- Katılım
- 9 Eki 2010
- Mesajlar
- 33,497
- Tepki puanı
- 1,664
- Puanları
- 113
- Yaş
- 55
Renault'nun kompakt sınıftaki temsilcisi Megane, ilk kez 1995 yılında tanıtıldı. 1999 yılında makyajlanan Megane'ın birinci nesli 2002 yılında yerini ikinci nesile bıraktı. Geçmişi sportif başarılarla dolu Renault, küçük modelleri üzerindeki performans çalışmalarıyla öne çıkan bir markaydı; Renault 5 Turbo ve Clio Williams gibi. R12 Gordini ve R21 Turbo gibi modellerle de yarış parkurlanna çıkan Renault, kompakt sınıfta önemli sayılabilecek bir sportif modelle ringe çıkmamıştı. Ta ki Megane RS'e kadar. 2003 Frankfurt Otomobil Fuarı'nda tanıtılan Megane RS, üç ve beş kapılı karoserler ve 2.0 litre 225 HP'lik motorla üretiliyor. RS, Türkiye'de üç kapılı karoserle satılıyor.
Karoser, iç mekan
Megane II Hatchback temeli üstüne kurulu Megane RS'in boyutlarında küçük farklılıklar bulunuyor. 2625 mm'lik aks mesafesi standart versiyonlarla aynı kalan RS'in boyu, tamponlar nedeniyle 17 mm artmış, yükseklikse 20 mm azaltılmış. Megane RS, Türkiye'ye ithal edilen tek üç kapılı Megane unvanını taşıyor. Bu nedenle yolda daha fazla dikkat çekiyor. Beş kapılı hatchback versiyona göre C sütunu oldukça farklı olan üç kapılı karoser doğal olarak daha sportif görünüyor. Renault tasarımcıları bu karosere ekledikleri, yeni tip ön alt hava girişleri, daha şişkin tamponlar, petekli ızgara, tamponun ortasında yer alan iki egzoz çıkışı, ön alt hava girişlerinin dış kısımlarındaki çıkıntılı sis farları gibi detaylarla aşırı abartıdan uzak ama sportif ve şık bir görünüm elde etmiş. Megane RS, dik arka camı ve çıkıntı yapan bagaj kapağıyla kompakt sınıfın ateşli diğer üyelerinden tasarım bakımından ciddi biçimde ayrılıyor. Bagaj kapağının en üstüneyse yüksek hızlarda stabilitenin arttırılmasını sağlamak amacıyla ince bir spoyler eklenmiş. Derin mavi, siyah inci, tekno gri ve neon mavisi olmak üzere dört metalik renk seçeneğinin yanı sıra Megane RS'te kor ateş olarak adlandırılan turuncu renk seçeneği de bulunuyor. Bu özel renk seçeneğinde, deri koltukların, vites körüğünün ve direksiyon simidinin dikişleri ile emniyet kemerlerinde de aynı renk kullanılarak bütünlük sağlanmış. Standart versiyonlardan neredeyse farksız olan iç mekanda, sürücü daha sportif bir direksiyon simidi, biraz daha iç açıcı bir kokpit ve sportif süslemeler arıyor. Diğer üç kapılı versiyonlarda olduğu gibi 330 litre bagaj hacmi sunan RS, bu konuda önemli bir dezavantaj yaşatmıyor.
Motor, performans
Megane RS'in kaputunun altındaki performans kaynağı, Renault Sport Technologies ile Renault Mekanik Mühendislik Direktörlüğü'nün ortak çalışmasıyla doğmuş. İlk olarak Vel Satis'te ardından da Laguna ve Espace'da kullanılmaya başlanan 2.0 litre 165 HP'lik turbo beslemeli motor, RS'in motorunun temelini oluşturuyor. Yeni krank mili ve pistonlara sahip motorun enjektörleri yüksek debiye uygun olarak yenilenmiş. Ayrıca silindir kapağı da daha dayanıklı olabilmesi için grafit malzemeden üretilmiş. Rotasyon ve basınç hızı yükseltilen turbo besleme sistemindeyse "twin scroll" olarak nitelendirilen çift girişli turbo mekanizması kullanılmış. Bu değişiklikler sonucunda 60 HP'lik güç artışı elde edilmiş. Gücü 5500 d/d'de 225 HP'ye çıkan motorun maksimum torku da 3000 d/d'de 300 Nm'ye ulaşmış. Maksimum torkun yüzde 90'ı 2000 ile 6000 d/d'de arasında sürekli üretiliyor. Kağıt üzerindeki tüm bu veriler gerçek hayatta da kendini en iyi şekilde ifade ediyor. Alt devirlerde önemli bir hantallık yaşatmayan motor, özellikle 2500 d/d seviyesinden itibaren dizginleri boşalmış bir yarış atını andınyor. Bu aşamada sürücünün direksiyona daha sıkı yapışması ve adrenalin düzeyinin artması da RS'in yaşattığı sportif etkiler arasında. 300 Nm'lik torkun, deyim yerindeyse sürüklediği RS, sollamalarda ya da yokuşlarda çok fazla vites değişimi yapılmasını gerektirmiyor. Daha hızlı olmak isteyenlerin 6 ileri vitesli şanzımanda en fazla bir vites küçültmesi yeterli oluyor. Yaptığımız ölçümlerde 100 km/s hiza 6.7 sn'de ulaşan RS, 50 km/s'de devreye otomatik olarak giren ASR (çekiş kontrol sistemi) göreve başlayıncaya kadar patinajla ilerliyor. Bu da birinci vitesin patinajla bitirilmesi anlamına geliyor. Bu kadar yüksek torkun ön lastikler üzerine acımasızca yüklenmesine rağmen torque steer efekti yani aracın önünün sağa sola yalpalama eğilimi oldukça düşük seviyede tutulabilmiş. Bunda genişletilen iz açıklıkları ve süspansiyon sistemine eklenen parçalarla güçlendirmeler etkin rol oynuyor. Nissan'dan alınan ve son iki vites oranı uzatılan şanzıman görevini yeterince iyi yapıyor. Ancak böylesine sportif bir otomobilde daha kısa ve net vites yolları istenir. Genel olarak bakıldığında Megane RS'in motor ve performansına olumsuz eleştiri yöneltmek mümkün değil. Ancak daha'sportif bir motor sesi beklerdik. Renault Sport yetkilileri, RS'in tanıtımında daha fazla "gürültü" isteyenlerin Clio V6'yı tercih etmeleri gerektiğim belirtmişti. Yakıt tüketimi konusundaysa RS çok başarılı değil. Test koşullarında 100 km'de 11.4 litre yakıt tüketen RS'i daha cimri kullanabilmek için gaz pedalına çok hassas basmak ve sakin sürüşleri tercih etmek şart. Eh, o kadar kusur olur.
Kullanım, konfor
Megane RS'in süspansiyon sistemi, Megane'dan alınmasına karşın Renault Sport tarafından ciddi şekilde elden geçirilmiş. Standart MacPherson tip ön süspansiyon yerine kullanılmaya başlanan bağımsız milli sistem sayesinde yüksek güçlü önden çekişli araçlarda ortaya çıkabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi amaçlanmış. Ön süspansiyonun mil ekseni amortisörlerden tamamen bağımsız olarak tasarlanırken, tekerlek merkeziyle dönüş ve mil eksenleri arasında mesafe 60 mm'den 32 mm'ye düşürülmüş. Böylece ön süspansiyon sisteminin, ani hızlanma ve frenaj durumlannda tekerleklere mil eksenleri civarında uygulanan yüksek kuvvet ve torka çok daha az duyarlı olabilecek hale getirilmesi sağlanmış. Ayrıca ön süspansiyonun yerleştirildiği titreşimleri engelleme amaçlı beşiğin daha dayanıklı olması için iki kolunun arasına ilave bir kiriş eklenmiş. Böylece her şartta ön bloğun geometrisini korunması hedeflenmiş. Biraz daha sertleştirilen süspansiyon, Megane RS için Continental tarafından geliştirilen lastikler, ESP ve virajda önden kayma kontrol sistemi CSV gibi sistemlerin işbirliği, RS'İ sınıfının en konforlu, en güvenli ve en sportif üyelerinden biri haline getiriyor. Sportif otomobil meraklıları, bir otomobil hem sportif hem konforlu nasıl olabilir diye sorabilir. Eğer yoldaki bütün tümsek ve çukurları bel kemiğinizde hissetmekten haz duyuyorsanız RS size göre değil. Ancak bozuk zeminli Türkiye yollarında biraz olsun konfor istiyorsanız, RS bunu sportiflikten fazla ödün vermeden sağlayabiliyor. Renault'nun güvenliğe verdiği önem de Euro NCAP testinden alınan 5 yıldız, devreden çıkarılamayan ESP, Brembo imzalı frenler ve diğer elektronik yardımcılardan anlaşılıyor. Geniş oturma alanı sunan koltuğuna oturan sürücünün dikkat etmesi gereken en önemli konu fren ve gaz pedalının aşırı yakın konumu. Özellikle kışlık ayakkabılarla iki pedala birden basmak işten bile değil. Birçok sürücü, otomobilin performansıyla ilgilenir. Yani ne kadar hızlı gittiğini sorar ama nasıl durduğunu sormaz. Renault Sport, bu konuda Brembo ile çalışarak iyi bir karar vermiş gibi görünüyor. Testte elde ettiğimiz duruş mesafeleri ve fren tepkileri bu iddiamızı doğrular nitelikteydi. 100 km/s hızdan yaptığımız frenlerde 36 metrede duran RS, bu performansını sekizinci frene kadar korudu. Son iki frendeyse mesafe l metre kadar uzadı ki, hala birçok otomobil bu değere ulaşamıyor.
