- Katılım
- 22 Eki 2010
- Mesajlar
- 8,212
- Tepkime puanı
- 227
- Puanları
- 63
- Yaş
- 35
1) Lada Samara EVA
Bize mi öyle geliyor, yoksa Dünya Ralli Şampiyonası B Grubu yarışması için yapılmış bu Lada Samara EVA gerçekten de çok mu havalı? Dönemin en iyi B Grubu araçlarının bir harmanı gibi gözüken otomobil; arkadan bakınca Lancia Delta S4, önden bakınca Peugeot 205 T16’dan izler taşıyor. Ne yazık ki Lada bu otomobilleri yarışa sokmak için gerekli olan üretimi yapamadan B Grubu yarışması son buldu.
2) Lada VFTS
Litvanya’daki VFTS (Vilnius Fabrik Tuning Sport) şirketi tarafından üretilen listemizdeki bu ikinci Lada da bir B Grubu makinesi. Sovyetler dışında Riva, Nova, Classic, Signet, Laika veya Kalinka gibi adları olan Ciguli model alınarak üretilen araç, bu sayede Fiat 124 ile de bir akrabalık taşıyor. Tabii B Grubu makinesi deyince aklınıza 600 beygir gücünde kükreyen bir motor gelmesin. Küçük Rus yalnızca 240 beygir gücüne sahipti.
3) Škoda 130 RS
Yetmişlerde arkadan çekerli bir otomobil almak istediyseniz, ancak yastık altında saklanmış yeteri kadar paranız yoksa tek seçeneğiniz vardı: Škoda 130 RS. Bu dönemde ralli şampiyonalarında da kullanılan otomobil, 1.4 litrelik dört silindir motorundan 130 beygir gücü çıkarabiliyordu, ancak 780 kiloluk ağırlığıyla önemli bir avantajı da haizdi.

4) Trabant
Doğu Bloku otomotiv kültürünün ilk akla gelen temsilcisi, adeta dönemin bir sembolü. İki kapılı, çirkin bir aile otomobili ve iki zamanlı 600cc’lik efektiflikten uzak bir motoruyla yarışlar için biçilmiş kaftan gözükmüyor olabilir. Fakat yalnızca 750 kilogram çeken bu otomobiller, motordaki modifikasyonlar ya da tamamıyla yeni motorların eklenmesiyle güç/ağırlık oranını artırıp bir yarış otomobiline dönüştürülebiliyorlardı. Bir Suzuki Hayabusa motosiklet motorundan güç alan Trabusa da böyle hayat bulmuştu. Trabi halen Doğu Avrupa’daki bazı yerel rallilerde kullanılsa da 1988 Macaristan Grand Prix’de “yarış destek” araçları olarak kullanılmaları, muhtemelen motorsporları kariyerlerinin zirvesidir.

5) Polski Fiat 126
Bir başka Sovyet-İtalyan melezi olarak Polski Fiat 126 da yetmişlerde ve seksenlerde Polonya’da yaşayanlara İtalyan hızını hissettirmişti. Bununla yetinmeyip bir de ralli takımına can veren otomobiller Grup 2’de yarışırken harika sonuçlar alamamışlardı belki ama Porsche 911 ve Ford Escort gibilerine meydan okuyabilen sevimli araçlardı.

6) Lada Niva
Yetmişlerin sonunda Lada’nın Range Rover’a cevabı Niva modeli olmuştu. Pek lüks sayılmazlardı, ancak bugün Kuzey Afrika çöllerine gittiğimizde bir sürü Niva ile karşılaşmamızın bir sebebi var. Rus kırsalındaki çetin kış koşullarına direnmesi için özel tasarlanmış bu arabalar çok dayanıklılar ve tasarımdaki basitlik de her şeyin kolayca tamir edilebilmesine imkan tanıyor. Bunu keşfeden Paris-Dakar yarışçıları da Niva’yı bu kırıcı ralliye adapte etmeyi başardılar.

7) Tatra T-607 Monoposto
Tatra en güçlü dönemlerinde bile sovyet hükümetinden emir almayan ve lüks tüketim otomobilleri üretmeyi sürdüren bir Çek firmasıydı. Uçaklardan ilham alan otomobiller yaparlardı, Fidel Castro’nun seçimi olan T-603 de bunlardan biriydi. Fakat Tatra motorsporlarını da çok severdi, II. Dünya Savaşı sonrasında yarışlar yeniden başladığında T-607 modelini geliştiren Tatra buna eklediği ‘Monoposto’ etiketiyle gizem katmıştı. Formula 1 ve Formula 2’de yarışan bu araç T-603 gibi V8 motoruna sahipti, ancak 95 beygir gücünden 160 beygir gücüne yükseltilmişti.

Alıntıdır.
Bize mi öyle geliyor, yoksa Dünya Ralli Şampiyonası B Grubu yarışması için yapılmış bu Lada Samara EVA gerçekten de çok mu havalı? Dönemin en iyi B Grubu araçlarının bir harmanı gibi gözüken otomobil; arkadan bakınca Lancia Delta S4, önden bakınca Peugeot 205 T16’dan izler taşıyor. Ne yazık ki Lada bu otomobilleri yarışa sokmak için gerekli olan üretimi yapamadan B Grubu yarışması son buldu.

2) Lada VFTS
Litvanya’daki VFTS (Vilnius Fabrik Tuning Sport) şirketi tarafından üretilen listemizdeki bu ikinci Lada da bir B Grubu makinesi. Sovyetler dışında Riva, Nova, Classic, Signet, Laika veya Kalinka gibi adları olan Ciguli model alınarak üretilen araç, bu sayede Fiat 124 ile de bir akrabalık taşıyor. Tabii B Grubu makinesi deyince aklınıza 600 beygir gücünde kükreyen bir motor gelmesin. Küçük Rus yalnızca 240 beygir gücüne sahipti.

3) Škoda 130 RS
Yetmişlerde arkadan çekerli bir otomobil almak istediyseniz, ancak yastık altında saklanmış yeteri kadar paranız yoksa tek seçeneğiniz vardı: Škoda 130 RS. Bu dönemde ralli şampiyonalarında da kullanılan otomobil, 1.4 litrelik dört silindir motorundan 130 beygir gücü çıkarabiliyordu, ancak 780 kiloluk ağırlığıyla önemli bir avantajı da haizdi.

4) Trabant
Doğu Bloku otomotiv kültürünün ilk akla gelen temsilcisi, adeta dönemin bir sembolü. İki kapılı, çirkin bir aile otomobili ve iki zamanlı 600cc’lik efektiflikten uzak bir motoruyla yarışlar için biçilmiş kaftan gözükmüyor olabilir. Fakat yalnızca 750 kilogram çeken bu otomobiller, motordaki modifikasyonlar ya da tamamıyla yeni motorların eklenmesiyle güç/ağırlık oranını artırıp bir yarış otomobiline dönüştürülebiliyorlardı. Bir Suzuki Hayabusa motosiklet motorundan güç alan Trabusa da böyle hayat bulmuştu. Trabi halen Doğu Avrupa’daki bazı yerel rallilerde kullanılsa da 1988 Macaristan Grand Prix’de “yarış destek” araçları olarak kullanılmaları, muhtemelen motorsporları kariyerlerinin zirvesidir.

5) Polski Fiat 126
Bir başka Sovyet-İtalyan melezi olarak Polski Fiat 126 da yetmişlerde ve seksenlerde Polonya’da yaşayanlara İtalyan hızını hissettirmişti. Bununla yetinmeyip bir de ralli takımına can veren otomobiller Grup 2’de yarışırken harika sonuçlar alamamışlardı belki ama Porsche 911 ve Ford Escort gibilerine meydan okuyabilen sevimli araçlardı.

6) Lada Niva
Yetmişlerin sonunda Lada’nın Range Rover’a cevabı Niva modeli olmuştu. Pek lüks sayılmazlardı, ancak bugün Kuzey Afrika çöllerine gittiğimizde bir sürü Niva ile karşılaşmamızın bir sebebi var. Rus kırsalındaki çetin kış koşullarına direnmesi için özel tasarlanmış bu arabalar çok dayanıklılar ve tasarımdaki basitlik de her şeyin kolayca tamir edilebilmesine imkan tanıyor. Bunu keşfeden Paris-Dakar yarışçıları da Niva’yı bu kırıcı ralliye adapte etmeyi başardılar.

7) Tatra T-607 Monoposto
Tatra en güçlü dönemlerinde bile sovyet hükümetinden emir almayan ve lüks tüketim otomobilleri üretmeyi sürdüren bir Çek firmasıydı. Uçaklardan ilham alan otomobiller yaparlardı, Fidel Castro’nun seçimi olan T-603 de bunlardan biriydi. Fakat Tatra motorsporlarını da çok severdi, II. Dünya Savaşı sonrasında yarışlar yeniden başladığında T-607 modelini geliştiren Tatra buna eklediği ‘Monoposto’ etiketiyle gizem katmıştı. Formula 1 ve Formula 2’de yarışan bu araç T-603 gibi V8 motoruna sahipti, ancak 95 beygir gücünden 160 beygir gücüne yükseltilmişti.

Alıntıdır.