olur diye izin vermiyorsunuz. Kapı içlerini sökelim diyorlar tırnaklar kırılır diye korkuyorsunuz ama o gıcırtı sesi kafanızı kemirmeye de devam ediyor ve bir türlü de çözülemiyor.
Aracınıza hırsız girmesi
Akşam sokakta yer bulamadınız ve kuytu bir köşeye aracınızı bırakmak sorunda kaldınız. Ancak araçta iyi de bir ses sisteminiz var. Amfi, subwoofer, komponentler ve ana üniteden oluşan ses sisteminize çok büyük emek verdiniz ve para harcadınız. Sabah aracınıza gitmek üzere evinizden çıktınız, aracınızın yanına yaklaştınız ama bir baktınız ki kelebek camınız tuzla buz olmuş. Ayrıca ana ünitenin olduğu yerden kablolar sarkıyor, amfi gitmiş, büyük emekler verip yolculara dönük özel olarak imal ettirdiğiniz panzidot ve üzerindeki komponentler de gitmiş. Subwoofer deseniz yerinde yeller esiyor. Kısacası aracınız adeta dayak yemiş gibi görünüyor ve resmen tüm kırmızı çizgileriniz geçilmiş.
Kesilmeyen rüzgar uğultusu
Gıcırtı sesine benzer bir şekilde kulağınıza bu sefer bir uğultu sesi geliyor ama bu motordan veya başka bir yerden değil. Sanki kapılardan veya camlardan geliyor gibi anlaşılıyor. Kapı fitillerinden şüpheleniyorsunuz ve gidip özel fitil spreyi alıyorsunuz. İlk önce fitilleri sünger ile tertemiz yapıyor sonra sprey ile bir güzel yağlıyorsunuz. Denemek için bir test sürüşü yapıyorsunuz ancak ses devam ediyor. Yarına nasıl olsa fitiller biraz şişer ses kalmaz diyerek evinize gidiyorsunuz. Ertesi gün ve takip eden günler hala fitillerin şişmesini bekliyorsunuz ancak uğultunun kesildiği yok. Ardından servis, usta, internet araştırması derken işi camları kontrol ettirmeye kadar indirgiyorsunuz ancak değişen yine bir şey yok. Rüzgar uğultusu aynen devam ediyor.
Koltuğa dökülen içecek ve yiyecekler
Aile veya arkadaş grubu ile sizin aracınızla yolculuğa çıktınız. Yolculuk öncesi aracın içi temiz olsun, güzel koksun diye pırıl pırıl yaptınız. O kadar ki kapı ve koltuk ceplerini bile boşalttınız. Arabada 4 kişisiniz ve en az 6-7 saat yolunuz var. Yolda mola vermek istemediğiniz için de yanınıza çeşitli yiyecekler aldınız. Ancak kimse sizin kadar titiz değil ve her türlü yiyecek de arabada bulunuyor. Ayran, kola, kahve ve çay bile var. Yan gözle tüm yolcular kontrolünüz altında ama yine de üzerinizde bir tedirginlik var. Tam yemek faslında arabanın yaylanacağı bir çukura giriyorsunuz ve arkadan bir "Aayyyy" sesine eşlik eden sıvı dökülmesi sesi de geliyor. Geçmiş olsun, bir bardak ayran artık arka koltuğa, ön koltuk arkasına ve kapı içi döşemesine yayıldı bile.
Yırtılan koltuk döşemesi ve sigara yanığı
Aracınıza önemli bir dostunuzu veya misafirinizi aldınız. Bu kişi sigara tiryakisi ve sizin titizliğinizi de bilmiyor. Biner binmez keyifle bir sigara yaktı ve gereken özeni de göstermiyor. Ancak ayıp olur yanlış anlaşılır diye de bir türlü uyaramıyorsunuz. Bir süre sürüşe eşlik eden muhabbet sonrası gideceğiniz yere varıyorsunuz. Aracın içini bir kontrol edeyim derken o da ne, koltuk döşemesinde yus vuvarlak bir delik var ve içinden de sünger görünüyor.
Yine benzer bir dostunuz sizden arabanız ile eşya taşımasına yardımcı olmanızı istiyor. Kıramıyor ve başlıyorsunuz eşyaları aracınıza yerleştirmeye. Ancak poşetlere koyulmuş sivri ve keskin bir parçanın varlığından da haberdar değilsiniz. Dostunuz da bir o kadar dikkatsiz ve arka koltuğa bu poşeti yerleştireyim derken cırt diye bir ses kulağınızda çınlıyor. O da ne? Koltuğunuzda 1-2 santimetrelik muntazam bir kesik.
Aracınızı başkasına vermek zorunda kalmak
Aracınıza o kadar düşkünsünüz ki babanıza bile verirken aklınız kalıyor. Sürücü koltuğuna sizden başka birinin bile oturması hiç hoşunuza gitmiyor. Ayrıca aracı vereceğiniz kişinin sizin gösterdiğiniz özeni göstermeyeceğini de iyi biliyorsunuz. Ancak hatırlı bir dostunuzun size işi düştü ve aracınızı vermek zorunda kaldınız. Aklınız tüm gün aracınızda kaldı. Acaba bir şey olur mu, arabam çizilir mi, çukura düşer lastiği balon yapar mı, jantı sürter mi diye düşünüp durdunuz. Sonra telefonunuz acı acı çalmaya başladı. Arayan dostunuz, birinin gelip aracınıza vurduğunu ve hasar gördüğünü anlatıyor. Yüz ifadenizi görmek için aynaya baktınız mı?
Şok edici çizik ve göçükler
Aracınızı bir güzel yıkattınız ve akşam binanızın otoparkına veya sokağa park ettiniz. Arkanıza baka baka evinize çıktınız ancak bakmaya bir türlü doyamadınız. Evin penceresi aracınızı görüyorsa buradan defalarca aracınızı kontrol ettiniz ve hayranlıkla izlediniz. Sabah oldu ve aracınıza doğru gidiyorsunuz ve o da ne? Pırıl pırıl aracınızın kaportasında ters bir yansıma veya farklı bir durum olduğunu görüyorsunuz. Bir de bakmışsınız ki yanda duran bir araba kapısını aracınıza sert bir şekilde vurmuş veya sürterek geçmiş. Bunun sonucunda göçük ve çizik oluşmuş. Sulu boya fırçası bile değdirmediğiniz kaportanız belki de çekiçlenip boyanacak.
