Sifir araç rodaj dönemi

Mr.Clio

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
17 Eki 2014
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Arkadaşlar merhaba,


hayatımı Volvo iş makinalarında servis müdürlüğü yaparak kazanıyorum ve makine mühendisiyim, işim gereği 13 yıldır dizel motorları üzerinde artık bir nebze bilgi sahibi olduğumu söylemek yanlış olmasa gerek, yılda ortalama 40 adet büyük hacimli dizel motorlarını rektifye ediyor , yüzlercesinide tamir ediyoruz.


öncellikle burada yazacaklarımın sizlere yardımcı olabilmesi adına yazıldığını bildirmek isterim, bazı arkadaşlar gibi çok bilmiş vs kelimelerini duymak istemiyorum beğenmeyen yapmaz kardeşim,bildiğini okur.

örnek olarak şunuda belirtmek isterimki 2013da filo halinde gelen şirket araçlarımızdan benimkini ben önerdiğim şekilde rodaj süresini atlattım meslekdaşım ise genelde bilinen tekniklerle ve ikimiz 6000km sonra test amaçlı karşılaştırdığımızda aynı kg olan ikimiz direksiyon başında, depolar ful, lastikler tam ayarda, adana-Gaziantep yolunda aynı koşullarda arka arkaya insan hatasına maruz bırakmadan cruise kontrol kullanarak sabit hızda araçlarımızı denedik , onunkisi 5.2lt yakarken benimkisi 4.9lt yaktı, onun azami hızı yokuş aşağı 192ken benimkisi 196idi.


gelelim konuya:


öncellikle rodaj nedir, ve gerçektende yeni araçlarda rodaj diye bir şey artık yokmudur?


rodaj aracınızın motor bloğunda bulunan piston, segman ve piston yuvası/duvarı arasındaki kaynaşma süresidir.

pistonlarınız yukarıdan aşağı çalışırken kendisi ile piston yuvası/duvarı arasındaki yüzeydeki boşluğu segman doldurur.

bu segman pistonun etrafına sarılı ve yanma,patlama sırasında oluşan basınç altında piston yuvasına doğru yaylanarak açılır.
bu boşluğu doldurarak motor yağının segmanın altında kalmasını, yanma odasına girmemesini sağlar yani süpürme işlevi görmektedir.


istenilen, arzulanılan piston yuvası tertemiz bir yüzeye sahip olsun, segmanlar piston yuvasına mikron değerindeki boşlukları bile doldurarak çalışsın.

sıfır motorların piston yüzeyi mükkemmel bir yuvarlak olamaz, aynı şekilde pistonlarda, aynı şekilde segmanlarda, bunların her birinde ufak tefek (gözle görülemeyen mikron büyüklüğünde) boşluklar vs bulunur ve hepsi birleşince çalışan bir motordaki basınç altında yağın yanma odasına geçebilmesine sebeb olurlar.



işte rodaj burada devreye girmektedir, mühendislerin bu durumu önleyeibilmek adına bulduğu yöntemin adı rodajdır ve çalışma prensibi şu şekildedir.

piston yuvası yüzeyine kasti olarak mühendisler zımparamsı bir madde uygularlar, bu madde et kalınlığı bol olan segmanları motor çalıştıkça, yukarı aşağı indikçe ve segmanlar basınç altında bu zımparamsı yüzeyli piston yuvasına bastırdıkça traşlarlar.

bu süre zarfında hem segmanlar o zımparamsı maddeyi yoketmeye başlar piston yüzeyini temizlerle, hem o zımparamsı madde segmanı traşlar ve zamanla birbirlerine uyuşarak jük diye oturmalarını sağlarlar.

bu sayede başta döküm olan motor bloğu,piston ve segmanlardaki mikron olan boşluklar kapanmış olur,tam anlamıyla sızıntısız sağlıklı motor elde edilir.


peki yeni araçlarda bize rodaj artık yok deniliyor, bu doğrumu?

HAYIR! HEMDE KESİNLİKLE HAYIR BU YANLIŞ!!

piston yüzeyinde bulunan bu zımparamsı madde kullanım tarzına,motor karekteristiğine göre 1000-1500km boyunca orada kalır ve işlev görür.

yine bu zımparamsı maddenin temizlenmesi için gerekli olan şey segmanlara gelecek olan basınçtır, bu basıncın oluşabilmesi için motora yük binmesi gerekir.


bu sebeb ile hiçbir fabrika ne motorunuzu araca takıp aracınızı sürerek yük bindirecektir nede hiçbir fabrika sırf rodaj süresini atlatabilmek için 1000-1500km kadar yakıt yakacaktır.


fabrikaların yaptığı rodaj süresini sizin insan hatanıza mahruz kalmadan profosyonelce rodaj süresini sadece başlatmaktır,bu makinalara motorun bağlanıp 20dk çalıştırılmasından öte bir şey değildir. yani rodajın kalbi bu ilk andır ama daha çok fazlası vardır,
işleminiz bitmemiştir burada 1000-1500km sizede düşecek olan görev vardır. bu sebebtendirki kullanım kılavuzunda talimatlar vardır aksi takdirde olmazdı.



RODAJ Süresinde yapılmaması gerekenler:

1) 1000km dolmadan 2500rpm üzerine çıkmaktan sakınmak

2) boş vitesde yada park halinde çalış vaziyetde aracı bırakmak

3) sabit hızda aracı sürmek



burada istediğiniz segmanlara o zımparamsı madde ile uyum sağlayabilmektir, bunun için yukarıdada bahsettiğim gibi 1000km vaktiniz vardır hatta en kritik olan süresi ilk 250-500kmdir. segmanlara gerekli olan basınçtır, basınç olmadan segmanlar dışarı doğru yaylanmaz, piston yüzeyine teması az olur ve zımparamsı madde hiçbir işlev yapamadan kendiliğinden yağ ile yok olur.



YAPILMASI GEREKENLER:

1) motoru yük altında bırakmak, bu gidin araca 500kg yük koyun demek değildir, bu gaz pedalı ile olur.

aracı bu ilk kritik süre zarfında ne kadar vites atar, düşürür, hızlanır, yavaşlarsanız vede bu hızlanmaları tam gaz yada verebildiğiniz kadar gaz ile 2500rpmi yakalar sonra bir üst vitese geçiş yaparsanız o kadar iyidir.

2) 1000km'ye gelindiğinde aracın segmanları ile zımparamsı maddesi artık birbiri ile kaynaşmıştır, bu süreçten sonra zımparamsı maddesi olmayıp yinede kaynaşması gereken rulmanlarada fırsat vermeniz gerekir.

bunun için araç 1000kmdeyken aracı bulabildiğinize uzun bir yokuş bulup, mümkünse araçta yük olup, klima,far vs açıp aracı sağ alıp
sıfırdan o yokuşu 1-2-3 çıkabildiğiniz kadar vitesi kullanark çıkabildiğiniz kadar yüksek hıza vitesleri 4000rpmde atarak çıkmalısınız.



emin olun çok fazla araca sahip oldum,hepsini bu şekilde açtım ve hepsininde motoru çok sağlıklıca birkez bile arıza çıkarmadığı gibi meslektaşlarıma verilen aynı araçlara göre benimkisi hep daha az yaktı,daha seriydi.
 

*USTA

Mustafa USTA, T.C Vatandaşı,
Genel Başkan
09-Aydın
Katılım
9 Eki 2010
Mesajlar
33,496
Tepki puanı
1,664
Puanları
113
Yaş
55
Güzel ve açıklayıcı bir yazı olmuş, elimdeki işi bırakıp tamamını okudum ve oldukça zevk aldım, emeğine sağlık kardeşim...:eyv
 

Mr.Clio

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
17 Eki 2014
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Güzel ve açıklayıcı bir yazı olmuş, elimdeki işi bırakıp tamamını okudum ve oldukça zevk aldım, emeğine sağlık kardeşim...:eyv

Ben teşekkür ederim Mustafa abim, ben yurtdışında doğdum büyüdüm, orada adamlar yerli beyaz eşya, yerli araba, yerli tedarikçiler kullanırlar, herkes birdir, halk adeta bir takım ruhu taşır ülkeyi korurlar.

aynı fikre sahip bende kime yardımcı olabilirsem o kardır diyeyerek bende bildiklerimi paylaşmak istedim.


yaşadığım ülkede 1 generasyondur orada olan çinlisinden,afrikalısından, rusundan, Avrupalısına herkes kendini oralı olarak benimsiyor,mutlu saygılı ve bilinçli.


400-500 senedir burada olan birçok ırkımız var ama maalesef halen kürt,arap,şu bu diyen görüyorum, yola efes şişesi atanlar, birbirine küfredenler vs bunları umuyorum birgün aşacağız.ülkemiz cennet CENNET! emin olun birçok ülkeden olmayan binbir güzelliğe sahibiz birde kendimizi aşarsak, sahiplenir, mutlu ve barışık,saygılı ve art niyetsiz olursak emin olun bizden iyisi olacağını sanmıyorum.

Hayırlı Cumalar herkese
 

KaRaHaN

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
12 Eki 2010
Mesajlar
7,127
Tepki puanı
442
Puanları
0
Yaş
43
Yazınızı baştan sona okudum ve gerçekten bilgi ve birikimizi en güzel ve anlaşılır şekilde aktarmışsınız bu konuda eksiği olan tüm arkadaşlar bu yazınızdan esinlenerek gerekli olan rotaj ını yapacağına inanıyor ve dizel motorlar hakkındaki bilgilerinizi dizel kullananlara aktarmaya devam etmenizi diliyerek emeğinize sağlık diyorum :eyv
 

Mr.Clio

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
17 Eki 2014
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Yazınızı baştan sona okudum ve gerçekten bilgi ve birikimizi en güzel ve anlaşılır şekilde aktarmışsınız bu konuda eksiği olan tüm arkadaşlar bu yazınızdan esinlenerek gerekli olan rotaj ını yapacağına inanıyor ve dizel motorlar hakkındaki bilgilerinizi dizel kullananlara aktarmaya devam etmenizi diliyerek emeğinize sağlık diyorum :eyv

Rica ederim Murat bey, değerli yorumlarınız için ben size teşekkür ederim.
 

Fethi

Fethi Beyazay,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
15 Nis 2011
Mesajlar
686
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
35
Ben genelde uzun bir yazı okumayı sevmem belli noktadan sonra sıkılan insanımdır ve 5 sene önce sıfır aldım aracı rodaj bakımı filan hiç bir şeyi kalmadı ama yazınız gerçekten çok güzel sonuna kadar okudum. Bilgiler için teşekkür ederim :eyv
 

Htmakina

Hakkı TAM, ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
8 Nis 2013
Mesajlar
9,332
Tepki puanı
527
Puanları
0
Yaş
58
Bilgi paylaşımı ve güzel dilekleriniz için teşekkür ederiz Murat kardeşim. Bir gün bu Vatanın Cennet olduğunu herkes görecekte umarım iş işten geçmiş olmaz o zaman kadar.
 

Mr.Clio

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
17 Eki 2014
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Bilgi paylaşımı ve güzel dilekleriniz için teşekkür ederiz Murat kardeşim. Bir gün bu Vatanın Cennet olduğunu herkes görecekte umarım iş işten geçmiş olmaz o zaman kadar.

Frekans karıştı isim Murat değil abi isimim Timur :)

ne kadar erken uyanır, ne kadar erken davranırsak okadar iyi abicim zararın neresinden dönersek kar diyip önce ailemize,sonra arkadaşlarımıza,meslekdaşlarımıza bunu aşılamak lazım.en azından bir başlangıç.
 

or_by

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Ara 2014
Mesajlar
1,411
Tepki puanı
0
Puanları
0
bu bahsettikleriniz dizel motorlar için mi geçerli?
 

Mr.Clio

Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
17 Eki 2014
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
bu bahsettikleriniz dizel motorlar için mi geçerli?

benzinliyide kapsamaktadır, benzinli motorlarda bir nebze daha yüksek devir olan 3000rpme kadar çıkartılabilir (maksimum)

burada devirin yüksek olmamasına dair göstermekte olduğumuz hassasiyetin sebebi ısı kaynaklıdır, ısı ne kadar çok ise piston yuvalarındaki madde o kadar çabuk aşınır,
1000km boyunda orada olmasını ümit edip görevini yerine getirmesini dilediğimiz madde 30kmde yok olursa işimize gelmez o sebeble genelde abi sıfır motoru bağırtıra bağırtıra açacaksının yanlış olma sebebi, kullanım kılavuzundaki rodaj süresince devire limit koymalarındaki sebebin altında bu yatar.

yeni nesil dizellerde çok inanılmaz derecede yüksek kompresyon vardır üzerine oda yetmemiş gibi turbo vardır onuda yine çok yüksek basınçta püskürtme yapan enjektörler takip edince ısı 2500rpm üzeri yüksek olabiliyor.

benzinli motorlarda zaten ateşleme (buji) prensibi üstüne çalıştığından bu ısı daha yüksektir.
 
Üst